
BİR İBRET HİKAYESİ !
10 Subat 2025 00:10:08
Bugün benim için özel, ama gazetecilik için epeydir genel bir sorunu/konuyu yazacağım.
İlkten bir giriş yapmam gerekiyor:
AKP’nin basının özgürce işini yapmasını engellemek için yakın zaman önce çıkarttığı bir yasa var: 6698 sayılı yasa. Bu yasa “kişisel verilerin korunması” gerekçesiyle çıkartıldı.
Kişisel verilerin veya özel yaşamın korunması çok kapsamlı, nereye çekersen oraya uzayabilecek bir kavramdır. Bu yasa gazeteciliğin adeta elini-kolunu bağlıyor. Çok dikkatli olmazsanız hakkınızda açılacak bireysel veya kamusal bir dava sonucu 4 yıla kadar hapis cezası almanız olası.
Bu yasaya ilk takılan gazetelerden birisi de bizim Yeni Ufuk oldu, birey olarak da aynı ismi taşıdığımız küçük oğlum Sina Çıladır...
Bu yasa, suç ve ceza kavramlarının oransal dengesini en çok bozan yasalardan birisidir. Buna örnek olduğu için bu dava ile daha sonraki bir davanın sonuçları üzerinde duracağım:
Geçen genel seçim öncesi İyi Partinin Kdz. Ereğli ilçe yönetim kurulu bizim Sina hakkında 6698 sayılı yasayı ihlal ettiği gerekçesiyle ihbarda bulundu. Yeni Ufuk’un “suçu” somut olarak İYİ Partili kadınların whatsapp mesajlarında kendi milletvekili adayını eleştirmelerini afişe etmekti. Dava açıldı. Yerel mahkeme, tek celsede Sina hakkında 3 yıl 4 ay hapis cezasına hükmetti. (Karar istinafta..)
İkinci olay daha ilginçti:
Yeni Ufuk, son yerel seçim öncesi gazetecilik yapmış, belediye meclisi aday listelerinin bazılarını resmi açıklamadan önce yayınlamıştı. Bunların içinde CHP listesi de vardı...
Seçim yapıldı. Kazanan kazandı. Aradan aylar geçti. Derken CHP’li bir belediye meclisi üyesi Sina hakkında liste kapsamındaki kişisel verilerini, (kimlik bilgilerini) yayınladığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Oysa bu bilgiler bizzat kendisinin kamuoyuna kendi fotoğrafını da koyarak açıkladığı mazbatasında da vardı, sosyal medya hesabında da...
CHP’li üyenin ihbarı üzerine kamu davası açıldı ve oğluma bu kez 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Aynı suça iştirak ettiği gerekçesiyle bir yerel gazeteci de aynı cezayı aldı.
Bunları 6698 sayılı yasanın gazetecilerin nasıl elini kolunu bağladığını örnek teşkil ettiği için yazıyorum.
Tabii bu iki olayın bir de siyasi boyutu var.
CHP’yi nasıl biliriz? Basın dostu olarak değil mi ? Gerçekten de öyledir. Nitekim CHP de 6698 sayılı hükümet tasarısının yasalaşmaması için çok mücadele vermişti. Basın özgürlüğü konusunda CHP’ye söz söylenemez.
Ama, CHP üstyönetimini de kapsayarak zaman zaman bazı “faül”ler de olmuyor değil.
Bunu açmam gerekiyor:
Bizim Sina’ya 6698 sayılı yasayı ihlal ettiği gerekçesiyle genel seçim öncesi 3 yıl 4 ay ceza aldıran İyi Parti Kdz. Ereğli ilçe yönetimi bugün topluca CHP saflarında ! Bu transferin çok ilginç bir de hikayesi var:
İyi Parti’nin anılan yönetim kurulu topluca istifa edip CHP’ye üyelik başvurusu yapıyorlar. Ancak CHP ilçe yönetim kurulu, Sina’ya verdirdikleri ceza nedeniyle kamuoyunda “basın düşmanı” olarak anılan bu ekibin üyelik başvurusunu reddediyor. Ret kararını il yönetim kurulu da onaylıyor. Başka gerekçeleri de var mıydı, bilmiyorum.
İyi Partililer yılmıyor. Bu kez CHP Genel Merkezine başvuruyorlar. CHP’nin Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan yardımcısı Gökhan Zeybek, ilçe ve il yöneticilerinin kararlarını çiğneyerek bu “basın düşmanı” ekibi CHP’ye alıyor !..Bizim Sina ile genç bir gazeteciye toplam 8 yıl 2 ay hapis cezası aldıran eski İyi Parti üyeleri ile onlara kollarını açan Gökhan Zeybek ve 6698 muhbiri belediye meclisi üyesi CHP’de siyaset yapmayı sürdürüyorlar hep birlikte...
Bu bir ibret hikayesidir !
Yazıyı bitirirken Gökhan Zeybek’e birkaç soru açacağım:
6698 muhbiri birkaç kişiyi partinize kazandırmayı (!) bir gazetecinin yıllarca hapiste yatmasına bilerek yeğlediysen eğer, sizin CHP’de ne işiniz var ?
Yok bunları partinize bilmeyerek aldıysanız, şimdi öğrendiniz ! Bunlar ile öteki 6698 muhbiri belediye meclisi üyesi hakkında ne yapmayı düşünüyorsunuz ?..
Bu soruların yanıtlarını alıncaya kadar yeri geldikçe sorularımı yinelemeyi sürdüreceğim.
ETİKETLER : Yazdır