
OYUN İÇİNDE OYUN !
06 Ocak 2025 01:04:29
Suriye’deki durumun en özet şekli şöyle:
ABD-AB, Esad rejimini devirdi, yerine HTŞ’yi getirdi. Şimdi Suriye’nin Kuzeydoğusunda bir Kürt devleti kurmaya yöneldi. Dizginler tamamen ABD-AB’nin elinde. Yeni süreci, Golan’ı işgal eden İsrail ile Fırat’ın doğusunda konuşlanmış durumdaki PKK ve türevleri kontrol altında tutuyor.
HTŞ ABD’nin kuklasından başka bir şey değil.
ABD’nin bundan sonraki hedefi, Kürt azınlıkları kullanarak İran ve Türkiye’yi bölmektir. PKK ve türevlerinin Suriye’de kalıcı kılınmaya çalışılmasının nedeni bu.
İsrail, İran’ın bölünmesi operasyonunda öncelik alacak, Suriye’de konuşlanan PKK ve türevleri de Türkiye’nin bölünmesinde...Oyununun içinde Suudi Arabistan da var.
Bu proje, doğal olarak Türkiye’yi Suriye’de devre-dışı bırakmayı öngörüyor. Nitekim Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’nu (SMO) HTŞ, yeni kurulacak Suriye ordusunun dışında tutuyor. ABD’nin zorlamasıyla Türkiye’nin Suriye’de yapıcı bir rol almasına da pek sıcak değil.
Buradan bakarak , Bahçeli’nin Öcalan’ın yaptığı, “PKK silah bıraksın” çağrısının riskli gelişmelere açık olduğunu düşünenler var. Nitekim, Öcalan-DEM görüşmesi, silah bırakma taleplerinin yanısıra Kürt sorunu’nun gündeme taşınmasına yolaçtı yeniden. PKK ‘yı da kapsayan sorun federatif talepler de içeriyor mu, bilmiyorum.
Bahçeli’nin çağrısının böyle bir gelişmeye yolaçacağı tahmin ediliyordu. MHP-Bahçeli de bunun farkındaydı elbette.
“Silah bırak” çağrısı, gerçekte, çağrının yolacağı gelişmeler peşinen sineye çekilerek anayasa değişikliği yoluyla Erdoğan’a adaylık sürecini açmak ve bu bağlamda DEM’in desteğini almak için yapıldı. Damıtılmış pragmatik bir politika bu.
İkili bir oyun da diyebiliriz:
DEM, Bahçeli’nin çağrısını PKK’yı aklamak ve Kürt Sorunu’nu meclise taşımak için kullanırken; Cumhur İttifakı da anayasa değişikliğini gündeme taşıyarak DEM’in desteğini alma peşinde.
Bu durumda kim kimi kullanıyor ?
İttifak mı Öcalan ve DEM’i kullanıyor, yoksa aksi mi ?
Bence İttifak daha avantajlı. Çünkü, Öcalan’ın talepleri ile Kürt Sorunu’nun meclise taşınması sorunu, koşula bağlı, çok grift ve uzun tartışmalara yolaçacak ve geniş bir zamana yayılacak bir sorun.
Ama anayasa değişikliği öyle değil. Değişiklik tasarısı sanırım hazır. DEM ve birkaç muhafazakâr parti evet dediği an meclise taşıyıp bağlanabilir.
Silah bırakmaya ilişkin olası talepler de zaten pamuk ipliğine, Öcalan’ın yapacağı çağrının karşılık bulmasına bağlı. Ki yahut çok zayıf bir olasılık bu.
Bence bu plan, iktidarın bugüne kadar kurguladığı en zeki plan. Daha önce de yazdım: DEM’in desteğini anayasanın 42 ve 66 maddelerini değiştirme vaadiyle de sağlayabilirlerdi.
Demek ki bu yeterli görülmedi. Öcalan’lı oyun kurgulandı.
İktidar, Bahçeli üzerinden Öcalan ile DEM’i henüz tufaya getirmediyse bile getirmek üzere !..
DEM’in ve Öcalan’ın taleplerinin hayata geçmesi, Öcalan’ın yapacağı çağrıya bağlı , dedim. Oysa, DEM’in desteğiyle anayasanın değiştirilmesi sorunu çok kısa sürede çözülebilecek bir sorun. Bu durumda kim kimi manipule etmiş oluyor ?
Şöyle bağlayacağım:
İktidar, DEM’in desteğini almak için teröre taviz vermiyor, tam tersi terörü bitirmekte kararlı. Şu anki politikaları, DEM’in desteğini almak için Öcalan’a hak etmediği bir rol atfetmekten ibaret. Yoksa Öcalan’a hiç ihtiyaçları yok. Kandil zaten bitmiş durumda. PKK’nın Suriye’deki türevlerinin ise Öcalan’ın çağrısına evet demesi zaten sözkonusu değil...
ETİKETLER : Yazdır