
CHP NE YAPACAK ?
31 Aralik 2024 00:17:20
Tuhaf şeyler oluyor:
Öcalan ile İmralı’da görüşen DEM heyetinden yapılan açıklamaya göre, PKK’nın askıdaki lideri Öcalan DEM heyetine şöyle bir görev vermiş: “Gidin” demiş “tüm siyasal partilerle benim adıma görüşün. Benim çözüm süreci hakkındaki görüşlerimi onlara anlatın ve onların dediklerini bana getirin.”
Öcalan kurnaz birisi. Bu tavrı ile devlet ve iktidardan sonra kendisini muhalefete de tek muhatap olarak konumlandırıyor !
DEM’liler önümüzdeki günlerde Öcalan’ın talimatı doğrultusunda muhalefet partilerinden randevu isteyecekler; kabül edenlerle Öcalan adına fikir teatisinde bulunacaklar.
İyi Parti ve Zafer Partisi gibi radikal milliyetçi partilerin DEM’e randevu vermesini beklemiyorum. Muhafazakar partiler ne yapar bimiyorum.
Merakım şu: CHP ne yapacak ?
CHP’nin Suriye konusunda olduğu gibi etnik konularda, bu arada Kürt Sorunu konusunda derinliği olan bir politikası/tavrı yok. Örneğin “çözüm” konusunda Özel şunu söylüyor zaman zaman:
“Kürt sorunu vardır ve sorun mecliste çözülmelidir. Bu konudaki kırmızı çizgimizdir, şehit yakınları ile gazilerin hassasiyetlerinin dikkate alınmasıdır...”
Soru kendiliğinden doğuyor:
DEM heyeti CHP’den Öcalan adına randevu istese altı çizilen “hassasiyet”i aşma girişimi anlamına gelmeyecek mi bu ?
CHP, DEM’in randevu talebine evet derse bu anlama gelir. Çünkü bu durumda hem Öcalan’ı muhatap kabül etmiş ve hem de PKK ile çözüm konusunda müzakereyi kabül etmiş olur...
CHP, Öcalan ile DEM aracılığı ile görüşme yapmayı kabul etmemelidir.
Yok, Kürt oylarını kerteriz tutarak DEM’in randevu talebine evet derse, bu aynı zamanda Öcalan ile “çözüm” konusunda fikir teatisini kabül etmek anlamına gelecektir. Bu durumda şehit yakınları ile gazilerin hassasiyetine sırt dönülmüş olunmayacak mıdır ?
Aslında CHP’nin Kürt Sorunu’nun çözümünde şehit ve gazilerin hassasiyetini öne çıkartması duygusal bir yaklaşımdır ve yanlıştır. Çünkü politikada duygulara yer yoktur. Şehit ve gazilerin hassasiyetini kırmızı çizgi kabül eden bir zihniyetin gerçekte “çözüm”e de karşı çıkması gerekir. Çünkü Kürt Sorunu’nun masaya taşınması şehit yakınları ile gazilerin kırmızı çizgisidir zaten.
CHP, Kürt Sorunu ile bunun çözümünden yana ise, şehit ve gazilerin hassasiyet sınırını zaten aşmış sayılır. Politikada böyle şeyler yer yoktur. Türkiye’nin esenliği için şehit yakınları ile gazilerin de, onların hassasiyetlerini kırmızı çizgi sayan CHP’nin de duygusallıklarını aşmaları gerekir. Çünkü intikam saplantısı doğru politikalar üretilmesini engeller.
CHP bu konuda Kürt etnisti ile şehit yakınları ve gaziler arasında sıkışmış bir görünüm veriyor. Türkiye’nin esenliği için bunu aşmak zorunda CHP.
Ama bu, PKK’nın silah bırakması ve Kürt Sorununun çözümü için Öcalan’ı “tek yetkili” gören gayrı-ciddi girişime malzeme olmayı da gerektirmiyor; tam tersi, ne CHP’nin ve ne de iktidarın PKK terör örgütünün askıdaki başı ile konuşacağı birşeyi yoktur ve olmamaldır. Bir devlet ilke olarak terörle masaya oturmaz çünkü.
Kaldı ki Öcalan’ın PKK üzerinde bir etkisinin olup olmadığı da belli değil. DEM, Kürt etnistinin taleplerini meclise taşırsa CHP doğal olarak çözüm için aktif bir rol oynamalıdır elbette. Bu zaten Türkiye’nin esenliği için CHP’ye de yüklenen bir görevdir.
Ama, DEM’in iktidarla el-ele verip yazdığı Öcalan’lı çözüm senaryosunda yer almak, anayasa değişikliği için kurulan tuzağa düşmek anlamına gelecektir.
İktidarın, Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için Kürtlerin desteğini alma amacıyla sahnelediği oyuna, Kürt oylarına ters düşmemek için dahil olmak, oyunu kurgulayanların işine gelir ancak !..
Oyunun dışında kalmak, içinde olmaktan çok daha sağlıklı sonuçlar verir bazen.
ETİKETLER : Yazdır