GEZİ ISRARI NİYE ?
03 Ekim 2023 00:20:17
Gezi sanık’larına verilen mahkumiyet kararlarının Yargıtay tarafından onanması uluslararası çapta yankılara ve eleştirilere yolaçtı.
Eleştirilere/tepkilere hak veriyor ve katılıyorum. Hukukun üstünlüğü ilkesi katledildi, vicdanlar kanatıldı…
Peki niçin ?
Bu soruyu yanıtlamadan önce Gezi Direnişinin ne olup olmadığı sorusunun yanıtlanması gerekiyor :
Gezi, ekonomik ve siyasal krizin yolaçtığı bir sosyal patlamaydı: Kendiliğinden gelme/spontane bir olaydı. Siyasi önderi yoktu. Çok çok doğal önderleri vardı:
Sosyal kriz değişik şekillerde dışa vurur. Bunların birisi de kitle gösterileridir. Bu tür kitlevi patlamaların ortaya çıkması bazen rastlantısal da olabilir. Bir yerde bir kıvılcım çakar, tüm bozkırı tutuşturur; münferit bir eylem domine etkisi yaratarak önceden kestirilemeyecek bir hızla büyüyebilir.
Gezi’de öyle oldu. Küçük bir çevre eylemi, kıvılcım niteliği kazanarak çok geniş kitleleri peşinden sürükledi.
Kimler yoktu ki orada ? Her sosyal kesimden, her inanıştan, her siyasal perspektiften, her meslekten herkes !
Oradaki herkesi birleştiren çimento; ekonomik, sosyal, kültürel, nitelikteki siyasal ortak taleplerdi. Yani, demokrasi/özgürlük istiyordu oradaki insanlar.
Eylem, kimilerinin iddia ettiği gibi, bir “sivil darbe” girişimi değildi. Tam tersi, demokrasi ve özgürlükleri korumaya çalışan barışçıl bir hareketti.
Eğer direnişe müdahale edilmeseydi, taleplerin topluca dile getirilmesinin yolaçtığı zihinsel doygunluk direnişin kendiliğinden kalkmasıyla sonuçlanacaktı.
Mücadele edildi. Barışçı hareket, sert müdahalelerle bir “kalkışma” formuna sokulmak istendi.
Eyleme yüzbinlerce kişi katıldığı halde bir avuç aydın “kalkışma”nın önderi (!) olarak suçlanıp içeri atıldı.
Burası mantığın durduğu yerdir:
Bu dört-beş kişi mi iktidarı devirecekti ? Yok herkes ise, niçin sanık sandalyesinde değil o yüzbinler ?!..
Burada bir soru çıkıyor ortaya:
İktidar Gezi olaylarının üzerinde niçin bu kadar sert şekilde ve ısrarla durdu ve hâlâ duruyor ?
Amacı, Gezi’ye hukuki bir esvap da giydirip “darbe girişimi” olarak tescil etmek; resmi tarihe sokmak…
Bu yolla çaplı kitle eylemlerini “darbe girişimi” olarak cezalandırmak!..
Bir başka deyişle sokağın sesini susturmak!..
Oysa, demokrat nitelikteki/barışa kitle eylemleri anti-demokratizmi değil, demokrasiyi besler ve güçlendirir.
Gezi bu anlamda demokratik/özgürlükçü bir tepkiydi. Bugün de halkın özgürlük taleplerini önderlik yapan bir deniz feneri gibi !..
Şöyle düşünüyorlar:
Gezi hukuken de aklanırsa benzeri olayların gelişmesini tetikler…
Bu doğru değil. Çünkü baskılanan toplumlar, önlerinde Gezi gibi bir örnek olmasa da onu yaratmak yeteneğine sahiptir.
Gezi’ye kadar Türkiye tarihinde başka gezi mi vardı örnek alınacak ?!..
En doğru yol, demokrasiyi demokrasiyle beslemektir. Suyun başındakiler demokrat ise elbette !..
ETİKETLER : Yazdır