GÖZLERİ MEDENİ KANUN’DA !
25 Eylül 2023 00:27:49
Dört günlük “kafa izni” bitti, cepheye dönüyorum…
Yazmadığım dört günde gündem pek değişmedi: Politika faizinin 30 puana çıkması, kadın voleybol takımımızın olimpiyat vizesini alması ile Özgür Özel’in CHP’yi solda konumlandıran açıklamaları ve Erdoğan’ın anayasa değişikliğini yeniden ısıtmaya başlaması gündemin satırbaşlarıydı…
Sanıyorum bunların en önemlisi anayasa değişikliği girişimidir. Bu konuda ben de bir yazı yazmış ve anayasanın değiştirilmelerini savunmuştum.
AKP ile benim argümanım farklıydı ama: İktidarın anayasa değişikliği hamlesi, daha çok kadın haklarına dayalıyken, ben başkanlık sisteminin önünü açan son anayasa değişikliğine karşı çıkıyordum. Bu anlamda anayasanın değiştirilmesini istiyordum. Bir tür rotasyon önermesiydi bu…
İktidar ve çevresi yeni anayasa değişikliğinin öznesinin aile yapısı/hukuku olacağı izlemini veren açıklamalar yapıyor.
Sanıyorum gözleri Türk Medeni Kanunu’nda ! Onu tümüyle kaldırmasalar bile en azından revize etmek istiyorlar…
Türk Medeni Kanunu, Atatürk reformlarının en önemlilerinden birisidir. 17 Şubat 1926’da kabül edilmiş, 4 Nisan’da yürürlüğe girmişti. Kanun kadın-erkek eşitliğine dayalıydı, kadınlara geniş haklar sağlıyordu.
Örneğin…
Aile kurumu içinde kadın-erkek eşitti. Evliliklerde resmi nikâh zorunluydu. Çok eşlilik yasaklanıyordu. Kadınlara çalışma özgürlüğü getiriliyordu. Miras konusunda kız-erkek çocuklar eşit haklara sahip oluyordu. Kadınlar boşanma hakkına kavuşuyordu, vb…
Özeti, kadın ve erkek her alanda eşitti…
Tarih kitapları Türk Medeni Kanunu’nun İsviçre Medeni Kanunu’ndan hazırlandığını yazıldığını yazar. Doğrudur da. Ancak kadınlara haklarını bu yasa ile ilk kez verildiğini söylemek yanılgı olur:
İttihat Terakki hükümeti döneminde de kadınlara bazı haklar tanınmış ve bunlar cumhuriyetin kadın hakları konusundaki reformlarının kökünü oluşturmuştu.
Örneğin…
Türk milliyetçi ve feminist hareketinin öncülerinden olan Ziya Gökalp çarşaf ve peçeye karşı kampanya 1917’de başlatmıştı. Çarşafların kaldırılması mümkün olmamış peçe kaldırılmıştı.
Kadınlara lise ve üniversite kapıları açılmıştı.
Enver Paşa kadınlara çalışma özgürlüğü tanımış, hatta kadınlara iş bulmak için bir de dernek kurmuştu. İş bulan kadınların evli olması zorunluydu. İlk Kadın İş Taburu bu dönemde kurulmuş; tabur, Birinci Ordu hizmetinde cephe gerişinde görev yapmıştı.
İstanbul belediyesi özel üniformalı (pantolonlu) kadınları sokak temizliğinde görevlendirilmişti vb.
Bu arada kadınlı erkekli sosyal toplantılar teşvik edilmiş ve ilk sosyal toplantı da Robert Kolejinde düzenlenmişti…
Medeni Kanun 2002’de revize edildi gerçi, ama iskeletini korudu…
Şimdi ne yapılmak isteniyor ?
Kökleri 1916-17’li yıllarda yatan, 1926’da kanunlaşan kadın hakları tırpanlanmaya çalışılıyor. Gözler de, İstanbul Sözleşmesi’nden sonra Türk Medeni Kanunu’na çevrildi. Anlaşılan kadının kazanılmış hakları elinden alınacak, en azından revize edilecek ve ataerkil/erkek egemen toplum koşullarına yeniden dönülecek…
- yüzyıldan günümüze ışınlanmış gibiler !..
ETİKETLER : Yazdır