TARAFSIZ BASIN ?
16 Eylül 2023 01:24:34
Tarafsızlık savında ne de çok gazetemiz, TV’miz, internet sitemiz vb. var !..
Haber programlarının reklamını yaparken bir yere mutlaka “tarafsız” kelimesini sıkıştırıyorlar…
“Tarafsız Bölge” diye TV programı bile var: “Moderatör”üne/yöneticisine bakıyorsunuz, yandaş medyanın “amiral gemisi”nin genel yönetmeni ! Program yaptığı TV de yandaş !..
Tarafsızlık pazarlıyorlar ama dibine kadar taraflar !
Başkaları da var…Onlar da tarafsız habercilik yaptıkları savındalar, bunların ayrıca tarafsızlıklarını (!) sık sık okurlarının/izleyicilerinin gözüne sokmak gibi kötü bir alışkanlıkları da var.
Bunun psikolojik bir nedeni olmalı…
Oysa haber, haberdir. Tarafsız ve/veya taraflı haber diye bir şey yoktur. Haberler sunulurken taraflaşır. Ekmek zammını yandaş basın başka verir, muhalif basın başka ! Altın kural, öncelikle haberin doğrulanmasıdır. Haber doğru ise, objektif haliyle yayınlanır. Haberleri yorumlayarak vermek kural değildir. Haberler ayrıca yorumlanabilir…
Buradan bakıldığında tarafsız basın ve tarafsız habercilik diye bir şey yoktur. Bağımsız basın vardır. Bağımsız basını yandaşdan ayıran tarafını kendisi seçmesidir…
Muhalif basın içinde de “tarafsız” kisvesi altında iktidar taraftarlığı yapanlar var. Bu daha çok, iktidarın ve muhalefetin haberlerine eşit şekilde yer vermek şeklinde yapılıyor.
Oysa habercilikte/gazetecilikte böyle bir şey yok. Haberler, haber değerine göre tasnif edilir, sayfalarda haber değerine göre yer alır. Nereden gelirse gelsin, gazeteci, haber değeri olmayan şeyleri yayınlamak zorunda değildir. Ama, genelde yayınlanıyor.
Niçin ?
Çünkü genellikle propaganda içerikli politik haberler tek gelmiyor; beraberinde ilan, reklam, abone, vb.şeklinde geliyor.
İktidar, dönekliğe eğilimli olan gazete ve gazeteciler sözdışı muhalif medyaya ilân-reklam verdirmiyor. Abone olmuyor. Sadece yandaşlar kollanıyor. Yandaşlığı sineye çekenler değişik yollardan âbad ediliyor; muhalif basın, özellikle bunların cesurları her fırsatta sindirilmeye çalışılıyor…
İktidarın ve muhalefetin haberlerine “tarafsızlık” argümanıyla eşit şekilde yer vermek veya ortodoks/ortayolcu bir tutum takınmak, aslında iktidarın yanında saf tutmak anlamına gelir. Çünkü iktidar kesiminden gelen haberlerin gerçeklik yüzdesi daima düşük olur. Haberlere eşit şekilde yer vermek, haberciliğin temel ilkesi olan “haber doğru ise yayınlanan” ilkesini reddetmek anlamına gelir. Ortayolculuk, güçlüden yana olmanın maskesidir.
Medyanın/basının görevi kitleleri doğrularla/gerçeklerle buluşturmaktır. Bu ilke şu veya bu şekilde çarpıtılırsa orada gazetecilik, güçlünün yandaşlığına dönüşür.
Basındaki en sinsi ve tehlikeli kesim, ortayolculardır !
Basının iki parça olması aslında doğal. Çünkü iktidar ve muhalefet kavramlarının sınıfsal karakteri vardır. Basının sınıf karşıtlıkları/çıkarları karşısındaki yeri, onu yandaş ya da muhalif yapar.
Bugün “ulusal” medya iki parça. Büyük parçayı yandaşlar oluşturuyor, çok küçük bir parçasını muhalifler…
Ama bir genel değerlendirme yapılırsa muhalifler daha etkin.
Çünkü onlar doğruları/gerçekleri dile getiriyorlar !
Siyasi kutuplaşma basını da siyasetin merkezine oturttu. Bir çok yayın organı siyasal partiye dönüştü. Muhalif ise iktidarla, yandaş ise muhalefetle manşet savaşları şeklinde hesaplaşıyorlar.
Denilebilir ki, basın da tıpkı islam gibi aşırı derecede siyasallaştı ve nerdeyse partilerin önüne çıktı.
Bunun temel nedeni, bence, muhalefetin muhalefet yapma refleksini önemli ölçüde yitirmesiyle ilgili.
Bu, mesleki açıdan tuhaf bir gelişme, ama sanıyorum koşullar buna zorluyor namuslu basını…
ETİKETLER : Yazdır