
DEĞİŞİMDEN NEYİ ANLIYORUZ ?
14 Haziran 2023 14:46:03
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında “değişimin önünü açacağım” dedi.
Peşinden liman-kaptan metaforu geldi. “kaptan” dedi, “gemiyi salimen limana getirmekten sorumludur. Onu yapacağım…”
Peki liman neresi ?
Kurultay mı ?
Yerel seçimler mi ?
Yoksa 2028 genel seçimleri mi ?
Ben kurultaydan sözeldiğini düşünüyorum. Kurultay’a kadar dümendeyim diyor yani. İstifası, çekilmesi sözkonusu değil.
Nitekim, grup toplantısındaki konuşması sırasında, “istifa etmeyi düşünüyor musunuz” şeklinde bir soru soran gezeteciye çok kızdı; çalıştığı kanalını sordu, peşinden satılık olmayan medyaya saygısından sözetti; soruyu soran muhabiri “satılık kalemler”kategorisine soktu. Tabii onun çalıştığı kanalı da !..
Bakıyorum…O sakin, kendinden emin, kontr, hatta düpedüz provokatif soruları bile gülerek karşılayıp yanıtlayan Kılıçdaroğlu gidiyor; yerine agresif, suçlayıcı, paranoyal bir görüntü veren bir Kılıçdaroğlu geliyor…
Kılıçdaroğlu koltuğunu yitirme psikozu içinde anlaşılan.
Buradan kalkarak şunu söyleyebiliriz:
“Bay Kemal”, değişim önünü açacak, ama kendi kaptanlığında olması koşuluyla herhalde! Eğer öyle ise değişen ne olacak peki ?
Benim, Kılıçdaroğlu ille de gitsin diye bir takıntım yok. Ama şu koşulla: Sayın Genel Başkan ilkten kendisini değiştirmesi gerekiyor. Kendilerini yenilemekte direnenler, bu yeteneğe ve iradeye sahip olmayanlar, değişime önderlik yapamaz !
Anımsayın:
Kılıçdaroğlu kaç kez “Ben değişmem” dedi ?Defalarca !..
Daha önce de yazdım:
Kılıçdaroğlu, CHP’yi sağa çekti, kuruluş ilkelerinden uzaklaştırdı, dinci çevrelere “şirin” gözükmek için, bu arada mütedeyyin (inançlı) seçmenden oy almak için cumhuriyet devriminin olmazsa olmazı olan Sekülerizme sırt bile döndü. Cumhuriyet devriminin siyasi önderini, neoliberalizmin arabasına koştu !
Köklü bir özeleştiri yapıp CHP’yi çektiği noktadan olması gereken bir hatta/çizgiye çekebilirse, koltuğunda oturmayı sürdürsün. Yok, değişimden sadece vitrin değişikliğini anlıyorsa, gitmesi “hayırlara vesile” olur.
Gelecek kadronun CHP’yi kuvvacı özüne döndürmesi koşuluyla ama !
Kaç kez yazdım:
Bakıyorum, İmamoğlu ve Özel dahil değişim kavramını sakıza, çevirenler bir değişim, programına ya sahip değiller ya da bunu açıklaması erken buluyorlar. İyi de bir ipucu vermeleri de gerekmiyor mu ?.
CHP’nin vitrin değişikliğine değil, sündürüldüğü sağdan sola ya da yerine çekilmesi gerekiyor. Bu aslında değişim de değil, olsa olsa kendine dönme olayı…
Bunu Kılıçdaroğlu yapacaksa/yapabilecekse varsın otursun koltuğunda, yapamayacaksa (ki öyle görünüyor), çekilmeli !..
Kılıçdaroğlu’nun yerine kimin geleceği çok önemli değil. Yeter ki 2. Kılıçdaroğlu olmasın !..
**
Not:
Dünkü yazımda milliyetçiliği kategorize ederken, “milliyetçiğin ideolojisi liberalizimdir”demiştim. Takılanlar oldu buna. Şöyle sorular
aldım: Milliyetciliğin zaten kendisi ideoloji değil midir ?”
Değildir. Milliyetçilik bir düşünceler topluluğundur, görüştür, bakış açısıdır.
Ben milliyetçiliğin ideolojisi liberalizmdir derken milliyetçilik ile kapitalizmi eşanlamda kullandım. Çünkü milletin ve milliyetçiliğin toplumsal sistemi kapitalizmdir.
Kapitalizmin serbest rekabetçi döneminde ideolojisi liberalizm’di. Tekelci (emperyalist) dönemindeki idelojisi ise neo(yeni) liberalizmdir.
ETİKETLER : Yazdır







