
CHP NİÇİN ÖZÜNE DÖNMELİ ?
10 Haziran 2023 17:21:57
Kılıçdaroğlu bırakmıyor…
En son Sözcü TV’de bunun altını çizdi.
Şöyle:
“Bundan böyle” dedi, “artık hiçbir koltuğa aday olmayacağım. Kurultay’da da adayım demeyeceğim; kararı kurultay verecek…”
Kadim taktiktir: Seçim kaybetmiş, siyaseten çaptan düşmüş koltuk-kolik liderler, eğer karşılarında ciddi bir muhalefet hareketi varsa, partilerinin genel kongrelerinde aday olmazlar, kongre delegelerinin kendisini aday göstermesini beklerler. Çok kolaydır bu. Birkaç yandaş delege Divan Başkanlığına önerge verip liderlerini aday gösterirler; olur biter…
Kılıçdaroğlu o yolu tutacak…
Peki İmamaoğlu çıkacak mı karşısına ?
Çıkmalı. Çünkü Türkiye’nin özüne dönmüş CHP’ye çok ihtiyacı var.
İmamoğlu Israrla üzerinde durduğu “yenilenme” kavramının içini Gazi’nin CHP’si ile dolduracaksa, her vatansever onun yanında olur.
Kılıçdaroğlu değişimden yana bir siyasetçi değil. Kaç kez, “Ben değişmem” dedi. Statükocu, yapısı bu. Böyle bir siyasetçinin partisinin yüzünü altıok programına döndürmesi sözkonusu değildir. İmamoğlu’nun insiyatif alması gerekiyor…
Bakın niçin:
Seçimi kazanan siyasal İslamcılar, seçmenin çoğunluğunu arkalarına almalarının yarattığı güvenle, bir önceki dönemde atmadıkları adımları bu kez atmaya hazırlanıyorlar. Bunun ilk ayağı anayasanın değiştirilmesi olacak. Bunu başarabilirlerse (ki olasıdır) peşi gelecek;
iktidar her alanda, kendisini ya da siyasal islamı daha fazla duyumsatmayı amaçlayan bir çizgi izlemeye başlayacak. Bunun ilk işaretleri görülmeye başlandı. Anayasa değişikliğinin ivedi olarak gündeme taşınması bunun işareti…
Şöyle de söyleyebilirim:
Cumhuriyet devriminin ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel birikiminin olabildiği kadar etkisizleştirilmesi yolu tutulacak.
Peki kim göğüsleyecek bunu ?
Geriye gidişin önünü kesecek bin potansiyel var ülkemizde: Halkın yarısına yakını, islama değil, siyasal islama ve onun şimdilik en otoriter biçimi olan cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine karşı.
Peki önder ?
O büyük güce şu an önderlik yapabilecek bir siyasi parti yok ortada, CHP teorik olarak buna aday, ama yönetim zaafları bu görevi üstlenmesine izin vermiyor.
CHP şu an, klasik bi muhalefet partisi konumunda, teorik olarak kendi sağındaki partilerden bir farkı yok. Millet İttifakının yapısı da bunu gösteriyor.
Bir yanda, Cumhuriyet’in temel felsefesini, kuruluş ilkelerini tasfiye etmeyi öngören bir iktidar var.
Öte yerde, bu gidişi iyi okuyamayan, ideolojik ve siyasal derinlikten yoksun, edilgen bir muhalefet !..
Türkiye’nin ihtiyacı ise, bütün solu, demokrasi güçlerini derleyip-toparlayacak bir önder !..
O önder CHP olsun diyoruz. Özüne dönmüş, kendi sağıyla değil, soluyla elele vermiş bir CHP, bu tarihsel misyonun önderi olabilir.
Önümüzdeki CHP kurultayı, ya; çok da zarif olmayan yöntemler ile yeniden Kılıçdaroğlu’nu onaylayacak, böylece yüzde 25’lik oy tabanı ile bundan böyle de biçimsel demokrasinin konu mankeni olma görevini sürdürecek ya da sol-demokrat bir kadro CHP’nin başına gelecek, bu şekilde CHP’nin özüne dönmesinin ve bu yolla toplumsal-siyasal muhalefetin önderliğine soyunmanın yolunu açacak.
Son şans bu ! CHP’nin bu şansını iyi kullanması gerekiyor.
**
Sınıfsal açıdan bakıldığında, iktidar, batak göle dönen ekonominin dizginlerini neoliralizme (ki anti muhafazakardır) teslim etmiş görünüyor. Elit sanayi burjuvazisinin örgütü olan TÜSİAD’ın memnuyetini belirtmesinin nedeni bu.
Ama, geçici bir teslimiyettir bu.
Şimşek, kadim Ortodoks modelin enstrümanlarını özgürce kullanabilirse geçici bir başarı sağlar belki. Ama öyle de olsa, aksi de olsa, AKP, ekonomik iktidarı laik sanayi burjuvazisine sürgit teslim etmez. Bir yerde dur diyecektir.
ETİKETLER : Yazdır







