PİRUS ZAFERİ !
22 Aralik 2021 19:04:00
Sabah Halk TV’yi açtım, tıngır mıngır bir altyazı dönüyor:
“Nebati, doların köpüğü gitti dedi…”
Dolar kuruna baktım, 12’nin üzerinde…
Zehra’dan, AKP’nin iktidara geldiği yıl dolar’ın kaç lira olduğunu internetten araştırmasını rica ettim. Beş dakika sonra AKP’nin 19 yıllık iktidarının dolar serüveni elimdeydi:
AKP’nin iktidara geldiği 2002’de dolar 1,67 lira imiş.
Nebati’nin köpüğünü sıyırdığı dolar 12,4 lira !
Sözcü’yü aldım elime. Birinci sayfada bir resimli haber:
AKP yandaşı bir grup, doların ‘köpüğünün’ gitmesini davul-zurna eşliğinde kutluyor.Birisi de hızını alamamış dolar yakıyor…
Arkadaş dolar yakıyor ama, aslında AKP, dolara devlet güvencesi verdi, haberi yok.
Şundan da haberi yok;
Lira mevduatına kur garantisi vermek, liranın piyasalardan çekilip bankalara gömülmesi anlamına da geliyor. Milli paramız, dolara yenik düştü/düşürüldü…
Zurnacı arkadaş, dahası, lira mevduatlarına belirli bir vâde sonunda dolar kurundaki artışın toptan ödenecek olmasının, aslında fukaranın parasının hazine üzerinden zengine pompalanması anlamına geldiğinin de farkında değil.
Davul zurna çalıp Pirus zaferini kutluyor !
Cahillik mutluluktur sözü nasıl da cuk oturuyor bu tabloya !
**
Aslında biz bu filmi 1970’te de seyretmiştik:
1970 yılında döviz sıkıntısını aşmak için devrin iktidarı Dövize Çevrilebilir Mevduat (DÇM) diye bir illüzyon tezgahlamış, ancak sonuçta Türkiye yabancı bankalara borçlanarak batma noktasına gelmişti. Özal, 1989’da DÇM yöntemini, “kendilerini uyanık zannedenlerin dalaveresi” olarak nitelemişti. Yabancı bankalara borçlar ancak 1984-89 arasında ödenebilmişti.
DÇM’nin bugünkü yöntemle arasındaki fark, bu kez hazinenin lira mevduatına borçlanacak olması. Bu ağır yükü hazine kaldırabilir mi, göreceğiz.
Ekonomistler bu konuda umutsuz. Sözcü’ye görüşünü açıklayan ekonomist Rafet Gürkaynak şöyle diyor örneğin:
Bu, hazine’yi batırır. Ve her hazine, batmadan önce, Merkez Bankası’na yaslanır…
Bazı ekonomistler zaman bile veriyor, “üç ay” diyor…
**
AKP iktidarı/Erdoğan niçin böyle bir yol tuttu peki ?
Başka çaresi yoktu:
Ya, ivedi olarak seçime gidecek ve kaybedecekti ya da üstü örtülü şekilde faizi yükseltecekti…
İkinci yolu tuttu, zaman kazanmaya çalışıyor…
**
Kafalardaki soru işareti şu şimdi:
Yeni yöntem, fiyatları (enflasyonu) düşürür mü ?
Belirli bir ekonomik ve siyasal istikrar sağlayabilirse, geçici süre için düşürür, ama sürekli olmaz.
Çünkü alınan önlem palyatif !
İçimden keşke başarılı olsa diyorum. Geçici de olsa halk kitleleri biraz soluk alır.
Ve tabii sonunda başa sarılır.
Kapitalist sistemdir bu ! Öldürmez, ama ondurmaz da !..
NASS’la da iç-içe geçmişse hele !..
ETİKETLER : Yazdır