
İSLAMDA RİBA (FAİZ)
18 Kasim 2021 16:54:04
Faizle ilgili şöyle sloganlaşmış bir ekonomi teorisini savunuyor Erdoğan:
“Faiz sebep, enflasyon neticedir…”
Bu teoriye göre, enflasyonu düşürmek için öncelikle faizi/faizleri düşürmek gerekir.
Sözüne/bilimciliğine güvenilir ekonomisteler bu teorinin yanlış olduğunu söylüyor. Ancak ben burada bu konu üzerinde derinleşecek değilim. Ama yine de şu soruyu açmaktan kendimi alamayacağım:
Erdoğan faize sadece “ekonomist” kafasıyla mı yaklaşıyor, yoksa, aynı zamanda, İslamcı kafasıyla mı ?
Sanırım ikisi iç-içe ve ikincisi ağır basıyor.
Faizle başlayalım:
Faiz, ödünç verilen paranın kirasıdır.
Marksist ekonomi-politiğe göre ise, emekçilerin kapitalistler için yarattığı artı-değerin bir parçasıdır.
İslam hukukunda faiz, “riba” (Arapça artma-çoğalma) olarak geçer ve kesinlikle yasaklanmıştır.
İslam hukukuna göre riba (faiz) mal değişiminde karşılığı bulunmayan fazlalıktır. Mal değişiminde faizin ortaya çıkmaması için değişimin eşit ölçülerde ve peşin olması gerekir. Değişimde bir tarafın aldığından fazlasını vermesi veya veresiye bırakması durumunda riba ortaya çıkar.
Fazlalık faizine “ribe’l fadl” erteleme faizine “ribe’n nesie” denilir. Ödünç işleminde ise, alınan malların aynı ölçüde ödenmesi gerekir. Fazladan verilen her şey faizdir.
Ancak, islam hukuku bu konuda esnektir. Şöyle:
Tartılan ya da ölçülen farklı cinsten malların değişiminde miktarlarda eşitlik aranmaz; önemli olan her ikisinin de peşin olarak verilmesi gerekir.
Öte yandan, tartılan bir mal ile ölçülen bir malın değişiminde eşitlik ve peşinlik koşulu yoktur. Buna göre, altın, gümüş veya para ile buğday ve benzeri bir mal alınması durumunda, anlaşmaya bağlı olarak, peşin ya da veresiye, eşit veya farklı miktarlarda değişim olabilir. Bu tür değişimlerde faiz sözkonusu değildir…
**
İslamda faiz yasağı kur’an hükmüdür. Kur’anın Bakara (275,276,278,279), Âli İmran (130), Nisa(161) ve Rûm (39) sûrelerindeki parantez içinde belirtilen ayetlerde faiz yasağı açıklanır.
Bir örnek vereceğim:
Bakara Sûresi’nin 275’nci ayeti şöyledir:
“Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa öyle kalkarlar. Halbuki allah alışverişi helâl kıldı, ribayı da haram kılmıştır. Bundan sonra her kim Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine (faize) son verirse, artık geçmişte olanlar kendisinedir. Hakkındaki hüküm ise Allaha aittir. Her kim de döner yeniden alırsa, işte onlar ebedi olarak kalacaklardır. “(Kur’anı Kerim Meali, Elmalılı M.Hamdi Yazır, Okyanus Yayıncılık, s.39.)
Faiz yasağını çaktırmadan delmek için çeşitli yöntemler de uygulanmıştır bu dönemde. Örneğin bunların en harcıâlemi şöyledir:
Faizle ödünç para verecek olan, para alacak olanın herhangi bir malını belirli bir fiyat ödeyerek (kağıt veya söz üzerinde) satın alır, sonra aynı malı daha yüksek bir fiyat ve belirli bir vâde ile aynı kişiye satar. Aradaki farkı ya da faizi cebine atar. Bu bir tür alışveriştir ve islamda alışveriş helâldir!..
**
Şuna dikkati çekmek istiyorum:
İslamda faiz yasağı 7.yüzyılda getirildi. O zamanki toplumsal yapılanma/sistem, köleci karakterdeydi; köleci toplumdu. Tefecilik en ilkel dönemini yaşıyordu…
Faiz olayı, en karmaşık ama işlevsel şekline bankalarla kapitalizmde kavuştu ve piyasa ekonominin kopmaz bir parçası haline geldi. Bugün İslam ülkelerinde faiz yasağını delmek için uygulanan “faizsiz bankacılık” vb.yöntemler, aslında illüzyondur.
Geçmişte ve halen Türkiye’de de benzeri yöntemler uygulanmaya çalışıldı ve çalışılıyor, ama bunlar biçimsel çıkışlar olmaktan öte bir anlam taşımıyor. Kâr payı, faiz değil midir sonuçta!
Hem kapitalizmin göbeğinde oturup onun nimetlerinden tıka basa yararlanacaksın, hem de onun ayrılmaz bir parçası olan faize posta koyacaksın !..
Neyse.
**
Bugün faiz yeniden 1 puan indirildi. Buna koşut olarak doların biraz daha fırlaması, TL’nin biraz daha erimesi, fiyatların daha da yükselmesi ve bazı malların raflardan baybolması sözkonusu. Bu satırların yazıldığı sırada dolar yükselmeye başlamıştı.
Bu, göz göre göre yapılıyor !
Yorum yapmayacağım…
ETİKETLER : Yazdır







