
GEREKEBİLİR EDEBİYAT-1
18 Ocak 2021 14:12:31
Hasan Hüseyin Yalvaç
İzmir Balçova’da oturduğum zamanlarda, ekonomik durumuma göre kimi bir gün kimi iki gün (Cumartesi- Pazar günleri) Bademler Köyü’ne gider, köyün merkezindeki asmalı kahvede oturur, yanımda getirdiğim kitap ve dergileri okur, notlar çıkarır, kimi yazılarımı yazardım köpüklü ayran eşliğinde. Hemen hemen herkesin bildiği aydın bir köydür Bademler. Doğal olarak bu gidiş gelişler gezme alanımızı da genişletiyordu. Kimi Seferihisar’a kimi Urla’ya doğru sürüyordu yolculuklarımız. Bu yolculuklarımın birinde tanıdım Ulamış Köyü’nü ve M. Necati Özsu’yu.
Bu yazıyı niçin yazıyorum? Birincisi yazma isteğimden. İkincisi kentlere kültür merkezleri yapan yerel yöneticilerin, köylere de kültür evleri yapması gerektiğini düşündüğümden. Üçüncüsü şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tunç Soyer’in, bir zamanlar Seferihisar Belediye başkanlığı yaptığını bildiğimden, ilgilenir düşüncesiyle ve dördüncüsü sevgili ağabeyimi anmak ve gerçek edebiyat sevgisinin insanda yarattığı coşkuyu özellikle gençlere aktarmak için.
Evinin altındaki resim atölyesinde söyleşirken, Kızılçullu Köy Enstitüsü’nü bırakışını, sanat sevdasını ve 1955’de ilk şiir kitabı “Bu Diyar”ı yayımlayışını; köyde üç yılı aşkın bir süre, 37 sayı ‘ Nasır’ adlı ve altı sayı süren ‘Saban’ adlı edebiyat sanat dergilerini çıkardığını öğreniyorum. Necati ağabey 1922 yılında Ulamış Köyü’nde doğmuş. Şiir kitabının ardından ‘Diken’ adlı hikaye kitabını yayımlamış.
1995 yılında yayımladığı ‘Doğa Özlemi’ adlı şiir kitabını, 11.9.1995 tarihinde imzalamış bana. Daha sonra, diğer öykülerini Kültür Bakanlığı’na göndermiş adı ‘Tükenen Karanlıklar’. Bakanlık yayımlamış bu kitabını 1998 yılında. Bu kitabını 8.5.1999 tarihinde imzalamış, sağ olsun.Kütüphanemde duruyor imzalı iki kitabı.
Sonrasında resime dalıyor, renklerin dünyasına. Atölyesinin her tarafında kimi tuvallerinde kimi yerde duvarlara dayalı resimlerin arasında, dostlarını konuk etmek, çay, ya da şarap içmek mutluluğunu yaşıyor. 1999 Ağustos depreminden sonra İzmir’den ayrılıp İstanbul’a geldim ve sonrasında bir etkinlik için İzmir Narlıdere’ye gittiğimde görüştüm sevgili ağabeyimle ve sonrası yoğun ekmek kavgası…
Cumhuriyet sonrası, o yoklukların içinde kurulan köy odalarını, ilçelerde bile yayımlanan edebiyat dergilerini düşündüm. Kolay kolay olmaz da, yine olabilmeli düşüncesiyle Ulamış Köyü’nde bir ‘M. Necati Özsu Köy Odası’ nı düşledim.
Aydınlar, devrimciler ve yöneticiler haydi eller taş altına.
Selam sana köy enstitüsünün suyunu içmiş, köyde edebiyat dergisi çıkarmış, şiirler öyküler yazmış, resimler yapmış ve dik yaşamış güzel insan. Anıların ve emeğin önünde saygıyla eğiliyorum M. Necati Özsu.
En azından birilerinin kafasına soru işareti bırakabilirsem ne mutlu şiire, öyküye, resme , yani sanata.
Bu Yazı Toplam 1839 Defa Okunmuştur
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış