BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ…KADEMOĞLU VE AŞIR
15 Aralik 2018 17:41:54
İlk gazetemiz olan Takvim-i Vekayi’yi esas alacak olursak, basınımızın tarihi 187 yıl öncesine uzanıyor.
Avrupada ise 418 yıl öncesine…
Basın bize (Osmanlıya) Batı’dan 231 yıl sonra geldi…
Bunun nedenleri üzerinde durmaksızın (çünkü konumuz bu değil) sözü başka kanala aktaracağım:
Basın, doğası gereği, muhaliftir. İktidarlar gelir geçer, ama basın bu pozisyonunu kaybetmez. Çünkü basın,hangi toplumsal sistemde ve rejimde olursa olsun, ezilen kitlelerin yanında olmuştur daima. İktidardakilerin yanlışlarını, doğruların ne olduğunu onlara göstermeye çalışmıştır….
İktidarların yanında saf tutan bir basın da vardır. Ama, bunlar, “basın” kavramı içinde yeralmazlar gerçekte. Çünkü, bağımsız değillerdir. Bağımsız olmayan gazete, lafta gazetedir !..
Dünya ve Türkiye’nin basın tarihlerine bakın…
Dünya basını dörtyüz küsur yıldır,özgürlük mücadelesi veriyor. Çok da başarılı oldular.
Bizim basın ise, yüzseksen küsur yıldır… Ama aynı başarıyı biz gösteremedik, çünkü önümüzü kestiler hep…
Basının özgürlük mücadelesi, aynı zamanda ülkenin ve halkın bağımsızlık/özgürlük mücadelesidir. İkisi atbaşı gider.
Demokrasinin kalite-ölçeri de basın özgürlüğüdür. Basın özgür değilse, oradaki demokrasi düzmecedir !
o o o
Yeri geldi soracağız:
Bizim basın özgür mü peki ?
Bu soruya olumlu yanıt vermek zordur.
En son, elde kalan bir-iki muhalif gazeteden birisi olan Sözcü’nün bazı yazar ve yöneticilerine “FETÖ cü”suçlamasıyla dava açılması buna bir örnektir. İronik bir olaydır da bu.
Çünkü bu gazete (ve yazarları/yöneticileri) FETÖ hainleriyle en çok mücadele eden gazetelerin başınd a yer alır.
Ben de Sözcü okuruyum,oradan biliyorum…
MUSTAFA KADEMOĞLU
Bu gibi olaylar, yazı yazarken hepimizi çok dikkatli olmaya zorluyor. Ben kendi adıma, düşüncelerimi gönül rahatlığı ile ifade edemiyorum. Yakınlarımın müdahaleleriyle bile karşılaşıyorum bazen.
Bakın küçük bir örnek vereceğim size…
İki gün önce bilge-yazarımız Mustafa Kademoğlu’ndan bir not aldım. Gönderdiği son yazısına, bir göz atmamı istiyordu. Hani kendisinin gözünden kaçmış bir “suç unsuru” filan var mı diye…
Kademoğlu’nun taşlama formatındaki yazısını okudum. Bilge-yazar, kalemiyle güncel bir Türkiye Gerçeği tablosu çizmiş bize…
Altına imzamı atacağım bir yazı…
Ama, bu niteliği ile, aynı zamanda, “tehlikeli” bir yazı da !.. Neler görüyoruz ! Yazıdan bir cümle cımbızla çekiliyor, gelsin soruşturmalar, davalar… Sonuçta tantuna gitmemiz işten bile değil !..
Kademoğlu, “suç unsurundan filan kuşkulanırsan yayınlama” diye yetki vermişti bana…
Bir de avukata danışayım dedim. O da dudak bükünce yazıyı yayınlamama kararı aldık.
Kademoğlu’lar topluma lazım… Basın özgürlüğü de.. Bu ikisi iç-içe zaten…
SABRİYE AŞIR
Sabriye (Aşır), sürekli yazarları arasında bulunduğu bilim-kültür dergisi “Bütün Dünya”nın bazen altı aylık, bazen yıllık sayılarını toplu olarak gönderir bana. Dergi, Başken Üniversitesi’nin kültür yayınıdır. Ne zaman içimden bir şey okumak gelse, öncelikle Bütün Dünya’yı okurum…Öncelikle de Sabriye’nin bilimsel nitelikteki yazılarını…
Sabriye Aşır, yetişmesinde az-çok emeğim olan yerel gazeteci-yazarlardandır. “Gazeteci olunmaz, öyle doğulur”-lardan… Daha ilk günlerden O’nun ilerde iyi bir gazeteci-yazar olacağını anlatmıştım. Israrla üzerinde durduğum, zaman zaman, daha iyisini yazabileceğine inandığım için, haberlerini yırtıp attığım, görece olarak sert davrandığım gençlerden birisiydi…
Yıllar geçti, haklı çıktım. Sabriye, sürekli olarak kendisini aştı, ucuz gazeteciliğin/yazarlığın girdabına kapılmadı ve sonuçta Bütün Dünya gibi ulusal ve hatta uluslararası düzeydeki bilim-kültür referanslarından birisi sayılan bir derginin sürekli yazarları arasına girmeyi başardı…
Korkum, bir ilçenin dar/kültürel kalıpları içinde sıkışıp kalması ! Bu yüzden, ne zaman karşılaşsak büyük kentlere gitmesini söylerim… Çünkü kalemin sürekli gelişimi için kültür çevresinin çapı hem çok önemlidir ve hem de belirleyicidir.
Sabriye, yerel basının gurur duyması gereken bir konuma geldi artık. Sanıyorum daha da ileriye gidecek. Çünkü O’nda bu potansiyel ve tutku var…
ETİKETLER : Yazdır