TÜRKÇEYE SAYGI !
18 Kasim 2018 20:46:21
Atatürk’ün en önemli devrimlerinden birisi de dil devrimidir.
Dil devrimi, Türklerin ilk kez millet olarak tarih sahnesine çıkmalarının en önemli karakteri olan dilbirliğini sağladı.
Ötekiler; toprak, ekonomik yaşantı, kültür ve milli aidiyat bilincidir ya da milli ruhtur.
Osmanlıca; Arapça, Farsça, Türkçe ve kimi batı dillerinin karışımından oluşan kozmopolit bir dildi; yani, tek bir millete ait dil değildi.
Çok milliyetli bir ümmet diliydi.
Dil devrimi, Osmanlıcanın içinde erimiş olan Ortaasya kökenli Türk kavimlerinin dilini, bağımsızlığına kavuşturdu, milli bir dile dönüştürdü…
Türk Dil Kurumu, yabancı sözcüklerden arındırılmış, yeni sözcük, terim, deyim, vb ile zenginleştirilmiş bir Türkçe yaratmanın temel kuruluşu oldu.
Halen de öyledir.
Sadece konuşma dilinden sözetmiyorum, özellikle yazı dilinden sözediyorum. Çünkü yazı dili, konuşma dilinin arınıp zenginleşmesinde öncü rol oynar. “Eski Türkçe” denilen ve arap harfleriyle sağdan sola doğru yazılan yazı dili, dil devrimiyle latin alfabesine dayalı ve kendisine özgü yazım kuralları olan ve soldan sağa doğru yazılan bir yazı diline dönüştü. Yazı dilimizin, batı dillerinin aksine, yazıldığı gibi okunması, dildevriminin hızlı gelişiminde önemli rolü oldu.
Zonguldak’ta yazıdilinin yerli-yerine oturması ve zenginleşmesinde Zonguldaklı aydınların çevresinde toplandığı Tahir Karaoğuz’un cumhuriyetle yaşıt (1923) Zonguldak gazetesi ile, İ.Cemal Aliş’in Bartın’da yayınladığı yine cumhuriyetle yaşıt Bartın gazetesi öncü rolü oynadı.
Bartın gazetesinin, hala, dil devriminin de temel ilkelerine sadık bir şekilde yayınını sürdürüyor olması, bölgenin en önemli kültürel zenginliklerinden birisidir.
Bir milli dilin arınıp zenginleşmesinde basının öncü rolü büyüktür.
o o o
Günümüze geliyorum…
Geçenlerde mesleğin duayenlerinden birisi, bir soru üzerine gazeteciliğin günümüzdeki konum ve işlevini şöyle yorumladı:
İletişim teknolojisi dev adımlarla ilerliyor; ama, gazetecilik geriliyor…
Şu an Türk basını, bir genelleme ile, dünya basınının en çok yalan haber yayınlayan ve en haysiyetsiz basını konumunda…
İçimizi acıtan bu gerçeği yereli-geneli ile besleme basına borçluyuz !..
o o o
Basın, sadece içerik olarak değil, dil bakımından da gitgide geriliyor. Özellikle yerel planda…
Örneğin “5 N 1 K” formülüne uygun haber yazanların sayısının gitgide azaldığını görüyoruz.
Türkçenin yanısıra Türkçe yazım kuralları da inanılmaz bir hoyratlıkla çiğneniyor. Bu, özellikle köşeyazılarında gözleniyor. Cümlelerin paragraflara dönüştüğü, Türkçe imla kurallarının hiçe sayıldığı bir pervasızlık almış başını gidiyor… Örneğin, cümleleri dize (mısra) gibi alt alta yazmak moda oldu !..
Türkçe yazım kurallarının bu açık ihlalini,”üslup yeniliği” olarak niteleyenler var.
Oysa üslup, bir yazım tekniği değildir; özgün (orijinal) bir anlatım tarzıdır ve kişiye özeldir.
Hiç kimse, Türkçe yazım kurallarını kendi kafasına göre değiştiremez. Özellikle eli kalem tutanların buna dikkat etmesi gerekir. Çünkü yazarlık, genel anlamda öğretmenliktir de! Bir gazeteci/gazete yazarı, Türkçe yazım kurallarına uymak zorundadır. Uymayanlar ve/veya uyamayanlar kötü örnektir. Bunlar ya kendilerini düzeltmelidir ya da bırakmalıdır bu işi !
Basın, biraz da, kötü örnekler çoğaldığı için geriliyor çünkü…
Bunların içinde kendisini “ Atatürkçü” filan sayanların da bulunması bir paradokstur.
Atatürkçü olmak için,öncelikle dil devrimine, yani Türkçeye ve Türkçe yazım kurallarına sahip çıkmak gerekir.
ETİKETLER : Yazdır