KAŞIKÇI OLAYINA BİR DE ŞU YANDAN BAKALIM…
04 Kasim 2018 23:58:41
İlkten bir soru:
Türkiye’yi yönetenler, çokça yazıldığı gibi, Kaşıkçı cinayetinin üzerini örtmeye mi çalışıyor gerçekten ?
Yoksa…
Yoksa’nın açıklamasını sonraya bırakarak ilk soru üzerinde duralım azıcık:
Muhalif basının kimi tanınmış isimleri olaya şöyle yaklaşıyorlar:
“Kaşıkçı cinayeti karşısında Erdoğan hükümeti ihmalkar davrandı. Örneğin Suudi Başkonsolosunun ülkeden tüymesine göz yumuldu. Keza, Suudi Arabistan’dan muhtemelen infaz için veya infazın delillerini karartmak ve cesedi yoketmek için gelen 15 kişilik Suudi heyetinin çekip gitmesine de seslerini çıkartmadılar…”
Peki niçin?
O da, biraz “banal” bir şekilde şöyle açıklanıyor:
Para için…
“Suudilerle para ilişkilerimiz var, bu yüzden cinayetin faillerinin uçup gitmesine göz yumuldu…”
Şimdi gelelim, yukarıdaki “yoksa…”ya:
Suudi Başkonsolosunun ve 15 kişilik “infaz heyeti”nin hiçbir müdaheleye uğramadan çekip gitmeleri, cinayetin örtbas edilmek istenmesini mi gösteriyor, yoksa tam tersini mi ?
Bence, tam tersini !
Çünkü, olayın gündemde kalmasına yolaçan, cinayetin üzerindeki gizemin sürmesi !
Cinayetin üzerinden nerdeyse bir aya yakın zaman geçti, ama dünya medyasının ilgisi olayın sırrı çözülemediği için, yoğun şekilde sürüyor…
Gizem sürdükçe de, olayın arkasında veliaht prens Selman’ın bulunduğu kuşkusu gitgide yoğunlaşıyor…
Bizimkiler üç-beş Suudi’liyi yakalayıp cinayet zanlısı olarak tutuklasa, olaya duyulan ilgi bitecekti. Çünkü, Başkonsolos dahil hiçbir zanlının, cinayetin arkasında prens Salman’ın olduğunu iddia etmesi olasılığı nerdeyse sıfırdı. Olay giderek adli bir vak’aya dönüşecekti.
Ama şimdi…
Cinayet hala gizemini koruyor, bu yüzden gündemde…
Cesetin bir türlü bulunamaması, olayı daha da gizemli ve planlı hale getiriyor. Malum: Ceset yoksa suç da yoktur !..
Buradan şöyle bir sonuca varacağım:
Bizimkiler cinayetin üzerini örtmüyorlar, tam tersi, cinayeti gündemde tutuyorlar, politika yapıyorlar…
Peki niçin ?
Açıklamaya çalışayım:
İslam dünyası iki parça:
Şiiler ve sünniler…
Şiilerin lideri, İran… Sünnilerin lideri, Suudi Arabistan…
Sünnilerin arkasında ABD, şiilerin arkasında da Rusya var…
Öte yandan, Sünni liderliği için Türkiye’yi yönetenlerin Suudilerle alttan alta çekiştiği biliniyor. Suudilerin yanında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) var, arkadaşların arası Katar ve Kuveyt ile bazı sünni Afrika ülkeleriyle iyi…
Suudilerin, Katar’a, İran ve Rusya ile ilişki kurduğu için, yaptırım uyguladığını biliyoruz.
ABD ile Suudilerin, PKK/YPG’ye sıcak yaklaşmasının arkadaşları (haklı olarak) kızdırdığını da…
Türkiye’yi yönetenlerin Katar’la birlikte, İran-Rusya cephesine sıcak yaklaşmasının altında, ABD ve Suudilerin bu tavrı ile sünni liderliği rekabeti yatıyor bence.
Kaşıkçı olayına bir de bu açıdan yaklaşacak olursak, cinayetin üzerindeki gizemin sürdürülmesi politikasının temelinde, mezhep eksenli rekabetin olduğunu söyleyebiliriz.
Erdoğan’ın Washington Post’ta yayınlanan son yazısında sadece kralı aklamaya çalışması da bu açıdan anlamlı:
Prens, “reformist” kimliğiyle, ABD’nin “ılımlı islam” modeline kraldan daha çok cuk oturuyor çünkü… Sünni liderliği ise, ABD’nin turnikesinden geçiyor.
ETİKETLER : Yazdır