CHP NEREYE?
28 Subat 2012 19:24:17
Bu köşeyi sürekli izleyenler, CHP’deki Kılıçdaroğlu hareketine “sağcı “ bir işlev yüklediğimizi, öyle değerlendirdiğimizi bilirler.
İsmet İnönü,CHP’yi,“ortanın solundayız“şeklinde tanımlamıştı.
Kılıçdaroğlu hareketi,CHP’yi ortaya, yahut görece olarak sağa çekti. CHP’nin şu anki ideolojik-siyasal konumu “ orta yolcu “ bir
konumdur.
Oysa Atatürkçülük sol’dur. Çünkü antiemperyalisttir ve anti feodaldir.
Mihri Belli’nin şu sözünü anımsayalım :
Kemalizm ile sosyalizm arasında aşılmaz duvarlar yoktur !.
Tam bağımsızlık ilkesi bu ikisini birbirine yaklaştırır. Kılıçdaroğlu son kurultay konuşmalarında Kuvayi Milliye
ruhundan, bağımsızlıktan, devrimden, değişimden söz etti.
“ Değişim “ kendi zıddını da içinde taşıyan gizemli bir kavramdır.
Bir toplum ileriye doğru değişebileceği gibi, geriye doğru da değişebilir.
Bugün Türkiye’de olan da budur !..
Soru kendiliğinden kafa kaldırıyor :
CHP, çağdışı değişimi tersine çevirecek bir misyon yüklenebilecek midir ?
Ben kendi adıma öyle olsun istiyorum.
CHP’nin son iki kurultayının da ortaya çıkardığı gerçek şu :
CHP’de üç grup var :
Yeniler, eskiler ve eyyamcılar.
Eskileri,kendilerini CHP’nin sahibi sayan Baykal-Sav grubu oluşturuyor.
Bunlar Atatürkçü, altıokçu …
Ama,lafta!
Bu grup, olanca keskin lafazanlığına rağmen, kitlelerle bir bağı kalmamış, siyaset üretemeyen, kendi içine kapalı, koltuk entrikacılığını Kemalizm’le maskelemeye çalışan kariyeristlerden oluşuyor !
Son kurultaylar bunu iyice netleştirdi.
Önder Sav’ın; “ CHP’nin sahibi biziz, onlar kiracı ;sel gider kum kalır. “ sözleri, siyasi nezaketsizliğin yanı sıra, anti demokratik ve provokatif bir içeriğe de sahiptir.
Sav ekibi eğer gerçekten CHP’li olsa, tüzük kurultayına katılır, düşüncelerini açıklar, bu yolla delegeyi ve kamuoyunu aydınlatırdı.
Sav’ın otel odasında yaptığı açıklamalar, bu grubun hizipçi, bölücü kimliklerinin de dışavurumu olmuştur.
CHP’ye sahip çıkmanın yolu, kurultaydan kaçmak değildir !
CHP’nin “ sahibi “, kurultayda konuşur, otel odasında değil !..
Eyyamcı grup, kurultayları alan Kılıçdaroğlu grubuna katılacaktır. Bu, onların doğasıdır ! Eyyamcılığın öteki adı, güçlüye biattır !
Bu arada asıl soru şu :
Kılıçdaroğlu ekibinin, yahut neo-liberal küçük burjuva aydınlarının altıok yorumu, günümüz koşullarına koşut bir devrimci ivme mi kazanacaktır; yoksa, dış ve iç-dinamiklerle uzlaşmaya yatkın bir edilgenlik mi ?
Daha açık bir ifadeyle; CHP’ye tam bağımsız gerçekten demokratik Türkiye şiarı mı önderlik yapacaktır; yoksa, Atatürkçü lafazanlık mı ?
Bekleyip, göreceğiz…
ETİKETLER : Yazdır