? ARAP BAHARI ?!..
19 Eylül 2011 14:19:15
ABD’nin, AB destekli Büyük Ortadoğu Projesi’nin ( BOP ) yeni bir aşamasındayız. Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu Araplarına bahar yelleri estiren gezisi bunun bir ara nağmesi!..
Tunus, Mısır ve Libya’daki dikta rejimleri, CIA’nın ağır silahlarla donattığı paralı askerler ile NATO tarafından alaşağı edildi.
Peki, buralarda yeni rejim ne olacak?
Başbakanın Ortadoğu gezisi, dinci yeni yönetimlere bunu dikte etmeyi amaçlıyordu.
Ne önerdi Erdoğan?
Laik bir rejim! Yahut, ılımlı İslam rejimi!..
Bu zaten öteden beri biliniyordu. Bu köşeyi sürekli izleyenler bu konudaki yazdıklarımızı anımsayacaklardır.
Başbakanın gezisi, özetle, Türkiye’ye verilen rol-modelliğinin sergilenmesi gezsiydi.
Şu var ki, Başbakan, modeli sergilerken, birkaç kavram hatası yaptı. Örneğin laiklikle müslümanlığı karşı karşıya getirdi.. Laik olmayan birisinin, lâik bir ülkeyi yönetebileceğini kendinden örnek gösterdi.
İlkten şu laik-müslüman kavramları üzerinde duralım:
İslam bir dindir.
Laiklik ise demokrasi denilen yönetim biçiminin en önemli enstrümanıdır. Özüdür…
Farklı kategorilerdeki kavramlardır bunlar! Bu yüzden karşı karşıya getirilemezler!..
Museviliği ve Hristiyanlığı da kapsamak suretiyle islamın karşıtı, laiklik değil, ateizmdir; yani dizsizliktir, tanrı tanımazlıktır! Laiklik ise, bütün dinlere, insanların inançlarına saygılı, ama öte yandan dinci ilkelerin bir yönetim üslûbu haline getirilmesini reddeden bir kavramdır. Kavram, özetle şunu söyler:
Dinler, devlet yönetimine karışmasın!..
Bu açıdan bakıldığında, Başbakanın: “ Ben laik değilim, müslümanım. Ama, laik bir ülkeyi yönetiyorum “ sözleri pratiğe cuk oturan sözler değildir. Fauldür!..
İslam bir ideolojidir. Sonuçta ülkelerin şeriat yaslarına göre yönetilmesini öngörür. Tutucu bir rejimi!..
Laiklik ise, liberal ideolojinin öngördüğü demokratik sistemin özünü oluşturur. İslama değil, onun siyasi biçimi olan şeriatçılığa karşıdır!..
Tutuculuk ya da muhafazakârlık ile demokrasi çelişen kavramlardır. Bir kişi hem dinci, hem demokrat olamaz!..
Başbakan, şuan laik bir ülke olan Türkiye’yi yönetiyor doğru; ama, laik rejimi dinci bir rejime dönüştürme misyonunu da yüklenmiş olarak!..
Bunun pratikteki örneklerini her gün görüyor ve yaşıyoruz!..
Türkiye, mutaf çırağı gibi geri geri gidiyor!..
Şu soru kendiliğinden doğuyor bu durumda:
Doksan yıla merdiven dayayan Atatürkçü laik rejim, idam sehpasına kuzu kuzu yürüyecek midir?
Sanmıyorum!.
Arapta esen bahar yelleri bizde niye esmesin?
Yazı bitti, şu soru boşlukta kaldı galiba:
Peki İsrail gerginliği?
Arap baharının tatlı yellerinin daha güçlü esmesi için bir şikeydi o!
Bugün yarın Obama’dan döner!..
ETİKETLER : Yazdır