
CHP DE DEVLETİN EKONOMİDEKİ ROLÜ NE OLACAK ?
04 Aralik 2025 22:21:34
Komünistlerin kadim sloganıdır: Biz sefalette değil, refahta eşitlik istiyoruz.
Refahta eşitlik sağlanması için öncelikle bir refah toplumu yaratmak gerekir. Refah toplumu yaratmak için de üretimi arttırmak/milli geliri çoğaltmak gerekir.
Gelir yerinde sayarken zecri tedbirlerle paylaşımda eşitlik sağlanabilir belki, ama bu refahta değil sefalette eşitlik yaratır.
Bu yüzden refahta eşitlik ancak pastayı büyütmekle mümkün olabilir: bunun yolu da üretimi arttırmaktan geçer.
Bu konuyu şöyle bir yaklaşım vardır:
Solcular milli geliri arttırmadan eşitlik sağlama eğilimindedir. Sağcılar ise milli geliri arttırmaktan yanadırlar, ancak onların sosyal lügatinde “eşitlik” kavramı yoktur.
Bu doğru değil, tam tersi:
Sağcılar mevcudu çok eşitsiz bir şekilde paylaşırken ve bu yüzden üretim/milli gelir artışına çok önem vermezler, solcular tam tersi bir yol izler. Bunun en tipik örneği Çin’de yaşandı. Orada uzun yıllar hep birlikte kemer sıkıldı, elde edilen birikimler reel sektöre ve teknolojiye transfer edildi, gerektiğinde teknoloji ithal edildi. Gelişmiş teknoloji kullanılarak üretime ivme kazandırıldı. Sonuçta sefalette değil refahta eşitlik sağlayan bir dünya devi yaratıldı. Tek tip elbise, ayakkabı ve kasketle sembolize edilen eşitlik kavramı zaman içinde çıtası çok yüksek sosyo-ekonomik bir yapı yarattı.
Bu sıçramalı gelişmede özel sektörün nokta kadar payı yoktu. Üretim araçları halkın tasarrufundaydı…
**
CHP’nin 400 sayfadan 128 sayfaya indirildiği söylenen yeni programı henüz eline geçmedi. Zehra’dan yeni gazlı kalemler istedim niyetim programı satır satır okuyup uygun gördüğüm yerleri gazlamak !..
Kapitalist toplumlarda ekonominin özel olması, daha doğrusu özel sektörün ağırlığında olması esastır. Bu yüzden özellikle sanayide kamu kuruşlarına sıcak bakılmaz, onları biran evvel elden çıkartılması gereken “fuzuli mal” muamelesi çekilir.
Bunun en tipik örneği özellikle 1950’lerden bu yana bizde yaşanıyor. Cumhuriyetin ekonomide devletçiliğin ağır bastığı o kısacık dönemde yoktan var ettiği fabrikaları, 1950’lerden bu yana devletin dizginlerini eline geçiren özel sektörcüler var ettiği sata sata bitiremediler !..
Şundan-bundan okuduğuma göre CHP’nin yeni ekonomik çizgisinde kamu sektörünün de rol alacağı bir kalkınma hamlesi öngörülüyormuş. Model içinde devletin rolü oransal olarak ne olacak belli değil.
Devlet, özel sektörün altından kalkamadığı alanlarda mı at koşturacak yoksa tersi mi olacak ?
Bu ancak uygulama sürecinde yanıtlanabilecek bir sorudur.
Şu an görünen, ekonomide klasik kapitalist bir çizgi izlenmeyeceği şeklinde. Sanıyorum bir karma-ekonomi modeli denenecek. Bu yolla istihdam ve işgüvenliği yaratılacak, sosyal politikalarla milli gelirin paylaşımdaki dengesizlik ortadan kaldırılacak.
Yeni geldi parantez açacağım:
(Halen milli gelirin yüzde 48’ni, nüfusun yüzde 20’si paylaşıyor. Geriye kadar yüzde 52’lik payı ise nüfusun yüzde 80’i).
Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz:
Peki bu devletin de katılacağı kalkınma için kaynak nereden/nasıl yaratılacak ?
Milli gelirin paylaşımdaki dengesizliğin giderilmesi yetmez. Reel yatırımlar ve teknoloji üretimi/transferi için kaynak gerekiyor.
Benim gibi bir ekonomi fukarasının koskoca CHP’ye akıl vermesi elbette sözkonusu değil, ben sadece bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, olarak refahı yükseltecek milli gelir artışının hangi kaynaklara dayanılarak gerçekleştirileceğini merak ediyorum.
Hele hele işe kemer sıkma ile başlanmasının siyaseten sözkonusu olmadığı günümüz koşullarında !..
CHP’nin yeni program kitapçığı elime geçsin, satır satır okuyup bu sorunun ipuçlarını arayacağım. Gazlı kalemlerim şimdiden hazır !..
ETİKETLER : Yazdır







