
CHP PROGRAMI
25 Kasim 2025 22:09:58
CHP, son yerel seçimi kazanmış bir parti. Anketlerde bugün de birinci parti olarak gözüküyor. Denilebilir ki CHP, teorikman iktidarın en güçlü adayı…
Bu konumdaki bir partinin bir programının olmayışı büyük bir eksiklikti. Yerel seçim öncesi parti yönetimini eline geçiren Değişimcilerin yeni bir parti programı hazırlanmalarının zamanı gelip geçmişti.
CHP lideri Özel’in açıkladığı program taslağı bu eksikliği giderme yolunda atılan bir adım.
CHP sol bir partidir, ama sosyalist bir parti değildir, sosyal demokrat bir partidir. Program taslağına kuşbakışı bakıldığında bu gerçek çıkıyor ortaya. Gerçi programı yorumlayan Özel’in, “çürümenin dibine kadar inip temizleyeceğiz” şeklindeki vurgusunu bir toplumsal sistem değişikliği gibi yorumlayanlar olabilir, ama öyle değil. Program, hem toplumsal ve hem de rejimsel çürümeyi revize etmeyi vadeden bir karakterde bu haliyle. En dipte kapitalizme bir itirazı yok.
Ama şöyle bir şey de var. Bunu ben söyleyeceğime Özel söylesin deyip onun konuşmasından alıntılıyorum:
“Biz yeni parti programı çalışmalarımıza Türkiye’yi gelecek onyıllara hazırlayacak Cumhuriyet devrimleri ve altıokumuzun üzerine inşa edilmiş bir vizyon metni oluşturmak hedefiyle yola çıkmıştık…”
Özel, programın üzerine oturacağı ekonomi anlayışını özetlerken “planlı kamu ekonomisinden sözediyor bir yerde. Bu ifade eğer Altıok programının devletçilik ilkesine tekabül ediyorsa (ki ben öyle anladım) programın en dikkate değer ve gerçekçi yanı bu olur bana göre.
Bütün siyasi, sosyal, ahlaki, kültürel vb. oluşumların temelinde ekonomi yatar. Ekonomiye temel bakış diğer alanlara bakışın perspektifini verir. Plancı-kamusal ekonomi demek, kamunun/devletin ekonomide rol alan bir aktöre dönüşeceği anlamına gelir. Atatürk, 1923’ün liberal modelinin iflası üzerine 1930’lu yılının başlarında bu modeli uygulamıştı. Daha sonraları “karma ekonomi” modeli olarak anılan bu uygulama genç cumhuriyetin kalkınma ve ilerlemesinin lokomotifi olmuştu.
CHP böyle bir ekonomi-politika mı düşünüyor ? Program açıklansın öğreneceğiz. Ama bence mevcut enkazı kaldırmanın başka yolu yok.
CHP’nin program taslağı demokratik sosyal bir hukuk devletini öngörüyor, buna ilişkin vaatler içeriyor…
Özel’in program metnini satır satır okudum, bir şey aradım: Kaynak ! Bütün bu dönüşümler hangi kaynağa/kaynaklara dayanılarak yapılacaktı ?
Metinde bunun yanıtı olabilecek bir imâ bile yoktu.
Eğer dönüşümlerin kaynağı içinde/yerinde aramaz borç-borçla yürütülmeye kalkışılırsa çok geçmez başa sarılır. Zaten yoksul olan kitlelerin sırtından kaynak yaratılmayacak ise, nereden yaratılacağı da programda net olmalı bence. CHP cesur olmalı bu konuda, gerçekleri dile getirmekten kaçınmamalı…
DEMİRTAŞ’IN AÇIKLAMASI
DEM yönetimi Apo’yu siyasal bir figüre dönüştürmek istiyor, orada da kalmıyor, ona Kürt siyasi hareketinin “önder”liğini de uygun görüyor.
Oysa PKK Kürt siyasetinin önderi bir örgüt değildi, bir mücadele yönteminin aparatıydı. Kürt halkı bu yöntemi ve PKK’yı tutmadı, terörü dışladı, Apo’nun her seçim öncesi iktidarın doğrultusundaki manipülasyonlarına da metelik vermedi.
Kürt halkı, terörü dışlayan Demirtaş’a kendisini daha yakın buldu. Zaman içinde Demirtaş Kürt siyasi hareketinin önderi haline geldi. Terörü/şiddeti reddetmek PKK’yı reddetmek anlamına geliyordu…
Buna karşılık Demirtaş’ın 2017’deki Kobani saldırganlığından sorumlu tutularak ağır bir cezaya mahkum edildi. Karar hukuki miydi, siyasi miydi, büyüklerimiz bilirler.
DEM’in başındaki Apo’cu klik, belki de başka çıkar yıl bulamadıkları için ısrarla Apo’yu öne itiyorlar, Demirtaş’ı görmezden geliyorlar. Ancak son AİHM kararı ile Demirtaş’ın tahliyesinin sözkonusu olması dengeleri değiştirdi. Bunda Demirtaş’ın sürece ilişkin eleştirileri de rol oynadı. Demirtaş yeniden siyasi bir figüre dönüştü.
Bu da Apo mu, Demirtaş mı sorusunu yeniden gündeme taşıdı. O kadar ki, Demirtaşl’ın Apo’nun rolünü çalmasın diye tahliye edilmedğini öne sürenler bile var şu sıralar…
Demirtaş’ın son yaptığı Apo açıklaması gerçekte Kürt siyasetinde bir Apo-Demirtaş çekişmesinin varlığını tescil eden bir belge gibiydi: Demirtaş, Apo ile sorunun olmadığını söylüyordu açıklamasında. Ama, biat yoktu yine de ! Demirtaş ayrıca, çözüm sürecinin içinde, yanında ve arkasında olduğunu söyleyerek aktif siyaseti bırakmadığının da altını çiziyordu.
Bizim radikal milliyetçilerimiz, Apo’nun serbest bırakılıp parti kuracağını iddia ediyorlar , Apo’nun tek derdi var artık: İmralı cezaevinden tabutla çıkmamak !
Bence DEM, Apo’yu altından kalkamayacağı roller biçerek ona kötülük ediyor. Apo Kürt siyasi hareketini yönetmek bir yana, kendisini yönetecek eşiği aştı bence !
ETİKETLER : Yazdır







