
KILIÇDAROĞLU’NA İHTİYAÇLARI VAR !
05 Eylül 2025 21:53:31
Kapitalizmin ideolojisi liberalizmdir.
Ulusalcılık da denilen milli Kurtulusçuluğun/antiemperyalizmin ideolojisi Kemalizm’dir. Kemalizm, sol’dur.
CHP’nin kuruluşundan bu yana bu iki ideoloji parti içinde birlikte yaşadı ve yaşıyor.
Atatürk’ün ölümüne kadar ulusalcılık CHP içinde hep hakim olmasa da diri kaldı. Atatürk’ün ölümünden sonra Kemalizm, liberallerin rozetine dönüştü, zaman içinde CHP devrimci kimliğini kaybetti. Klasik bir sosyal demokrat partiye dönüştürülmek istendi, o bile olamadı.
Oysa ulusalcılık CHP’nin Altıokunun içinde, “devrimciyiz” ilkesiyle vardır.
Baştan alacağım:
Türkiye Cumhuriyeti milli kurtuluş savaşının temeline oturur. Milli devrim süreç içinde antifeodal yaptırımlarla demokrasiyle buluştu. Bu dönem, kapitalizmin devrimci kimliğini yitirmeye başladığı, tekelleşme süreci içine girdiği, dünyanın yeniden paylaşılması fikri temelinde yayılmacı/gerici bir kimliğe büründüğü takvime denk düşer.
Buna karşılık yeni Türkiye’nin iktisat politikasının belirleyeceği 1923 İzmir iktisat Kongresinde liberaller ağır basmtı ve Türkiye’nin iktisat düsturu kapitalizm olmuştu. İktisat kongresinden çıkan karar en özet şekliyle, devletin sermayedar yetiştirmesi, bu yolla kapitalist bir iktisat politikasının temellerinin atılması şeklindeydi.
Yürümedi. 1929 dünya ekonomik krizinin de etkisiyle kapitalist organizasyon uygulama aşamasında çöktü. Yeni bir sayfa açılması ihtiyacı doğdu.
CHP’nin en devrimci kurultayı kabul edilen 1931 III. Kurultayında ekonomide devletçilik ilkesi kabul edilirken programa bir ilke daha eklendi: Devrimcilik ! Daha önce dört ilke temelinde yönetilen CHP ve Türkiye bu kez iki yeni ilke ile yeni bir yola girdi. Altıok programı böyle doğdu.
CHP’nin 1931’dan bu yana temel ilkeleri değişmedi, o hep kaldı, ama daha çok bir rozet olarak !
**
CHP içindeki son Değişim Hareketi milli kurtuluş ruhunun ya da Kemalizm’in yeniden dirilişiydi bana göre; şu ayrımla ki Değişim Hareketi’nin basını çekerler bile bunun tam bilincinde değildi.
Ama artık değişimin CHP için ne anlama gelmesi gerektiğini görüyor ve hayata yansıtıyorlar. Özel’in mitinglerde ABD/Trump’ı eleştirmesi, genelde antiemperyalist bir bakış açısı sergilemesi altıokun devrimci ilkesinin en azından anımsandığını gösteriyor bence.
Hayır. Bugün hedefe konulan CHP değildir, CHP’nin Değişimci yönetimidir, yoksa CHP anamuhalefet partisi olarak egemenlere de lazım. Başında Kılıçdaroğlu gibi tutucu bir kariyeristin, tek sözcükle karşıdevrimcinin bulunacağı CHP, egemenler için vazgeçilmezdir. Demokrasi oyununun bir temel aktörüdür.
CHP’nin başına yeniden Kılıçdaroğlu’nun getirilmek istenmesinina nedeni aslında Değişim Hareketi öncesinin statik yapısını yeniden kurmaktır. İstiyorlar ki CHP, demokrasimizin görsel bir denge unsuru olarak hep anamuhalefette kalsın. Kılıçdaroğlu tipi CHP’lilere bunun için ihtiyacı duyuyorlar…
Kılıçdaroğlu ekibinin Değişim Hareketine karşı yargı yoluna başvurması egemenler için bir fırsat oldu. Şu sıralar bu fırsatı kullanıyorlar. Tezgahın arkasındakini bu nedenle CHP’nin başına oturtmak istiyorlar…
ETİKETLER : Yazdır







