
MHP’YE HAKSIZLIK !
23 Agustos 2025 00:25:34
“Kürt Sorunu” bizim milliyetçilerin yerleşik değerlerini de tartışmaya açtı, bu anlamda ayarlarını bozdu.
Milliyetçilik bir ideoloji değildir; milli çıkarları her şeyin üstünde tutan bir duruştur, tavırdır.
Orası öyledir ama, milliyetçiliğin de üzerine bastığı bir toplumsal sistem ve onun ideolojisi, sosyal yapısı ile tercihleri vardır.
Siyasal literetüre milli/milliyetçilik kavramları kapitalizm ile birlikte girdi. Milletleri kapitalizm yarattı. Demokrasi, kapitalist sistemin siyasi rejimi olarak tarihin defterine kaydoldu.
Milli demek, kapitalizm demektir. Emperyalizm çağında milli demek antiemperyalizm ya da tekelci kapitalizm karşıtlığı demektir.
Türkiye gibi emperyalizmin baskısı altındaki bir ülkede antiemperyalist olmayan milliyetçi de olmaz solcu da…
Ama var, o ayrı konu.
Siyasi leteratüre sağ-sol kavramları 18. yüzyılda girdi. 1789 Fransız büyük burjuva devrimiyle…Devrimden sonra oluşturulan kurucu meclisin salonunun soluna devrimci halkın temsilcileri, sağına da soylular oturmuşlardı. Sağ-sol kavramları oradan geliyor.
Sağ-sol kavramları göreceli kavramlardı ve hâlâ öyledir:
Kapitalizm, kendinden önceki toplumsal sistem olan feodalizme göre sol’du, ama Marksizme/sosyalizme göre sağ’dı.
Bu bugün de geçerli.
Örneğin Türkiye’de “sağ” denilince akla hemen İslamcılar geliyor, oysa milliyetçiler de sağ’dır… Peki kime göre ? Sosyalistlere/ Komünistlere göre !
Sağ da kendi içinde liberal sağ ve radikal sağ diye kademelenir. Radikallik, sağı faşizm kavramında bir araya getirir.
Buradan bakıldığında, kapitalizme bir itirazı olmayan CHP de liberal sağ’dır. Onun solculuğu, İslamcılar ile radikal milliyetçilere göredir. Sol kavramı içine bizde “millici” ya da “ulusalcı” denilen antiemperyalistler de girer.
DEM’i çokları “solcu” bir parti sanıyor. Oysa sol, günümüzde sosyalizm ile eşdeğer bir kavramdır ve DEM sosyalist bir parti değildir. Ekolojik (yeşil) sol ile dirsek teması olan milliyetçi bir partidir ve sağ’dır.
**
Bütün bunları niçin yazıyorum ? Şu sıralar güzelim ülkemizde bir “sağ ittifak” tam sözedilmeye başlandığı için! Anlaşılan bu bir seçim ittifakı değil. Kürt ayrılıkçılığına karşı birlikte hareketi öngören bir önerme. Zafer Partisi’nin başı çektiği hareketin özelliği MHP’yi dışarda bırakmak !
Sanıyorum MHP ve Bahçeli’yi yıpratmaya yönelik bir taktik-siyaset bu ! Ama eğer hedef gerçekten MHP ise, yanlış ! Çünkü, MHP/Bahçeli’nin Kürtlerle ilişkisi tavizkar bir ilişki değil. MHP bugün de Türkiye’nin bölünmesine karşı bir politika izliyor. MHP’den yapılan son bir açıklamada anayasanın ilk dört maddesinin yanısıra vatandaşlık tanımı ile resmi dille ilgili 42 ve 66. maddelerin kırmızı çizgileri olduğu belirtildi.
Bahçeli bu çerçeve içinde bir Terörsüz Türkiye istiyor. Bunun adı milliyetçiliktir.
Yani Zafer ve İyi Parti’lerin MHP’den daha milliyetçi partiler olduğunu söylemek yanlış olur.
O halde “sağ ittifak”ın anlamı ne ?
Yaklaşan seçimler olmasın ?
Küçük milliyetçi partilerin seçime tek başlarına girmeleri halinde barajı aşmaları sözkonusu değil. Soldaki partiler için de böyle bu.
Bu yüzden cumhurbaşkanlığı seçimini de düşünerek örneğin CHP kapılarını en azından komşularına zaten açacak, ama bunun içinde Zafer Partisi olur mu, emin değilim.
Radikal sağ kendi içinde bir seçim ittifakı yapabilir elbette ve yapmalıdır da, çünkü meclise girme şansına ancak bu şekilde sahip olabilirler.
Ama MHP’yi Kürtlere/Apo’ya iterek “sağ ittifak” yapmak gerçekçi değildir, insafsızlıktır ayrıca ! MHP’yi iktidar ortaklığı kapsamında eleştirebilirsiniz, ama ayrılıkçı Kürtlerle onu aynı sepete koymak provokasyondur düpedüz !..
ETİKETLER : Yazdır







