Uzmanlara göre orman yangınları kendiliğinden de çıkabiliyor, ama bir genelleme yapmak gerekirse yangınlar büyük oranda insan kaynaklı.

İnsan kaynaklı yangınlar da ikiye ayrılıyor. Bir kısmı, ihmale dayalı oluyor, bir kısmı kasıtlı !

İhmale dayalı yangınların kökeninde kültür yoksunluğu yatıyor, diğerinde rant hırsı !

Ben bu satırları yazarken TV’de bir anket yayınlandı. Halka sormuşlar: Yanan ormanların yeri nasıl değerlendirilecek sizce ? (Anket tuzak sorular içermiyordu, örneğin “yeniden yeşermek” şeklinde bir soru da vardı.) Verilen yanıtların çoğunluğu “otel yapılır” şıkkını işaretlemişti.

Yani halk ormanların rant için kasten yakıldığına inanıyordu daha çok. Peki bu inanç nereden kaynaklanıyordu?

Geçmişteki örneklerden !..

**

Dün gece uzun süre Bursa’daki yangını izledim TV’lerden. “Yeşil Bursa” cayır cayır yanıyordu ve yangına havadan müdahale edilemiyordu. Karada yapılan müdahalelerde orman işçilerinin sadece bir tişörtle çalışması olacak şey değildi !

Uzmanlara göre makilik (otluk-çalılık) alanlarda çıkan yangınlara karadan müdahale yeterli oluyor, ama yangın ağaçlara atladıysa mutlaka havadan müdahale gerekiyor. Gece boyunca Bursa’daki yangınlara hiç hava müdahalesi yapılmadı, çünkü devletin elinde gece görüşü olan yangın söndürücü uçaklar yoktu !

Söyleyecek söz bulamıyorum ! Bursa bütün gece yandı, ancak sabahın ilk ışıklarıyla hava müdahalesi başladı. Bu arada çok sayıda köy ve mahalle ile binlerce insanımız tahliye edildi. Gece görüşü olan uçaklarımız olmadığı için Bursa yangını çok büyük bir orman varlığımızın yokolmasına yolaçtı. Ben bu satırları yazarken sadece Bursa’daki değil, başta Safranbolu olmak üzere birçok yerdeki yangınlar da sürüyordu.

Bu işler yüksekten atmakla olmuyor ! Gece görüşü olan uçaklar lazım, daha çok eğitilmiş personel ve ekipman lazım, bunun için de ulusal zenginliklerimize rantcı değil, ulusal bir bakış açısıyla yaklaşmak lazım ! Rantçı kafayla yaklaşırsanız olacağı budur ! Mafya ormanı yakar, elde yeterli ekipman ve özellikle gece görüşlü uçaklar olmadığı için ormanlar sabaha kadar hiçbir müdahaleye uğramadan cayır cayır  yanar !

Yanan ormanların geride bıraktığı kapkara alanlar çok geçmez şıngır mıngır turistik otellerle ve havuzlu villalarla şenlenir; ağaç gider, beton gelir; vatanın gezginliğinden tatlı rantlar türer !..

**

KOMİSYON ?

Kürt sorununu (ki buna Terörsüz Türkiye de deniliyor) çözüme kavuşturacak sürecin ilk adımı sayılan TBMM’nde bir komisyon kurulması fikri hayata geçiyor. Mecliste 51 üyeden oluşacak bir Komisyon kurulacak ilkten. Mecliste temsil edilen siyasal partiler, temsil oranlarına göre Komisyon’a üye verecek. Buna göre Komisyon, AKP-MHP-DEM koalisyonunun sayısal ağırlığında olacak.

Ben bu satırları yazarken iki radikal milliyetçi parti, zafer ile İyi Parti, Komisyon’a katılmayacaklarını açıklamışlardı. CHP’nin ise koşulları vardı. Örneğin Özel, Komisyon kararlarının sayısal değil niteliksel çoğunlukla alınmasını istiyordu?

Bu yeni bir tartışma açar mı, ayrıca Komisyon 51 üyeyi bulabilir mi şimdilik belli değil. Bir yolunu bulacaklardır artık !

Doğru çözüm, mecliste yapılacak olası bir anayasa değişikliği dahil Kürt süreciyle ilgili kararların halkoylamasına sunulmasıdır sonuçta. Halkın çoğunluğunun evet demeyeceği Kürt çözümü de, anayasa değişikliği de her bakımdan kadük kalır !..