
PKK SURİYE’DE NE ÖNERİYOR ?
20 Temmuz 2025 00:13:47
Suriye’de nasıl bir rejim kurulacağı sorusu tüm bölgede en çok Türkiye’yi ilgilendiriyor. Çünkü şu kendisini feshettiği söylenen, geçenlerde de silah bırakma şovu yapan PKK, SDG ve YPG isimleri altında Suriye kuzeydoğu komşumuz ! ABD’nin mırın kırın etmesine rağmen oradan bir yere gideceği de yok gibi !
Suriye demokratik devrim yaşamış bir ülke değil. Feodal ilişkilerin ağır bastığı, uzun yıllar dikta rejimiyle yönetilmiş bir ülke.
Böyle ülkelerde yaşayan halklar doğal olarak milli-demokratik bir bilime sahip değildir. Suriye halkında da bu bilinç ve onun ekseninde bir birlik yok. Ülke, etnik grup ve mezheplere bölünmüş durumda, ülkede başçelişki ne milli, ne de sosyal çelişki, dinsel ve mezhepsel çelişki.
Böyle bir yapıya sahip ülkede demokrasiden, milli birlikten filan sözetmek fantezi olur. Buradan kalkarak şunu söyleyebilirim, Suriye’de büyük bir olasılıkla parçalı/federatif bir yapı kurulacak ABD’nin isteği bu zaten.
En son CNN Türk’e açıklamalarda bulunan SDG’nin önde gelen yöneticilerinden İlham Ahmet, Tom Barrack’ın iddia ettiği gibi SDG’nin ( PKK diye okuyun) özerklik ve bağımsızlık istemediğini, rejime entegre olabileceklerini söyledi. Ama, “rejim” derken Şara’nın temsil ettiği rejimi değil, kafalarındaki rejimi seslendirdi. Şöyle dedi bu konuda Ahmet:
"Elbette bu zor bir konu. Ancak entegrasyon konusunda anlaşmada yansıtılan ortak bir karar olduğunu düşünüyorum. Bizim, devletin çerçevesi dışında, askeri veya idari alanda alternatif yapılar oluşturma niyetimiz yok.
"Önemli olan, Suriye'de kadınların haklarını garanti altına alan ve toplumun farklı bileşenlerinin haklarına ve farklılıklarına saygı duyan bir demokrasi modelini korumaktır.
"Ayrıca, tüm yetkilerin merkezi hükümetin bakanlıklarının elinde yoğunlaşmaması için şehirlere ve bölgelere genişletilmiş yetki verilmelidir. Bu çerçeve içinde, entegrasyon süreci için mekanizmalar geliştirmemiz gerekiyor."
"Tam olarak talep ettiğiniz modeli nasıl tarif ediyorsunuz" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Yerel yönetişim çerçevesinde ademi merkeziyetçilik ifadesi bu ortak bir arada yaşama durumunu ifade ediyor.
"Bu, içinde yaşayan tüm gruplar tarafından temsil edilen, ademi merkeziyetçi yetkilere sahip bir bölgeniz olduğu anlamına geliyor.
"Başka bir deyişle, bu bir yerel yönetişim biçimidir."
Ahmet’in modelinin daha iyi anlaşıması için ademimerkeziyetcilik kavramını biraz açmamız gerekiyor.
Terim, bir yönetsel ilkeyi vurguluyor. Terim/kavram, bir ülkede mezkezi yönetimin, devlet yönetimindeki bazı işlev ve yetkileri, gerektiğinde geriye almak koşuluyla yerel veya bölgesel yönetim birimleriyle paylaşması anlamına geliyor.
O zaman şöyle bir model çıkıyor ortaya: Suriye’de bir mezkezi otorite olacak, ancak merkezi yönetim farklı bölgelerde konuşlanmış soy ve mezheplere yönetsel yetkiler tanıyacak…
Türkçesi PKK da, Dürziler de, şii-alevi Araplar da şeklen mezkezi devlete entegre olacak, ama kendi bölgelerinde özerk olacaklar.
Bu yönetim şekli, hem merkeziyetçiliği ve hem de federalizmi reddettiği için “demokratik” olarak lânse ediliyor.
Kısacası PKK’nın Fırat’ın doğusundaki bölgeden ayrılmaya niyeti yok.
Bu, kabül edilemez. Çünkü böyle bir yapılanmada da kuzeydoğu sınırımızdaki PKK tehdidi sürecek anlamına geliyor.
Türkiye, bütünleşmiş bir Suriye’yi savunuyor, aslında ideali budur.
Şu var ki soy ve mezheplere bölünmüş ve bu yapının sürmesinden yana olan ABD ve İsrail ile olacak şey değil bu ! Suriye’nin güneyi İsrail’in işgali altındayken, o İsrail kafasına estikçe Suriye’nin çeşitli yerlerini bombalamaktan çekinmeyen bir yetki ve pervaszlığa sahipken Suriye nasıl bütünleşecektir ?
ETİKETLER : Yazdır







