
TÖRENİ BEN DE İZLEDİM…
12 Temmuz 2025 00:06:58
PKK’nın silah bırakma törenini ben de izledim. Aşağıda gözlemlerimi bulacaksınız:
TV ’lerde ilkten, “PKK silah bıraktı”, “PKK silahlarını yaktı” başlıklarıyla birbirinin aynı haber kırıntıları dönmeye başladı. TV’lerin çoğunda hiç görüntü yoktu. CNN Türk’ü deneyeyim dedim. Büyük bir yayın ağının parçasıdır O. Yanılmamışım. CNN’de bazı görüntüler vardı gerçekten. Gerçi çok uzaktan çekilmişti, ama en azından bir şeyler söylüyordu:
İlkten 10’u aşkın birbirinin aynı siyah minibüslerden oluşan bir konvoy geçti. Bir çalım, büyüklerimizin koruma konvoylarını, bir çalım cenaze konvoylarını anımsatıyordu. Anlaşılan bunlar töreni izleyecek konukları taşıyordu Tören yeri, iki dağın kavuştuğu üçgenin üst noktasındaydı. çevrede mağara ağızları görülüyordu.
Derken bir de devasa bir mağaranın görüntüsü geldi ekrana. Görüntünün altyazısına göre burası PKK’nın silah bıraktığı yerdi. Ancak ortalıkta kimse görünmüyordu…
O zaman anladım. Törenin yayınını daha büyük bir yayın kuruluşu satın almıştı, esas görüntüleri o servis edecekti.
Öyle de oldu. Yakın plan görüntüler peşpeşe servis edilmeye başlandı:
Bir dağın yamacındaki düz bir alana genişçe bir tente gerilmişti, tentenin altındaki sandalyelerde töreni izlemek için çağrılmış konuklar oturuyordu. Kimlerdi onlar, biraz bekledim yakın görüntü gelmedi, çok da önemli değildi zaten. Ama yine de Türkiye’yi kimin temsil ettiğini merak ettim doğrusu.
Daha sonra pat diye silahların metal bir havuzda toplanıp yakılması görüntüleri geldi. 20-25 civarında kızlı-erkekli terörist metal havuza sırayla yaklaşıyor ve ellerindeki “Keleş”leri ve bellerindeki fişeklikleri çıkararak metal havuza bırakıyorlardı. Kız teröristler 20-30’lu yaşlardaydı, erkekler de 30-40 arasında. Belli ki seçilmişlerdi. Üstlerinde PKK’nın klasik üniforması olan şalvar, mintan ve yelek vardı… Fiziki özelliklerinden anlaşıldığına göre tümü Kürt’tü bunların. Oysa PKK çok milliyetli bir terör örgütüdür, üyeleri içinde her kıtadan teröristler vardır.
Silahlarını havuza bırakanların yüzlerine dikkatle baktım, herhangi bir duygu belirtisi yoktu; duygusuz bir yüzle havuza bırakıyorlardı silahlarını…
İlginç bir tabloydu. PKK silah bırakıyordu, ama o silahları teslim olacak kimse yoktu ortada ! Silahların yakılması, geriye dönüşü olmayan bir yola girildiğini gösteriyordu. Bu nokta önemliydi.
Apo, silahların yakılması formunda simgelenen bu durumu, strateji değişikliği şeklinde açıklıyor, yani mücadele formu ya da biçimi değişikliği şeklinde ! Silahlar bırakılacak DEM aracılığı ile siyasi mücadele sürecek…Peki siyasi stratejisi ne olacak Apo/DEM’in ? “Bir Türkiye partisi” olarak demokratik yollardan iktidar mücadelesi mi verecekler, yoksa etnik kimlikli bir siyasi parti olarak iktidarın yedek lastiği mi olacaklar ? Öyle olmayacaksa hedefi ne olacak bunun ? Apo’nın otuz sayfalık broşüründeki saçmalıklar mı ?
Bekleyip göreceğiz. Talepleri resmi kanallara girsin o zaman bu konuda daha detaylı konuşma imkanımız olacak…
Ulus-devleti savunanlardan birisiyimdir ben. Milliyetçi olduğum için değil, vatansever olduğum için ! Çünkü ulus-devlet de bir tarihsel kategoridir ve daha ileri bir toplumsal sistemin koşullarının değişiminin zeminini oluşturur… Bu yapı bozulursa, daha ileri bir toplumsal sisteme geçiş yollarının üzerinde etnik tümsekler oluşur…
Demokrasi dediğimiz şey de toplumsal gelişim ve değişimin belirli dönemdeki bir sistemin yüzü değil midir zaten ?..
Halkların kardeşçe yaşaması için zorlayıcı yasalara gerek yoktur. Bunun örneği bin yıldır Anadolu’da kardeşlik ve vatandaşlık hukuku içinde birlikte yaşayan Türk ve Kürt halklarıdır..
ETİKETLER : Yazdır







