
SOL BAKIŞ !
30 Haziran 2025 23:10:32
Marksist çelişkiler bilimi (Diyalektik) sol siyasetlerin her dönem ve koşulda önünü aydınlatan bir rehber niteliğindedir.
Bir ipte üst üste iki düğüm varsa, üsttekini çözmeden alttakini çözemezsiniz. Toplumsal çelişkiler bilimi bize bunu öğretir; üstteki görünmez düğümün görünür hale getirilip çözülmesini emreder.
Bunun en son ve en somut örneklerinden ikisini, İsrail-Gazze/Filistin savaşı ile ABD-İsrail/İran savaşında yaşadık.
Sol, İsrail’in Gazze’ye yönelik vahşi saldırılarına karşı Gazze halkının ve onu savunan HAMAS’ın yanında saf tuttu. Bu ilk bakışta şaşırtıcıydı, çünkü HAMAS köktendinci/şeriatçı bir terör örgütüydü, dünya terörizm listelerinin içinde yeralıyordu. Köktendinci bir terör örgütü nasıl oluyordu da soldan destek alıyordu ?
Üstteki düğümün ezilen tarafında yeraldığı için ! Bugün tüm dünyada başçelişki; emperyalist/faşist egemenler ile mazlum ülkeler ve halklar arasındaki çelişkidir. İsrail/Gazze mazlum bir ülke ve halktır. Terör örgütü HAMAS, vatanı olan Gazze’yi savunurken bu kimliğinden sıyrılır, emperyalist/faşist ittifaka karşı toprağını savunan bir milli örgüte dönüşür.
Aynı şey ABD-İsrail/İran karşısında da olmadı mı ? Sol, dünya emperyalist ve faşist ittifakın patronu ABD ile onun Ortadoğu’daki tetikçisi İsrail’e karış köktendinci İran’ın yanında saf tuttu. Komünist/ateist bir rejime sahip olan Kuzey Kore, “Ordumuz İran’ın yanındadır” diye açıklama yaptı. Çünkü İran, üstteki düğümün ezilen tarafı ! Burada önemli olan ezilen tarafın ideolojik-siyasi konumu değil, dünya saflaşmasındaki konumudur !
Bugün Türkiye’yi de içine alan emperyalizm sultası altındaki tüm ülkelerde başçelişki burjuvazi ile işçi sınıfı arasındaki çelişki değildir; emperyalizm ile ulus arasındaki çelişkidir. Üstteki düğüm budur ! Üstteki düğümü çözmeden ikinci düğümü ya da sosyo-politik düğümü çözemezsiniz !
ABD emperyalizmi ve öteki emperyalist ülkeler ile İsrail gibi tetikçiler, Türkiye için de birinci düğümdür. Öncelikli görev, emperyalist sömürü ve baskılardan kurtulmaktır.
Buradan bakıldığında Türkiye’nin emperyalist ittifaklardan çıkması gerekir. Öncelikle de NATO’dan ! Bunun yanısıra AB’den de uzak durmamız gerekir.
ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail almışlar ellerine keskin bıçaklarını Ortadoğu’yu kesip biçiyorlar. Irak, Libya, Suriye’den sonra sıra İran’a geldi, bir sonraki halka Türkiye’dir ! Ortadoğu’yu yeniden biçimlemek istiyorlar. Vurucu güçleri İsrail’dir, ülkeleri bölmek için kullandıkları güçler ise Kürt azınlıklar !..
Suriye’de Emperyalist/faşist ittifakın çıkarlarına dokunacak bir tepki verirsek dost (!) Trump’ın tavrının nasıl değiştiğini görebileceğiz…ABD’nin dostu yoktur ve olmaz; çıkar müttefikleri vardır. İsrail yarın ABD’nin çizgisinden ayrılsa en büyük düşman haline gelir.
İran olayından sonra güzelim ülkemizde millî birlik bilinci iyice yoğunlaştı. Bir başka ifadeyle başçelişki iyice keskinleşti. Bu süreçte gündeme PKK sorununun sokulması dikkate değerdir. PKK’nın silah bırakması ve onu izleyecek süreç milli birliğimizin çimentosu da olabilir, aksi de. Kürdümüz ABD/israil’in oyununa gelmemelidir.
Benim umudum Kürt azınlığın, Türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğüne katkıda bulunacak bir vatandaşlık rasyoneli ve performansı sergilemesidir. Bölünmeye değil, birleşmeye ihtiyacımız var.
Bu durum sosyo-politik sorunların/çelişkilerin erteleneceği anlamına gelmez elbette, gelmiyor da zaten.
Türkiye’nin milli birliğini güçlü tutmak için iç-barışa ihtiyacı var. İç sorunlarına gömülmüş bir ülkenin milli birliğini pekiştirmesi zor olur.
Siyaset normal seyrine dönmelidir !.. İmamoğlu ve diğerleri tutuksuz ve şeffaf şeklide yargılanmalıdır.
İran olayı, her Ortadoğu ülkesinin beklenmedik olaylarla karşılaşabileceğini ortaya çıkarttı.
İçerde normalleşemezsek bundan öncelikle Türkiye’yi bölmek isteyen dostlar (!) yararlanır !..
Tam bağımsız gerçekten demokratik Türkiye özlemi bugün de içimizi yakıyor !..
ETİKETLER : Yazdır







