
KENDİNİ BAŞKALARIYLA KARŞILAŞTIRMA
31 Mayis 2025 13:56:31
Sessiz bir yarış hali…
Hala aynı yerdeyim hissiyle uyandığınız oluyor mu? Sabah uyanır uyanmaz telefonu elimize almamız ile başkasının başarıları karşısında yaşadığımız bir eksiklik duygusu ile güne başlıyoruz. Kimi zaman başkalarının başarısı kendimizden şüphe etmemize sebep olur.
Bu sosyal karşılaştırma, ilk olarak sosyal psikolog LeonFestinger tarafından 1954 yılında ortaya atılmış bir kuramdır. Festinger’e göre insanlar, kendi düşünceleri yeteneklerini ve başarılarını değerlendirmek için başkalarınınkine başvuruyor.Bu durum kişilerde yetersizlik, kıskançlık ve değersizlik duygularını ve inançlarını tetikliyor. Bu içsel kıyaslama çoğu zaman farkında bile olmadan başlıyor. Çünkü insan beyni karşılaştırmaya meyillidir.
Başarıyı, başkalarının temposuna göre ölçmek kendi yolunuzdan sapmanıza neden olur. Hâlbuki herkesin geçtiği yollar farklıdır.
Karşılaştırmanın en güçlü besin kaynağı da sosyal medyadır. Orda kusursuz bir fotoğrafını, terfi alışını, mükemmel sabah rutinini görürsünüz. Fakat kimse yarıda bıraktığı diyetini, bitmemiş ya da gecikmiş tezini, hayatında zorlandığı ya da ağladığı anlarını sosyal medyada paylaşmaz.
Amerika Psikoloji Derneği (APA) gençlerde sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte, depresyon, anksiyete ve beden algısı bozukluklarında artış olduğunu bildirmiştir.
İçinde yaşadığımız toplulukta bu kıyaslamayı artıran bir noktadadır.
18 yaşında üniversite…
25 yaşında iş…
28’inde evlilik…
30’unda çocuk…
Kimseye ait olmayan bir zaman çizelgesi sunuyor bize. Başarıyı ölçüyor adeta ve sorgulamadan da kabul ediliyor.
Kadınsan, çocuk doğurmalısın,
erkeksen, çok para kazanmalısın…
Bu roller de bize kendimizi yetersiz hissettiriyor.
Peki, “sizin için iyi bir hayat ne demek?”
Aslında kendimizi anlamaya çalışırız kim olduğumuzu, yeteneklerimizi, başarılarınızı… Toplumda kabul görmek, dışlanmamak için insanların neler yaptığına bakarız. Aidiyet hissetmek için insanların davranışlarını referans alırız. Bu durum bazen hedeflerimizi belirlemek için motive edebilir. Hatta bazen kötü olanlarla kıyaslayıp da rahatlamaya çalışırız.
Bu süreci farkındalıkla yönetemiyorsak benlik algısına ciddi zararlar verebilir. Sürekli yetersiz hissetme yüzünden gergin,güvensiz hissetmemize neden olabilir. Seni sen olmaktan çıkartır. Bu yüzden, bu aracı nasıl kullandığın önemlidir.
Kendine dönmek, dış dünya ve başkalarıyla olan karşılaştırmalar arasında kaybolduğunda, odağını tekrar içinize, yani ihtiyaçlarınıza çevirmek anlamına gelir.Psikolojik dayanıklılığı artırıp, odağınızı tekrar kendinize çevirmek yaşam kalitenizi arttıracaktır.
Dünkü size bakmaya çalışmak ‘bir yıl öncesinde bu konudaki düşüncem nasıldı, bugün neyi farklı yapıyorum?’ diye sormak ve kıyaslama yaptığınızda iç sesinizi yakalayıp gün içinde ne hissettiğinizi yazmakta farkındalığınızı arttırabilir.
Sizi besleyen parçalara ulaşıp, kendiniz gibi hissetmene yardımcı olacak şeyleri yapmakta önemli olacaktır. Müzik dinlemek, doğada vakit geçirmek gibi…
‘Yine yetersizim, değersizim diyorsan.’ bu düşünce bana yardımcı oluyor mu diye kendine sorabilirsin.
Başkalarının hedefleri, yaptıkları değil de senin için neyin anlamlı olduğunu hatırla. Kendinize şefkatli davranmayı ihmal etmeyin.
Kendi sınırını tanı, kendi değerini belirle ve kendi başarının tanımını yeniden değerlendir.
Hayat farklılıklarla güzel, kendi iç ışığını yansıtmam dileğiyle biricik insan…
Klinik Psikolog, EMDR Avrupa Akredite Terapisti
ETİKETLER : Yazdır







