
CHP SÜRECE KATILMALI !
31 Mayis 2025 00:14:29
Görünen o ki CHP’nin anayasa çalışmaları karşısında net bir tavrı yok.
Özgür Özel, “Ben Erdoğan’la anayasa değil, menemen bile yapmam” deyip noktayı koydu.
İmamoğlu ise iktidar karşıtı retoriğin anayasa konusundaki ünlü repliği olan, “önce mevcut anayasaya uysunlar” repliğini yinelemekle getirdi.
Buna göre anamuhalefet partisi AKP ile MHP ve DEM’in yeni anayasa çalışmalarının dışında kalmaya kararlı.
Peki CHP’nin bu tavrı, üçlü ittifakı yeni bir anayasa yaptırmama gücüne ve onun verdiği rahatlığa mı dayanıyor ?
Pek öyle değil.
Üçlünün meclisteki sandalye sayısı yeni anayasa taslağını referanduma götürmek için yeterli. Anayasayı mecliste değiştirmek için ise sadece 25 sandalyeye ihtiyaçları var ! Yani menemeni tek başlarına pişirme şansları sıfırlanmış değil. Diyelim ki mecliste 25 sandalyelik bir destek bulup yeni anayasayı onaylattılar. CHP bu durumda sürecin dışında kalma yanlışının hesabını nasıl verecek ?
DEM’in federatif hedefleri var. AKP, Erdoğan’ı yeniden aday yapmak istiyor, ayrıca Başkanlık Sistemini revize etmek, bu şekilde Erdoğan’ın yetkilerini arttırmak... MHP’nin buna itirazı yok. Kürt taleplerini ise ya iyi süzemiyor, milliyetçilik süzgeci tıkanmış durumda yahut görmezden gelmeyi yeğliyor...
Bu durumda yeni anayasa AKP ile DEM’in anayasası olmaya aday. Anayasanın milletin anayasası olabilmesi için taslağa tüm siyasi partilerin katılması ve onay makamının milletin kendisi olması gerekiyor. Yani anayasının mecliste değil halhoyu ile kabulü.
Ayrıca mecliste görüşülüp karara bağlanacak Kürt taleplerinin de referanduma sunulması gerekiyor.
Milletin/halkın onayı dışında Türkiye’nin profilini değiştirecek her gelişme, antidemokratik bir gelişme olur.
CHP anayasa değişikliği sürecinin de, Kürt talepleri sürecinin de dışında kalamaz ve kalmamalıdır.
Yeni bir toplum sözleşmesi yapılmak isteniyor, bin yıllık Kürt Sorunu somut bir çözüme kavuşturulmak isteniyor. Bu koşullarda Türkiye Cumhuriyetini kuran CHP’nin olan biteni kenardan seyretmesi düşünülemez !..
**
Son yapılan anketler İBB/İmamoğlu operasyonlarının, kitlelerin operasyon öncesi siyasi tercihlerini değiştirmediklerini gösteriyor. CHP hâlâ birinci parti, üstelik aradaki farkı gitgide açıyor...
Bunda CHP’nin kitle bağlarını mitinglerle sıkı tutması ile cesur ve etkili bir dil kullanması önemli rol oynuyor. Özgür Özel’in beklenmedik performansı da adeta pastanın çileği oluyor.
CHP’nin gitgide katlanan performansı İmamoğlu’nu yeniden soruşturmalardan arınmış, diplomasını geri almış bir cumhurbaşkanı adayı konumuna taşır mı, emin değilim. Ama, operasyonlarla açılan parantez kapanmış da değil henüz.
Şunu düşünüyorum:
CHP, Kürt Sorunu ile anayasa değişikliğinin arabasına koşulsa İBB/İmamoğlu soruşturması farklı bir kulvara akar mı, normalleşme olur mu ?
Sanmıyorum. İktidar CHP’yi iki sürecin de dışında tutmak istiyor. CHP eğer şu anki tavrını sürdürürse iktidarın işine gelecek bu.
CHP, Kürt sürecine olsun, anayasa sürecine olsun doğruları etken bir biçimde savunarak müdahil olmalıdır. Yani özellikle Kürt sürecine dışardan değil, bu anlamda içerden müdahil olmalıdır. DEM’in, CHP’ye de sıcak gelebilecek yerel yönetimlerin özerkleşmesi önerisinin içindeki tuzakları da görmesi ve mücadele etmesi gerekir. ABD kökenli ekolojik (yeşil) solun önerilerinin çok başka yerlere çekebileceği konusunda uyanık olması gerekir.
ABD ile İsrail’in Ortadoğu’yu yeniden yapılandırdığı bir döneme rastlayan anayasa değişikliği ile Kürt açılımı çok derin bir ulusal hassasiyet gerektiriyor.
Daha ne diyeyim !..
ETİKETLER : Yazdır







