Burunları siyasetin farklı kokularına aşina olanlar farkında elbette. Havada gitgide ağırlaşan bir erken seçimi kokusu/havası var.

Seçim havası farklı çevrelerde farklı algılanan bir havadır: İktidarın havasına korku egemen olur genelde. İktidarı yitirme korkusudur bu ! Muhalefet’in havası ise daha çok heyecan ve umut yüklüdür.

Bu süreçte iktidar da muhalefet de korku ve heyecanla yanlış kararlar alabilir, yanlış şeyler yapabilirler. Bunlar aslında “doğru ”sandıkları yanlışlar olur. Yani bilinçli (!)olarak yanlış üretirler gerçekte...

Daha önce de yazdım:

AKP iktidarı saklı ajandasına erken seçimi aldı. Henüz tarihi belli değil. AKP’nin son zamanlardaki agresif uygulamaları da bence seçim kararı aldığını gösteriyor. Operasyonların Türkiye nüfusunun yüzde 20’sinin yaşadığı İstanbul’daki önemli ilçe belediyelerinde yoğunlaşması da bunun  işareti. Anlaşılan o ki , AKP, seçimlerde çok etkin görevler üslenen muhalefet belediyelerinin etkisini azaltma kararı aldı. İstanbul’daki belediye operasyonları diğer megakentlere ve oradan da  diğer Anadolu belediyelerine atlayan bir domine süreci başlatır mı, olasıdır...

Her otoriter iktidar her seçim öncesi böyle şeyler yapar. Antidemokratik uygulamaların politika dilinde “çevre temizliği” olarak adlandırılması, hele hele operasyonların bizdeki gibi belediyelerde yoğunlaşması sürece ironik bir karakter de kazandırır.

AKP şu sıralar bir sorunlar yumağı gibi.

Erdoğan’sız bir erken seçim AKP’nin sonu olur. Bu yüzden iktadar Erdoğan’ın adaylık sorununu çözmek zorunda. Hatta yüzde 50+1’i de !..

Diğer yandan ekonomi hâlâ belini doğrultamadı: Enflasyon hızının yavaşlaması fiyatlar üzerinde olumlu bir etki yaratmaktan uzak. İktidarın zamana ihtiyacı var. Kaldı ki uygulanan Deplasif ekonomi programı geleceği aydınlatmaktan uzak görünüyor şimdiden.

İktidar Kürtlerde seçim ittifakı kurmak istiyor. Bunun için Öcalan yeniden devreye sokuldu. PKK’nın zaten bitik durumdaki Kandil’ini nötralize etmek istiyorlar. Bu olabilirse seçim propagandalarının eksenini “Terörsüz Türkiye” sloganı oluşturacak bence.

İktidarın en sıkıntılı olduğu yer Suriye. Trump’ın, özellikle Ortadoğu’ya babasının çiftliği gibi bakan pozisyonu, PKK’nın Suriye’de kalıcı olmasına yolaçacak gelişmelere de gebe.

Bu durum sadece AKP’nin değil, Türkiye’nin en önemli sorunu haline gelebilir. Başkaları da eklenebilecek bu sorunlar AKP’nin hareket alanını daraltıyor.

Peki muhalefet ne durumda ?

CHP’nin erken seçim kararı doğru. Hatta böyle bir karar daha önce alınmalıydı.

Ayrıca cumhurbaşkanı adayını belirlemesi de doğru; bu zaten erken seçim kararının vazgeçilmezidir.

Ama, Mansur Yavaş’ın katılmayacağı bir önseçim formalizm ! Masrafa yazık ! İlan edin İmamoğlu’nu, olsun bitsin !..

Mansur Yavaş’ın önseçime katılmayacağını açıklaması çok önemli bir şey değil. Katılsa zaten kazanamazdı. Ama, Yavaş’ın CHP’de siyasete devam etmesinin sağlanması önemli. En azından seçime kadar ! Çünkü seçime  kadar İmamoğlu’na siyaset yasağı gelebilir. Mansur Yavaş bu durumda rotasyona girer...

Yok, ayrılır da bağımsız aday olursa, seçilebilir de, geçen seçimdeki Sinan Oğan pozisyonuna da kayabilir... Bu gibi durumlarda seçmenin ne yapacağı belli olmaz...

Türkiye erken seçim sürecine girdi bana göre...Süregiden çeşitli operasyonlara, bu bağlamda bakmak gerekiyor. Bu tabii bunların “doğal” karşılanması gerektiği anlamına gelmiyor. Antidemokratik gelişmelerle mücadele etmek hepimizin görevidir. Ama doğru mücadele yolları ve yöntemleri bulmak için ilkten son günlerde olanların “niçin”i de doğru kavramamız ve söylememiz gerekiyor.

Türkiye halkı tarihinin en önemli seçim yoluna çıktı/çıkıyor...