
ESENYURT OLAYI
01 Kasim 2024 00:29:57
Erdoğan’ın “yumuşama", Özel’in de “normalleşme” şeklinde andığı o naif süreç, CHP’li Esenyurt belediye başkanı Prof. Ahmet Özer’in “PKK üyesi” diye tutuklamasıyla bitti.
Acaba, diyorum, onun yerine yeniden bir sertleşme/anormalleşme sürecine girilir mi ?
CHP böyle bir sürece girilmemesi için Esenyurt olayına yoğun bir ilgi gösterdi. Olaya benzeri gelişmeleri önlemek için baraj örmeye çalışıyor. Haklı da: Kayyum halk iradesinin gaspıdır.
Tuhaf bir tabloyla karşı karşıyayız:
İktidar anayasa değişikliğine destek versin diye DEM’e/Kürtlere elini uzatıyor; Öcalan’ı PKK terörünü sonlandırmak için göreve çağırıyor. Türk-Kürt kardeşliği temasını işliyor. Bu şekilde yeni bir çözüm süreci başlatacağı algısı ile Kürtleri heyecanlandırıyor.
Ama öte yandan Bahçeli’nin ağzından “Türkiye’de bir Kürt sorunu yoktur ve olmayacaktır” tespitiyle “çözüm”e kapısını kapatıyor !
Neresinden bakarsanız bakın bu mantıki bir yaklaşım değil. (Bu konu üzerinde bıktırıcı tekrarlar içeren çok yazı yazdığım için geçiyorum.)
Esenyurt olayına bakalım…
Esenyurt belediye başkanının tutuklanması PKK’yı yeniden gündeme taşıyor. Ama bu kez bir “barış anahtarı” olarak değil, iktidar sopası olarak !
Erdoğan ne yapmak istiyor ?
Bahçeli’yi Öcalan çıkışı için onore etti, sahip çıktı. Ama, iktidarın “PKK’nın başını hapisten çıkartan, ondan çözüm bekleyen” bir notla tarihe geçmesini de istemiyor. Çünkü Bahçeli’nin çıkışı kitlelerde hoş karşılanmadı. Nitekim MHP anketlere göre oy kaybediyor.
Esenyurt olayı PKK’nın iktidardan uzaklaştırıp yeniden CHP’nin sırtına yüklenmesi operasyonudur !
AKP-Erdoğan da biliyor ki PKK taşınması çok riskli ve ağır bir yük. Ona elini uzatan kitlelerde tepki görüyor. Görecektir de. sonuçta kırbin insanımızın katili o !
Bahçeli’nin Öcalan çağrısı bu yüzden yürekleri kanatan bir çıkış oldu.
İktidarın önünde iki yol var.
Ya anayasa değişikliği için DEM’e uzatılan el geriye çekilecek. Ki, öyle bir algı yerleşiyor hızla.
Ya da Bahçeli’nin Öcalan çağrısının arkasında lâfta durulacak, ancak zamana yayılarak geri çekilme yolları aranacak. Bu şekilde DEM’le dirsek teması kerhen sürdürülecek. Yeni bir çözüm süreci söz konusu olmayacak.
Esenyurt olayı ile Erdoğan CHP’yi bir kez daha savunma pozisyonuna soktu.
CHP Genel Başkanı Özel 31 Mart sonrası önünü net şekilde görebilseydi, bu tuzaklara yakalanmazdı CHP. Göremedi, Erdoğan’ın yumuşama siyasetinin tuzağına düştü.
CHP ne yapacak şimdi ?
Şu an net bir tavrı yok. Çünkü hem Kürtlerle ipleri kopartmamak istiyor, bu yüzden çözümden yana; hem de PKK ile aynı karede görülmek istemiyor. Yani şu an CHP’nin “PKK terörü nasıl sonlandırılır ?” sorusuna verdiği bir yanıt yok. CHP, “Kürt sorunu mecliste çözülür” derken bu çözüme PKK’yı da dahil ediyor mu net değil.
PKK, siyasi çözüm istiyor. Özerk bir bölge, giderek ayrılık istiyor. Bundan vazgeçerse zaten varlık nedeni kalmaz.
Kürt sorunu, olması gerektiği gibi bir kültürel-eğitsel soruna dönüşür.
Bence CHP siyasi çözüme kesinlikle hayır diyen bir irade koymalıdır peşinen, kartlarını açık oynamalıdır.
PKK sorunu aynı zamanda ABD sorunudur. Yoksa 40 yıl içinde çoktan çözülmüş olurdu.
ETİKETLER : Yazdır







