
GELİR ADALETSİZLİĞİ KİMİN YARATIĞI ?
19 Subat 2024 00:29:43
Hiç eskimeyen biz klişe ile başlayacağım:
“Emek en yüce değerdir.”
Niçin ?
Çünkü “değer kavramı içine giren tüm maddi objeleri yahut ”mal” kavramı içine girer herşeyi emek/emekçiler üretir.
Köleci toplum, köle emeğine; feodal toplum, toprağa bağlı köylülerin (serf, Osmanlı’lı da reaya) emeğine; kapitalist toplumda sanayi ve tarım işçilerinin emeğine dayalıydı/dayalıdır.
Gelgelelim, ilkel komünal toplumu izleyen üç üretim tarzında, yahut köleci, feodal ve kapitalist üretim biçimlerinde, o herşeyi üreten emekçiler, iş üretilenlerin değer olarak paylaşımına gelince, (af buyurun) aklınıza gelen şeyi alıyorlar !..
Güzelim ülkemizden yakın bir örnek vereceğim:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; nüfusun yüzde 20’si (17 milyon kişi) toplam gelirin yüzde 48,8’ni alıyor.
Geriye kalan yüzde 80’lik kesim (68 milyon kişi) yüzde 50,2’sini paylaşıyor.
Alttakiler ile üsttekiler kendi içlerinde kademeleniyor.
Örneğin en alttakileri oluşturan 17 milyon kişinin toplam gelir içindeki payı 2023’te sadece yüzde 5,9 oldu.
Bunların yarısını (8 milyon) en alttan maaş alan emekliler oluşturuyor. Diğer kesimini lümpen proleterler (işsizler, evsizler.vb.)..
Malların yüzde 100’nü üreten işçilerin toptan gelirden aldıkları pay ise sadece yüzde 20 civarında…
Şöyle tepeden bakınca gelir dağılımı tablosu dikine konulmuş baklava dilimini anımsatıyor insana. Dilimin ortasında “orta sınıflar” denilen ve çeşitli katmanlardan oluşan küçükburjuvazi var. Dilim yukarıya ve aşağıya doğru daralırken, küçük burjuvazi ya kademe kademe zenginleşip burjuvalaşıyor ya da bunun tersi oluyor; kademe kademe emekçileşiyor, en dipte lümpenleşiyor.
Ortasınıfların eridiği söyleniyor. Sosyal sınıf olarak baklava dilimin ortasındalar halâ; ama, gelir dağılımında aldıkları payın gitgide azalması, onların aşağıya doğru çoğalmasına neden oluyor.
Sonuçta bir siyah-beyaz tablo çıkıyor ortaya:
Yüzde 20, toplam gelirin yarısını götürürken, geriye kalan yüzde 80, öteki yarıyı paylaşmak için birbirini dirsekliyor !..
Aslında bu tablo gelişmiş ülkelerde de böyle; sadece paylaşım oranları daha az vahşi !
Sistemi temsil edenler ise bu vahşi gelir adaletsizliğini yönetip ayrıca bekçiliğini yapıyorlar !..
Kapitalizm böyle bir şey işte !
Herkes Erdoğan’a kızıyor. Örneğin emekliler ! Niçin 5 bin lira değil de 3 bin lira yapmış ikramiyelerini ? 5 bin yapsa veya hiç yapmasa ne olacaktı ki !
Sorunun yanıtı sistemde aslında. Çünkü Kapitalizm varoldukça vahşi gelir adaletsizliğini her zaman birileri yönetecektir !..
O birileri düzenle bütünleşmiş solcular da olsa sonuç değişmez !..
ETİKETLER : Yazdır
Ben anlayamıyorum 2 veya 3 bin liralık ikramiye artışının eşinde koşan emeklileri...Sizin de belirttiğiniz gibi küçük bir artış biz emeklilere bir ayda sağlamıyor. Ama devlete gereksiz bir külfet yüklüyor. Onun için, emeklilerin rahatça yaşayabilecekleri sağlıklı bir emeklilik sistemine ihtiyaç vardır. Geçmişte kadınlar 38, erkekler 43 yaşında emekli edildi; Demirel'in popülizmi sayesinde. 38 yaşında emeklilik olur mu ? Hangi sistem bu yükü kaldırır. Bunun yanında adaletli bir vergi sistemi kurulmadan; vergi kayıp ve kaçağını minimuma indirmeden emeklilerle ilgili olarak ne yapsanız kimseyi memnun edemezsiniz. Çünkü bunu sonucunu sigorta kurum ... DEVAMI
- s.
- 1







