
DEMİRTAŞ’I DA YEDİLER !
02 Haziran 2023 14:08:41
Bu köşeyi sürekli izleyenler HDP eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı konu alan çok sayıda yazı yazdığımı hatırlayacaklardır.
Bunun nedeni vardı:
Demirtaş HDP’yi, ABD’nin/PKK’nın güdümündeki ayrılıkçı bir Kürt partisi olmaktan çıkartıp, sadece Kürtlerin değil, tüm halkların sorunlarının ya da Türkiye’nin sorunlarının demokratik zeminde çözümüne katkı sağlayacak bir “Türkiye Partisi”ne dönüştürmek istiyordu. Bu projenin mimarları arasında HDP eski milletvekillerinden Ertuğrul Kürkçü de vardı.
Nitekim, eski adı HADEP olan partinin adı bu kez Halkların Demokrat Partisi olarak değiştirildi, logosu da bunu simgeleyen bir logoya dönüştü.
Demirtaş sık sık şiddet ile siyasetin birlikte yürümeyeceği açıklamaları yapıyor, sorunların çözüm yeri olarak da meclisi gösteriyordu.
Bu siyasi çizgi, giderek, HDP’yi, halkların birliğine dayalı ve sınıfsal mücadeleyi esas alan bir radikal sosyalist/Marksist partiye dönüştürür müydü, emin değilim, ama böyle bir eğilim vardı.
Bu siyasi çizgiye, doğal olarak, ABD’nin güdümündeki Kandil/PKK ile onun “önder”i Öcalan karşıydı. Onlar, her zamanki gibi, federalizmi ya da ayrılıkçılığı savunuyorlardı. Aslında bu proje, ABD’nin Türkiye’yi bölmeyi de içine alan Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) yerli varyasyonuydu.
HDP bir anlamda Demirtaş’cılar ve Öcalan’cılar diye ikiye bölünmüştü.
Erdoğan, CHP’nin yanısıra, birleşmiş güçlü bir demokratik partinin oluşumundan rahatsızdı: Demirtaş’ı sık sık eleştiriyordu. Hatta bir keresinde, “Öcalan, Demirtaş’ı cezalandıracak” bile demişti.
Demirtaş’ın sonuçta cezaevine atılarak bloke edilmesinin nedeni buydu.
Demirtaş, bloke edilmesine rağmen HDP üzerinde yine de etkiliydi. Nitekim HDP’nin Millet İttifakı’nı destekleme kararı almasında onun da rolü vardı.
HDP’nin seçim öncesi kapatılması olasılığının doğması, bu yüzden başka bir isimle seçime girme zorunluluğu Öcalan ve PKK’nın “Yeşil Sol’u tezgahlamasıyla yeni aşamaya geçti. Öcalan, Sovyetlerin çökmesinden bu yana Marksizm-Leninizm’le köprüleri atmış, ABD kökenli “ekolojik” Sol’un müride olmuştu. Yeşil Sol sınıf mücadelesini reddeden, dişleri sökülmüş bir soldu. Öcalan’a cazip gelen yanı, en dipte, ayrılıkçılığı savunmasıydı.
Selahattin Demirtaş’ın “bu aşamada” siyaseti bıraktığını açıklaması, HDP yönetimiyle düştüğü taktik bir farklılığa dayalı gibi. Aslında öyle değil. Öcalan/Kandil, HDP’nin oy kaybetmesini fırsat sayarak parti içindeki Demirtaş’çı kanadı tasfiye için harekete geçti. Bunu kolaylaştırmak için de Demirtaş çekilmeye zorlandı.
HDP, olağanüstü kongreye götürülerek Demirtaş’çılar resmen tasfiye edilecek.
İktidar ne yapacak peki ?
Demirtaş’ı yargı yoluyla içerde tutma politikasını sürdürecek mi, yoksa serbest bırakıp HDP’yi bölünme aşamasına bile taşıyabilecek bir iç-hesaplaşmanın altına odun mu taşıyacak ?
Şöyle bağlayacağım yazımı: Sonuçta, Demirtaş’ı da yediler !
Kurtlukta düşeni yemek kanundur!..
ETİKETLER : Yazdır







