
AKP’NİN SEÇİM STRATEJİSİ
31 Agustos 2022 14:41:48
Ekonomik kiriz, mütedeyyin (dindar) kitleleri hızla AKP’den uzaklaştırıyor. AKP’nin elinde kala kala İslamcılar kaldı. Uzun uzun izaha gerek yok, islamcılık/dincilik başka şeydir, dindarlık başka…
Türkiye’deki siyasi islamcıların oranı yüzde 35 kabül ediliyor. Tarikatlar/cemaatler buna dahil…
AKP’nin sadık tarafları bunun yüzde 30’nu oluşturuyor. Bunlara siyaset jargonunda “kemik oy” deniliyor.
Ancak son anketler AKP’nin yüzde 30’un altına inmeye başladığını gösteriyor. Yani AKP, bir tür kemik erimesi sürecine girmiş gibi.
Bunun nedeni, maddi olmaktan çok manevi: Koyu muhafazakarlar AKP’yi sekülerizme ödün vermekle suçluyorlar.
AKP’nin seçim stratejisini öncelikle kayıplarını önlemek ve geri kazanmak şeklinde saptaması gerçekçi.
Nitekim, AKP Genel Merkezi, yüzyüze temasla (ev gezileri) AKP’den koptuğu halde bir başka partiye gitmeyen “küskünler” üzerinde yoğunlaştırma şeklinde bir karar aldı.
Diğer yandan da radikal kadrolarını tahkim etmek ve kayıpları yeniden kazanmak yolunu tutmuş görünüyor…
Festival yasakları, imamların tesettür çıkışları, tanınmış cemaatlerin bakanlarla yan yana fotoğraflar vermeye başlaması ve diğerleri bununla ilgili.
AKP, evin içini ve arka bahçesini toparlamaya çalışıyor diye özetleyelim.
Bunun kendi açılarından yanlış bir yanı yol.
Seçim yaklaşınca, seçmenin diğer kesimlerinden de oy alabilmek için kesenin ağzını açacaklar; “geçici bir “boom”(refah) dönemi yaratmaya çalışacaklar. Ucuz kredi pompalaması, EYT gibi sorunların çözümü, genel af, şimdiden ucu görünen olasılıklar…
**
Sıra azıcık ezber bozmaya geldi…
Son zamanlarda bazı imamların ipe sapa gelmez açıklamalarının muhalif medyada gereğinden çok fazla ilgi görmesinin, zaman zaman bunların manşetlere taşınmasının yanlış olduğunu düşünüyorum ben.
Çünkü onların amacı da zaten bu; mümkün olduğu kadar geniş kitlelere ulaşmak ! Bu şekilde gündemi zorlamak, ayrıca laik-dinci kutuplaşmasına tuğla taşımak…
Sonuçta bu çıkışları yapanlar toplumda karşılığı bulunan kişiler değil, sıradan cami imamları. Yaptıkları açıklamalar da daha önce bir çok kez yinelenen, nerdeyse vukuat-ı adiye haline gelen şeyler. Bunları büyütüp seküler kesimi biraz daha sekülerize etmeye çalışmak oyuna gelmek anlamına geliyor bence.
Doğru tutum, bunları ciddiye almamak , gülüp geçmektir. En azından esprili bir dil kullanmaktır.
“Bu çağda bu kafa”, yahut “islam bu değildir” Yaklaşımları seküler kesime zaten bir şey söylemiyor. Onlar işin farkında. Öyleyse, kimlere taşıyoruz bu ipe-sapa gelmez sözleri, hurafeleri ?
AKP, elde kalan tek “sağlam” kozunu ya da anti-sekülerizm kozunu oynuyor şu sıralr.
Ne derece tutar, seçim öncesi Türkiye nereye savrulur, göreceğiz.
Umarım bu kutuplaştırma stratejisi hoş olmayan sosyo-politik gelişmelere yol açmaz.
ETİKETLER : Yazdır







