İNSAN KENDİSİ OLABİLMELİ
03 Ocak 2022 14:39:48
Hasan Hüseyin Yalvaç
Son zamanlarda sanal medya ortamında sık sık, ‘Bilecikli Recep; Güneyin Bülbülü; Kuzeyin Rüzgârı; Samatyalı Hakkı gibi, lakap mı unvan mı furyası başladı. Eke gereksinim duymak da önemli bir eylem olmalı ve üzerinde düşünülmeli bence. Adlar ve soyadlar da yeterli gelmiyor demek ki insan olma kimliği için. Bu nedenle sürekli eke gereksinim duyuluyor. Adamın hacı, hoca olması da çok önemli değil ama bilmem nereli hacı ya da hoca olması önem kazanıyor birden. Bu bir anlamda müritlerin başlarındakine misyon yükleme eylemi.
İnsanın kendisi olabilmesi salt anatomik anlamda olsa eksiği fazlası söylenerek sonuca varılırdı. İnsanlaşmanın noksan, eksik yanı sosyolojik yapılanmada ortaya çıkıyor. Yani ben’in biz olabilme süreci. Bizleşse ben, kendini toplumsal aynada değerlendirebilecek ve o noktadan başlayarak insan kimliğini oturması gereken yere oturtacaktır. Sistemin dışına çıkmadan düşünmemizi sürdürürsek, sistem, sömürdüğü insanın bilinçlenmesini, insan onuruna yakışır davranışlar sergilemesini doğal olarak istemez. İstememe karakteri, ona, hem hile hurda işler yapmasını tembihler. Bölecektir, parçalayacaktır ve yutacaktır. Yeni, sindirimi kolay lokmalar için de eylemine devamlılık talimatını vermiştir çoktan. İnsan, kendisi olduğunda, kendini değerlendirdiğinde, egosunu insanlığın dışına sürdüğünde, paylaşımcı kimliği ortaya çıkacak ve ortak payda çok kolay bir şekilde saptanacaktır.
Kendi olma eyleminde, doğal olarak, kültürel beslenme, kendini ve karşısındakileri anlama, bireyin toplumsal zenginliğini artırırken, daha bizci düşünme özelliğini de geliştirecektir. Eklere gerek kalmadan, adımız ve soyadımızla, üstüne yerleştirdiğimiz paylaşımcı yeteneklerimizle kendimiz olacağız ve karşımızdakileri de kendileri gibi göreceğiz. Yani denizler durulacak ve yolculuklarımız kazasız belasız sürecektir.
Birilerinin kanatları altına sığınarak, küçük çıkarlar için kendimizi pazarlayarak bir şey olacağımızı sanıyorsa birileri, akıl almaz derecede yanılgı içindedirler. Sığındıkları kanatlar üstlerinden kalktığında tüm yağmurlar, karlar üstlerindedir bilinsin. Artık kurtuluşları yoktur. Onları o soğukların, fırtınaların tam ortasına sığındıkları kanat sahipleri atacaktır, bilinmiyorsa bilinsin istedim.
Şu dünyada yaşamanın tek anlamı, insanların kendileri olabilmeleri için emek vermeleridir. Yoksa üç kağıtçı kafa herkeste var ve tepe tepe kullanılıyor. Bu nedenle kimse, kendini akıllı sanarak yaşadığını sanmasın. Kendini kandırıyor ve kandırdıklarınca da sürekli aşağılanıyor. Umarım yeni yıl, kendimizi, insan olma açısından tanımamıza yardımcı olur.
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış