
O BİR MİLLİ SEMBOLDÜR !
08 Kasim 2021 18:22:09
Kim midir O ?
Uzun Mehmet !
Kimilerinin taşkafası O’nun milli bir sembol olduğunu hiç kavrayamadı.
Kavrayamaz da. Çünkü milli (antiemperyalist) bilinçten yoksunlar.
Ne Türkiye Cumhuriyetinin yoktan varedilme mücadelesinin aydınlık yaratıcılığından haberleri var, hâttâ ne de, yüzeysel de olsa tarih bilgisine sahiptiler. O kadar tembeller ki, Uzun Mehmet’in Kdz. Ereğli’de taşkömürünü buluşuna ilişkin öykünün tarihsel köklerinden bile haberleri yok.
Öyküye karşılar, ama niçin karşı olduklarını kendileri de bilmiyor!
Geçenlerde bunlar duayen bir tarihçimiz de katıldı. Dedi ki, “Uzun Mehmet diye bir şey yok. Onu 1930’lu yıllarda Zonguldak Halkevi Başkanı Mithat Bey uydurdu…”
Oysa Mithat Bey (Akif) 1930’lu yıllarda Halkevi Başkanı değildi, Cumhuriyet Halk Fırkası Zonguldak İl Başkanıydı; Halkevi Başkanı Hüseyin Fehmi Bey’di (İmer).
Ünlü tarihçimizin kömürün bulunuşunun (8 Kasım 1829) ile kömürü bulanın (Uzun Mehmet) ilk kez 1910 yılında, Osmanlı’nın ünlü gazetelerinden Sabah gazetesinde haber yapıldığının da farkında değildi !
Sallıyordu…
O ve O’nun gibileri hâlâ sallarken, AKP, kömürün bulunuşu öyküsünü Osmanlıcı ve İslamcı pirizmalardan süzerek Uzun Mehmet’in adını Zonguldak’ta yeni yaptırılan bir camiye verdi.
AKP, Uzun Mehmet Günü’nün gerçekte emperyalist kilise kültürünün simgelerinden olan St. Barbara Yortusu’na bir tepki olarak ortaya çıkartıldığının bilincindeydi; ama, bizim taşkafalar, öyküyü yazan Cumhuriyet aydınlarına “faşist” etiketi yapıştırmaya çalışmak gibi bir utanmazlık sergilediler bir aralar.
Hem cahil, hem de terbiyesizdiler !
**
Cumhuriyet 1923’te kuruldu. Cumhuriyeti kuran devrimci aydınlar demiri tavında dövmenin bilincindeydiler. İlk on yıl çok önemliydi. Devrimci bir şok dalgası yaratmak gerekiyordu; 10. Yıl marşında da denildiği gibi, 10 yılda her yaştan gençler yaratmak yahut…
Radikal reformlar bu 10 yıla sığdırıldı. Bir milli kültür ve siyasi bilinç yaratma kavgası bu zaman diliminde ilk meyvelerini verdi. Öncelik de milli kütür ile sekülerizme verildi.
1930’lu yıllarda da Zonguldak Kömür Havzası esas olarak Fransız ve İtalyanların elindeydi. Bunlar koloniler halinde yaşıyorlardı. Devrimci Zonguldak’ın bünyesinde her bakımdan bir kıymık gibiydiler.
Zonguldak’lı cumhuriyet aydınları yabancı kültüre, gelenek ve ritüellere karşı bir mücadele örgütlediler ilkten. Karargahları Halkevi idi.
Fransızlar her yılın 9 Aralık’ında bir yerel bayram. St. Barbara Maden Yortusu kutluyorlardı.
Cumhuriyet aydınları Uzun Mehmet’in kömürü bulunuş öyküsünü ona karşı yarattılar. Öykü, öykü değildi gerçekte, tarihsel temelleri vardı. Ta 19. Yüzyılın başlarından itibaren kapitalizmin arabası koşulan kılise, gittiği her yabancı ülkede olduğu gibi Zonguldak’ta da biat kültürünün bir enstrümanıydı.
Ahmet Naim’in deyişiyle, “Hristiyanlık kokusuyla madenciliğimizi sarmayan başlayan” emperyalist kültüre bir tepkiydi gerçekte Uzun Mehmet Bayramı.
Taşkafalılara bunu bir türlü anlatamadık.
AKP anladı, kendi prizmalarından süzüp içselleştiriyor Uzun Mehmet’i, kendilerini Atatürkçü filan sayanların bazılarının dünyadan haberi yok !
**
Uzun Mehmet’i Anma ve Kömür Bayramı’nı kömürün Ereğli’de buluşunun 192, ilk kutlamanın 98, yılında da devrim tarihine olan derin saygımla kutluyorum.
ETİKETLER : Yazdır







