
1919
19 Mayis 2021 20:28:11
Cumhuriyet Devrimi, bir Milli-Demokratik devrimdir.
Milli devrim, 19 Mayıs 1919’da mirliva (tuğgeneral) Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışıyla başlar, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin kuruluşu ile en yüksek noktasına ulaşır. Bu aynı zamanda demokratik devrimin başlangıç noktasıdır.
Devrim, 2 Mart 1924’te, “hilâfetin, şeriye ve evkaf vekaletlerinin kaldırılması” yasası ile demokrasi sürecine girer. Süreç, arada millileştirmeleri de içererek şöyle sürer:
3 Mart 1924: Medreselerin kaldırılması.
3 Mart 1924: Hanedanın sınırdışı edilmesi.
8 Nisan 1924: Şeriye mahkemelerinin lağvı.
27 Şubat 1925: Âşarın kaldırılması.
30 Teşrinisâni (Ekim) 1925: Tekke, türbe ve zaviyelerin kapatılması.
26 Kânunuevvel (Aralık) 1925: Beynelmiler (uluslararası) takvim ve saatin kabülü.
17 Şubat 1926: Türk Medeni Kanununun kabülü.
13 Mart 1926: Türk Ceza Kanununun kabülü.
10 Nisan1928: Anayasadaki dine ait hükümlerin çıkarılması.
3 Ekim 1928: Harf devrimi.
8 Haziran 1929: Topraksız köylülere toprak verilmesi kanununun kabülü.
10 Nisan 1929: Yeni belediye kanunun kabülü.
9 Şubat 1932: Halkevlerinin kuruluşu.
Ve köy Enstitülerinin kuruluşu gibi eğitsel ve demokratik diğer reformlar…
**
Cumhuriyet Devrimi 1919’da başladı, ikinci savaş yıllarında duraklama dönemine girdi, 1946’da da devrimci süreç, yerini karşıdevrimci sürece terketti.
Devrimci sürecin, duraklama dönemi ile birlikte, sadece 27 yıl sürdüğünü söyleyebiliriz.
Karşıdevrim süreci, 1950’de DP’nin iktidara gelmesiyle ilk “pik”ini yaptı, sonraki yıllar dalgalanarak varlığını korudu. AKP’nin 19 yıllık iktidarı, anti-Kemalist muhafazakar sürecin DP’den sonraki ikinci “pik”idir.
Burada önemli olan şu:
Karşıdevrimci süreç, aradaki istisnai kısa dönemlerle birlikte 79 yıldır sürüyor. Ama, sadece 27 yıl süren devrimci sürecin milli-demokratik kazanım ve birikimleri, her alanda, kuvvetli şekilde varlığını koruyor hâlâ. Bu da devrimci sürecin her bakımdan doğru ve haklı bir zemine bastığını bir başka deyişle toplumsal/tarihsel gelişim/değişim yasalarıyla uyumunu işaret ediyor.
Eğer Cumhuriyet Devrimi, uygunsuz ve haksız bir zemine bassaydı, baskılara direnemez, yok olurdu.
Türk Devrimi, buradan bakıldığında, tarihsel gelişimin ve değişimin doğal bir sonucuydu.
Gazi Mustafa Kemal, bu gerçeği iyi özümseyen ve kitlelere taşıyan bir liderdi, hâlâ da öyledir. Gazi, Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük devrimcidir.
1919’u bu bilinçle kutluyorum.
Şuna kesinlikle inanıyorum:
Cumhuriyeti kimse yıkamayacaktır !
Çünkü doğru ve haklı bir zemine basıyor bugün de…
ETİKETLER : Yazdır







