
EKMEK
07 Subat 2021 17:59:09
Ekmek şöyle böyle 12 bin yıldır var.
İlk ekmeklerin hamuru, ezilmiş tahılların suyla karıştırılıp yoğrulmasıyla elde ediliyordu. Hamur, çeşitli büyüklüklerde yassıltılarak kızdırılmış taşlar üzerinde, sıcak külle kapatılarak pişiriliyordu. Mayasızdı.
Bu tür ekmekler bugün de Afrikada, Ortadoğu ve Asya ülkelerinde üretiliyor.
İlk mayalı ekmeği eski Mısırlılar üretti. Buğday unundandı ve fırınlarda pişiliyordu.
O gün bu gündür ekmek, sofralarımızın baştacıdır, nimettir.
Hangi sofraların ama ?
Özellikle yoksul sofralarının !
Zengin sofralarında da ekmek vardır ama, çeşitli yemeklerin yanında eşantiyon gibidir. Kimi “monden” sofralarda ise ekmek bulunmaz; ekmek bulunması görgüsüzlük sayılır.
ekmek yememek elitlere özgü bir ayrıcalıktır.
Son zamanlarda bizim küçük burjuvalarımız arasında da ekmek yememe modası çıktı. Gerekçeleri “genleriyle oynanmış” tahıllardan üretilen ekmeklerin “zararlı” olması. Ekmek yememe modasını teşvik eden hekimler de var bu arada…
Aynı çevrelerin,”genleriyle oynanmış” buğdaydan üretilen ekmeklerden çok daha zararlı olan paketlenmiş gıda ürünleriyle beslenmeleri, çelişkili yaşamlarının sofralarındaki izdüşümüdür.
Neresinden bakarsanız bakın, sonuçta, ekmeğin de bir sınıfsal karakteri vardır. Zengin değil, yoksul besinidir ekmek.
**
Ekonominin kötü yönetilmesi ve pandemi yasakları sonucu güzelim ülkemizde yoksulluk da hızla büyümeğe başladı.
Yoksullukla doğru orantılı olarak ekmek tüketimi de büyüyor…
Ekmekle oynayan hergelelerin sayısı da…
İki şekilde oynanıyor ekmekle:
Emekçiler sudan gerekçelerle işten atılarak, ücretleri kesilerek yapılıyor…
Ekmeğin gramajından çalarak, kalitesini bozarak, zam istüne zam bindirerek yapılıyor…
Yoksulluğun artması, ekmek üzerindeki sömürünün de artmasını tetikliyor. Vahşi kapitalizmin temel kanunu olan arz-talep kanunundan kaynaklanıyor bu: “Talebi yükselen mal, şu veya bu şekilde pahalılanır.”
Örneğin, İstanbul Belediyesi günde 1.5 milyona yakın ucuz ekmek satıyor halka. Ekmek belediyede 1 lira, piyasada 2 lira. Yoksul halk, ucuz ekmek için kuyruğa giriyor her gün…
İBB, bu şekilde vahşi kapitalizmin çarkları arasında ezilen yoksul halka nefes aldırmaya çalışıyor… Başkaları da var. İBB gibi…
Bu tabii iyi birşey. Ama, sorunu temelden çözecek bir şey de değil.
Sorunu temelden çözmek için yoksulluğu ortadan kaldıracak alternatifler üretmek gerekiyor.
Ekmek sömürüsünün bir değişik biçimi de, farklı tahıllardan, farklı gramaj ve biçimde üretilen ekmekler üzerinden gerçekleşen sömürü…
Piyasada tanesi 10 liraya kadar satılan ekmek de var bugün…
Bu sömürü biçimi sağlıklı ekmek yemek isteyenlere dönük daha çok.
Beyaz/rafine undan üretilen ekmekler ABD’den gelmişti ilk kez ülkemize… Çok albeniliydi ama, besin değeri düşük, sağlıksız bir ekmek türüydü bu. Francala tabir ediliyordu.
Şimdi aynı ekmeklerin yoksul ekmeği haline gelmesi, kapitalist/emperyalist sömürünün ana hedefinin ekmekte de yerli yerine oturduğunu göstermiyor mu ?
Dibine kadar sömürülen emekçilerin, dibine kadar besin değeri yokedilmiş ekmeklerle beslenmeye zorlanması neoliberalizmin pek de üzerinde kafa yorulmayan bir çelişkisidir.
Sistem kendisini yiyor aslında !
Sağlıklı emekçiler yoksa, sermaye ne işe yarar ?
ETİKETLER : Yazdır







