
HERKÜL NE DERDİ ACABA ?
02 Ocak 2021 21:52:12
Ben aslında bugün 2021’e ilişkin öngörülerimi yazacaktım. Sonra vazgeçtim.
İki nedeni vardı vazgeçmemin:
Birincisi, öngörülerim, yeni yılın, 2020’de tükettiğimiz umutlarımızı yeşerten bir yıl olmayacağı görüşü ekseninde gelişecekti. Elim gitmedi.
İkincisi, Zülfü Livaneli’nin birkaç gündür elimden düşmeyen Serenad’ında karşılaştığım üç Ereğli hakkındaki savı idi.
Serenad’ın 333. sayfasında (Doğan Kitaplar, 2011) şöyle diyordu Livaneli:
“..Bir ara Türkiye’de niçin bu kadar çok Ereğli var diye sormuştum kendi kendime. Konya Ereğli’si, Marmara Ereğli’si, Karadeniz Ereğli’si ! Sonra araya araya bunların İraklionlar olduğunu anladım.”
İlgimi çekti. Ne de olsa Ereğli’nin tarihi üzerinde vaktiyle birşeyler çiziktiren birisiyim. Üç Ereğli ile ilgili az-çok bilgim de vardır. Ama, İraklion’lar ? Bundan haberim yoktu.
Şeytanın işi olmayınca kuyruğunu tartarmış. 65 artı’yız ya, bende zaman bol. Şeytan refleksi oluştu içimde bir an. İraklion’un peşine düştüm. Kuyruk tartacağız !..
İnternetin arama motorlarını başvurmayı sevmiyorum. Sorduğunuz sorunun yanıtını şıp diye alıyorsunuz gerçi, ama kaynak yok. Daha doğrusu kaynak, internet ! Bu kolay bilgi edinme yolu konu üzerinde derinleşmenizi engelliyor. Ayrıca yanıtların hepsi doğru da değil.
Zehra, arama motoruna İraklion’u sordu: Tek cümlelik bir yanıt geldi: “Girit adasının en önemli kenti”.
Bu kadar !
Bir-iki ansiklopedi karıştırdım, kent hakkında eni-konu geniş bilgiye ulaştım. Osmanlı dahil bir çok medeniyete beşiklik etmiş antik bir kent burası. Ama, üç Ereğli’nin öyküsünü çağrıştıran bir şey bulamadım.
Ereğli adının, bir ucu Katip Çelebi’ye uzanan çeşitli yakıştırmalara rağmen, Herakles’ten (Herkül) kaynaklandığı en çok kabül gören iddiadır.
Herakles’in adını taşıyan kentlerin tümüne, Herakles (Herkül) Şehri anlamına gelen Herakleia denilir. Tümü altı tanedir ve ikisi Türkiye’nin sınırları dışındadır. İtalya ve Yunanistan’da…
Zaten örneğin Kdz. Ereğli’nin Herkül ile bağı, Yunan mitolojisindeki ünlü Cehennemağzı öyküsüyle anlatılır.
Mitolojide “yarı-tanrı” olarak bilinen Herkül, aslında ailesini katleden bir canidir. Öykünün bir versiyonunda Zeüs tarafından, bir versiyonunda da Kral Miken tarafından suçlarının bağışlanması için 12 iş’le görevlendirilir. Mitolojide buna Herakles’in 12 Görevi denilir. Görevlerden birisi de, cehennemin Ereğli’deki ağzını/kapısını bekleyen üç başlı canavar bekçi köpeği Kerberos’u etkisiz hale getirmektir…. Herkül bunu başarır.
Özetle Ereğli bir Herakles Kenti’dir ya da Herakleia’dır.
Herakles sözcüğün nasıl Ereğli’ye dönüştüğü ise hala tam karşılığı verilmemiş etimolojik bir sorundur. Genel kanı, sözcüğün zaman içinde evrime uğrayarak Ereğli haline gelmesidir. En sağlıklı yaklaşım da budur bence. Çünkü Ereğli’nin bir sözcük anlamı yok.
Başa sarıyorum…
Peki İraklion ?
Ereğli ile ilgisini bulamadım. Bu konuda bilgisi olan varsa, açıklamasını öneririm. Olmazsa, Livaneli’ye soracağım…
**
Konuyu uzatmamın nedeni sadece kuyruğunu tartan şeytan sıkıntısı değil. Ereğli ve Zonguldak’ta şu sıralar, “Acaba turizmden ekmek yiyebilir miyiz ?” sorusu irdeleniyor.
Arayışın nedeni belli.
Zonguldak’ta kömür Ereğli’de de demir-çelik artık halka yetmez hale geldi. Kömürün ve demir-çelik’in yarattığı katmadeğerler, halkı taşıyamıyor artık. İşsizliğe çare olamıyor. Yatırımlara ihtiyaç var. Özellikle de reel söktöre…
Her iki yerde de devlet ile yerel yönetimlerin alternatif bir gelir kaynağı olarak turizme yönelmeleri ihtiyacı buradan doğuyor. Şüphe yok ki ekonomik ve sosyal koşulların zorladığı iyiniyetli girişimler bunlar.
Şu var ki, örneğin Ereğli’deki girişimler gerçekçi değil. Hani şu Bisiklet Parkuru projesi ile balıkçı barınağındaki kaçak lokantalara ruhsat verilmesi projeleri gibi.
İkincisini ben de desteklemiştim, ama koşullu bir destekti bu. Balıkçı Barınağına lokanta açmak yönetmeliğe aykırıydı. Benim önerim, kıyıdaki uygun bir yere yeni balıkçı lokantalarının yapılmasıydı…
Nitekim, Bakanlık kaymakamlığın projesini reddetti.
İkinci proje ise tümüyle fanteziydi. Bu yüzden karşı çıktık. Onun yerine, yolcu treni işletilmesini istedim ben. Ama sonradan öğrendim ki, raylar çoktan sökülüp atılmış…
Eleştirmek, önermek, fikri takip bizim görevimizdir.
Buna karşılık örneğin sayın kaymakam ne yapıyor ? Fikrimizi açıkladığımız için, bize teşekkür edeceğine, bana söylendiğine göre, çanak soruların sorulduğu bir radyo programına çıkıp projeleri eleştirenleri çıkarcılıkla suçluyor !
Gönül isterdi ki tüm bu noktada söyleşiyi yapan gazeteci (?) araya girsin, daha somut konuşmasını istesin kaymakamdan. Ayrıca, projelere karşı olmakla çıkarcılık arasındaki ilişkiyi izah etmesini istesin…
Öyle olmamış !
Yerel gazetecilik nereden nereye geldi !..
**
Şunu soracağım:
Ereğli’de, içeriye, dönük şekilde ve özellikle deniz ürünleri ekseninde yeme-içme turizmi geliştirmek sözkonusu olabilir mi ?
Ayrıca, eski eserler turizminin ayakta tutacak altyapısı var mı kentin ? Bu doğrultuda bir proje ?
Hayali projelerle vakit öldürüleceğine bu konuların üzerinde yoğunlaşılsa daha doğru bir yol tutulmuş olmaz mı ?
**
Herkül, yukarlardan bir yerden bakıyorsa eğer kentine, kaymakam beyin muhteşem projeleri karşısında, “Biz boşuna uğraşmışız Kerberos’la filan” diye hayıflanıyor mudur acaba ?
ETİKETLER : Yazdır
Sina bey iraklion konusu hakkinda yazinizin yazildigi o gunden gunumuze bir bilgiye ulastinizmi?
Beğenildi (2)
- s.
- 1







