
MİLLİYETÇİLİK NEDİR?
21 Subat 2013 17:05:41
Siyasal gündemin başında ne var?
Milliyetçilik!
Her kafadan bir ses çıkıyor!
En gür ve yalın ses de Başbakandan çıktı. Dedi ki:
"Biz milliyetçiliği ayaklar altına almış bir iktidarız!.."
Milliyetçi tartışmalarında tan-tuna giden Kürt şovenizmi değil, Türk milliyetçiliği!
Neo-oryantalistler (yeni Batıcılar), fırsat bu fırsat deyip Türklükten istifa (!) etmeye başladılar!
Dincilerin kafasında zaten Türklük, milliyetçilik kavramları yok!
Siyasetçiler, (MHP'liler sözdışı) Türklük ve milliyetçilik kavramlarına çok fazla bulaşmamaya özen gösteriyorlar.
CHP, Atatürk Milliyetçiliğine sığınıp fazla derinleşmiyor bu konuda!..
Özetle milliyetçilik kavramı kuyuya atılan taşa döndü!..
Milliyetçiliğin ne olup olmadığını iyi kavramak için, ilkten millet ya da ulus kavramına açıklık getirmek gerekiyor.
Nedir millet?
Millet ya da ulus, tarihi bir kategoridedir; tarihi olarak oluşmuş istikrarlı insan topluluğudur.
Ulus, dört ana karakterin birliğinden oluşur:
Dil birliği, toprak birliği, ekonomik yaşantı birliği ve kültür ya da ruhsal şekillenme birliği.
Bu dört öğeden birisi bile eksikse, orada milletten sözedilemez.
Tür milleti deyince, yukarıda dört karakterin birliği anlaşılır:
Türkçe, aynı topraklar üzerinde yaşıyor olmak ya da coğrafi birlik, tek Pazar içinde bütünleşmiş olmak ve ruhsal şekillenme de diyebileceğimiz kültür birliği.
Türkiye Cumhuriyeti bu açıdan bir millettir ya da ulustur.
Peki Kürtler?
Kürtler, milli topluluktur ya da milli azınlıktır. Millet değildir. Millet olabilmeleri için Türkiye'den ayrılmaları gerekir. Kendilerine özgü topraklarının olması gerekir. Öteki milli azınlıklar için de geçerlidir bu! Örneğin, Rumlar, Ermeniler, Lazlar, Yahudiler, Süryaniler, Boşnaklar, vb... için!
Milli topluluklar, Türkiye toprakları içinde yaşadıkları sürece, Türk milletinin bir parçası sayılırlar. Bu yaklaşım, onların anadil, anadilde eğitim ve kültürlerini korumak gibi demokratik haklarının yadsınacağı anlamına gelmez. Tam tersi!..
Milliyetçilik!
Her kafadan bir ses çıkıyor!
En gür ve yalın ses de Başbakandan çıktı. Dedi ki:
"Biz milliyetçiliği ayaklar altına almış bir iktidarız!.."
Milliyetçi tartışmalarında tan-tuna giden Kürt şovenizmi değil, Türk milliyetçiliği!
Neo-oryantalistler (yeni Batıcılar), fırsat bu fırsat deyip Türklükten istifa (!) etmeye başladılar!
Dincilerin kafasında zaten Türklük, milliyetçilik kavramları yok!
Siyasetçiler, (MHP'liler sözdışı) Türklük ve milliyetçilik kavramlarına çok fazla bulaşmamaya özen gösteriyorlar.
CHP, Atatürk Milliyetçiliğine sığınıp fazla derinleşmiyor bu konuda!..
Özetle milliyetçilik kavramı kuyuya atılan taşa döndü!..
Milliyetçiliğin ne olup olmadığını iyi kavramak için, ilkten millet ya da ulus kavramına açıklık getirmek gerekiyor.
Nedir millet?
Millet ya da ulus, tarihi bir kategoridedir; tarihi olarak oluşmuş istikrarlı insan topluluğudur.
Ulus, dört ana karakterin birliğinden oluşur:
Dil birliği, toprak birliği, ekonomik yaşantı birliği ve kültür ya da ruhsal şekillenme birliği.
Bu dört öğeden birisi bile eksikse, orada milletten sözedilemez.
Tür milleti deyince, yukarıda dört karakterin birliği anlaşılır:
Türkçe, aynı topraklar üzerinde yaşıyor olmak ya da coğrafi birlik, tek Pazar içinde bütünleşmiş olmak ve ruhsal şekillenme de diyebileceğimiz kültür birliği.
Türkiye Cumhuriyeti bu açıdan bir millettir ya da ulustur.
Peki Kürtler?
Kürtler, milli topluluktur ya da milli azınlıktır. Millet değildir. Millet olabilmeleri için Türkiye'den ayrılmaları gerekir. Kendilerine özgü topraklarının olması gerekir. Öteki milli azınlıklar için de geçerlidir bu! Örneğin, Rumlar, Ermeniler, Lazlar, Yahudiler, Süryaniler, Boşnaklar, vb... için!
Milli topluluklar, Türkiye toprakları içinde yaşadıkları sürece, Türk milletinin bir parçası sayılırlar. Bu yaklaşım, onların anadil, anadilde eğitim ve kültürlerini korumak gibi demokratik haklarının yadsınacağı anlamına gelmez. Tam tersi!..
Türk milliyetçiliği, Türkiye Cumhuriyetini ayakta tutan çimentodur. Milli azınlıklar, yapıtaşları arasında yer alırlar.
Yeri gelmişken şunu da belirteyim ki, milliyetçilik, çoğu kez, şovenizm ile ya da ırkçılıkla karıştırılıyor.
Örneğin bizim Turancılar, Ergenekoncular, ırkçıdır. Tüm Türkleri aynı bayrak altında toplama ütopyasının bilimsel bir temeli yoktur. Çünkü, söyledim, millet olmanın koşullarından birisi de toprak birliği ya da coğrafi birliktir.
Özetle; Milliyetçilik, milleti millet yapan dört anakaraktere sahip çıkma bilincidir! Atatürk milliyetçiliği de denilen misak-ı milli milliyetçiliği budur.
Toprağına, anadiline, pazarına ve kültürüne kıskançlıkla sahip çıkmayanlardan milliyetçi olmaz! Örneğin emperyalizmin sultası altındaki bir ülkede, milliyetçilik, bağımsızlıkla özdeşleşir. Her türden işbirlikçi, milliyetçi değildir!..
Başbakan, "milliyetçiliği ayaklar altına aldık" diyor! Bu bir sürç-i lisan değilse, bu bir milliyetçilikle şovenizmi birbirine karıştıran bilgisizlik değilse, ümmetçiliktir!
Yeri geldi, şunu da belirtmeliyim:
Emperyalizmin açık veya gizli işgali altındaki ülkelerde milliyetçilik, sosyalizmle çelişmez. Çünkü sosyalizm de, ülkenin öncelikle bağımsızlığını öngörür.
Bir örnek vereceğim:
Lenin'in önderliğindeki Sovyetler Birliği'nin milli marşı, 2.Dünya savaşındaki Alman işgaline kadar, enternasyonaldi. Şöyle başlıyordu enternasyonal:
"Uyan! Dünyanın lanetle damgalanmış açları, köleleri!"
Alman işgali sırasında Sovyetlerin milli marşı değişti. Milli bağımsızlığa sahip çıkma bilincine koşut hale geldi.
Yeri gelmişken şunu da belirteyim ki, milliyetçilik, çoğu kez, şovenizm ile ya da ırkçılıkla karıştırılıyor.
Örneğin bizim Turancılar, Ergenekoncular, ırkçıdır. Tüm Türkleri aynı bayrak altında toplama ütopyasının bilimsel bir temeli yoktur. Çünkü, söyledim, millet olmanın koşullarından birisi de toprak birliği ya da coğrafi birliktir.
Özetle; Milliyetçilik, milleti millet yapan dört anakaraktere sahip çıkma bilincidir! Atatürk milliyetçiliği de denilen misak-ı milli milliyetçiliği budur.
Toprağına, anadiline, pazarına ve kültürüne kıskançlıkla sahip çıkmayanlardan milliyetçi olmaz! Örneğin emperyalizmin sultası altındaki bir ülkede, milliyetçilik, bağımsızlıkla özdeşleşir. Her türden işbirlikçi, milliyetçi değildir!..
Başbakan, "milliyetçiliği ayaklar altına aldık" diyor! Bu bir sürç-i lisan değilse, bu bir milliyetçilikle şovenizmi birbirine karıştıran bilgisizlik değilse, ümmetçiliktir!
Yeri geldi, şunu da belirtmeliyim:
Emperyalizmin açık veya gizli işgali altındaki ülkelerde milliyetçilik, sosyalizmle çelişmez. Çünkü sosyalizm de, ülkenin öncelikle bağımsızlığını öngörür.
Bir örnek vereceğim:
Lenin'in önderliğindeki Sovyetler Birliği'nin milli marşı, 2.Dünya savaşındaki Alman işgaline kadar, enternasyonaldi. Şöyle başlıyordu enternasyonal:
"Uyan! Dünyanın lanetle damgalanmış açları, köleleri!"
Alman işgali sırasında Sovyetlerin milli marşı değişti. Milli bağımsızlığa sahip çıkma bilincine koşut hale geldi.
Şöyle başlıyordu marş:
"Büyük Rus ulusunun perçinlediği / Özgür Cumhuriyetlerin parçalanmaz birliği / Yaşasın halkların iradesiyle kurulmuş olan / Yüce ve güçlü Sovyetler birliği."
Bu açıdan bakıldığında, Türkiye'nin bugünkü temel sorununun, Kürt sorunu değil, tüm halkların el ele vererek milli ve demokratik devrimi gerçekleştirme sorunu olduğu ortaya çıkıyor. Parçalanma değil, birlik zamanıdır!.
Bizim bu yaklaşımımız, milli azınlıkların ayrılma hakkının gaspedilmesi anlamına mı geliyor?
Hayır! Bunu tartışmanın zamanının olmadığı anlamına geliyor!
Zaten, Türkiye özgülünde çok karışık bir meseledir bu!
"Büyük Rus ulusunun perçinlediği / Özgür Cumhuriyetlerin parçalanmaz birliği / Yaşasın halkların iradesiyle kurulmuş olan / Yüce ve güçlü Sovyetler birliği."
Bu açıdan bakıldığında, Türkiye'nin bugünkü temel sorununun, Kürt sorunu değil, tüm halkların el ele vererek milli ve demokratik devrimi gerçekleştirme sorunu olduğu ortaya çıkıyor. Parçalanma değil, birlik zamanıdır!.
Bizim bu yaklaşımımız, milli azınlıkların ayrılma hakkının gaspedilmesi anlamına mı geliyor?
Hayır! Bunu tartışmanın zamanının olmadığı anlamına geliyor!
Zaten, Türkiye özgülünde çok karışık bir meseledir bu!
Çünkü, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş sürecinde, Kurtuluş Savaşı dahil, Kürtler bir ulus olarak bu sürece katılmadılar. Çünkü, ulus ya da millet olmanın anakarakterlerine sahip değillerdi. Cumhuriyet yönetimi onları ilhak etmedi, sömürgeleştirmedi! Savaşa da, Cumhuriyetin kuruluşuna da gönüllü olarak katıldılar.
Milli toplulukların ayrılma hakkı esastır. Ama, koşullu olarak! Örneğin Kürtler, daha önce sınırları belirli bir toprakta yaşamadıkları için, ayrılma hangi ölçüler kullanılarak yapılacaktır? Toprak nasıl bölünecektir?
İkincisi, ayrılma ya da Türkiye'nin bölünmesi kimin işine gelecektir?
Bu sorunun yanıtı apaçık ortadadır:
Emperyalizmin, özellikle de ABD emperyalizminin!
Bunun dışında, sınıfsal kopuşma olacağı için, proleter devrimcilerin de işine gelmiyor bölünme!..
Türkiye Kürtleri, tıpkı Kuzey Irak Kürtleri gibi, teorik olarak, ABD'nin Ortadoğu'daki vurucu gücü olmaya adaydır şimdiden!..
Buna izin verilemez!
AKP iktidarı buna izin veriyor. İki bakımdan:
Birincisi, ümmetçiler için milliyetçilik kavramı fasa-fisodur. Aslolan ümmettir!
İkincisi, Tayyip Erdoğan'ın Başkanlık koltuğuna oturması için Kürt ayrılıkçılarına gereksinmesi vardır!
Durum bu kadar açık!
AKP, ateşle oynuyor! Türkiye'nin bölünme sürecine girmesi ile Başkanlık sistemine geçilmesi, cehenneme çağrıdır!..
Milli toplulukların ayrılma hakkı esastır. Ama, koşullu olarak! Örneğin Kürtler, daha önce sınırları belirli bir toprakta yaşamadıkları için, ayrılma hangi ölçüler kullanılarak yapılacaktır? Toprak nasıl bölünecektir?
İkincisi, ayrılma ya da Türkiye'nin bölünmesi kimin işine gelecektir?
Bu sorunun yanıtı apaçık ortadadır:
Emperyalizmin, özellikle de ABD emperyalizminin!
Bunun dışında, sınıfsal kopuşma olacağı için, proleter devrimcilerin de işine gelmiyor bölünme!..
Türkiye Kürtleri, tıpkı Kuzey Irak Kürtleri gibi, teorik olarak, ABD'nin Ortadoğu'daki vurucu gücü olmaya adaydır şimdiden!..
Buna izin verilemez!
AKP iktidarı buna izin veriyor. İki bakımdan:
Birincisi, ümmetçiler için milliyetçilik kavramı fasa-fisodur. Aslolan ümmettir!
İkincisi, Tayyip Erdoğan'ın Başkanlık koltuğuna oturması için Kürt ayrılıkçılarına gereksinmesi vardır!
Durum bu kadar açık!
AKP, ateşle oynuyor! Türkiye'nin bölünme sürecine girmesi ile Başkanlık sistemine geçilmesi, cehenneme çağrıdır!..
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış







