Arapça?nın Kerrakesi
22 Aralik 2011 13:43:29
Küçüklüğümüzde annem eski yazı ile (Arap alfabesi) yazılmış bir kağıt parçası gördüğümüzde, hemen onu yerden alıp yüksekçe bir yere koymamızı öğütlemiÅŸti. Nedenine gelince, biz müslümandık, kutsal kitabımız Kur’an da bu alfabe ile yazılmıştı. Denilene göre Kur’an yazısı, Allah yazısı idi! Kitap kutsal olduÄŸu için, yazısı da kutsaldı.Anladığım, Kur’an’a (dinsel deÄŸerlere) ve ekmeÄŸe karşı küçük yaÅŸlardan itibaren saygılı olmaya alıştırılmıştık.
Eski yazı harflerle (Arap alfabesi) yazılmış yazılara, çocukluktan baÅŸlayarak böylesine saygı duyar hale -bu saygı, kentlerde ve kırsal kesimde halen büyük ölçüde devam ediyor- getirilmiÅŸtik. Ne zaman ki üniversiteye gittik, Osmanlıca derslerinde bu alfabeyi, bu alfabe ile yazılmış yazıları, ÅŸiirleri, kitapları, divanları (Osmanlı ÅŸairlerinin kitapları) okumayı öğrendik, eski yazıya karşı duyduÄŸumuz saygı giderek azaldı. Anladık ki, Kur’an yazısı ile (Arap alfabesi) yazılmış her metin kutsallık taşımıyordu. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu döneminde ÅŸiirler, hikayeler, romanlar bu alfabe ile yazılmıştı.
Atatürkçülük kaldırıldı
Millî EÄŸitim Bakanlığının yeniden yapılandırılması ile ilgili; 06/04/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiÄŸi yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca 25/08/2011 tarihinde kararlaÅŸtırılan ve Resmi Gazete&39;de yayımlanarak yürürlüğe girmiÅŸ olan KHK ile, "Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın "Atatürk milliyetçiliÄŸine baÄŸlı vatandaÅŸ yetiÅŸtirme” ve "Milli Güvenlik Siyaseti&39;ne baÄŸlı olma" kuralı kaldırıldı. Yapılan bu deÄŸiÅŸiklik ile bakanlığın görevleri arasından "Atatürk MilliyetçiliÄŸi&39;ne, laik sosyal hukuk devletine baÄŸlı vatandaÅŸ yetiÅŸtirme" çıkartıldı.
Bakanlık&39;ın görevleri arasında yer alan "milli güvenlik siyasetine" bağlı olma şartı da yeni KHK&39;da yer almadı (www.internethaber.com/mebde-ataturk-milliyetciligi-kaldırıldı).
Yeni seçmeli ders: Arapça
Milli EÄŸitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu BaÅŸkanlığı, ilköğretim 4. 5., 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin yabancı dil dersinde bu yıl seçebileceÄŸi Arapça ders öğretim programını hazırladı. Önümüzdeki yıl ilköğretim 4.-5. sınıfların programlarında artık “seçmeli ders Arapça” da yer alacaktır. Ä°lköğretim 4. ve 5. sınıflarda 3 saat; 6., 7. ve 8. sınıflarda ise 4 saat yabancı dil dersi verildiÄŸi, bu dersin sadece ilköğretimde deÄŸil, ortaöğretim 9., 10., 11. ve 12. sınıflarda da okutulacağını belirtilerek ortaöğretimin programı üzerinde henüz çalışıldığı ve bu dersin zorunlu olduÄŸu kaydedildi. (03 Ekim 2011-Milliyet.com.tr)
Kur&39;an kurslarında yaş sınırlaması kaldırıldı.
Kuran kurslarına katılma yaşı ilköğretim 8.sınıfı bitirdikten sonra iken, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı KuruluÅŸ ve Görevleri Hakkında Kanun&39;da yapılan deÄŸiÅŸikle Kur&39;an kurslarına yaÅŸ sınırlaması getiren düzenleme yürürlükten kaldırıldı. 633 sayılı Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı KuruluÅŸ ve Görevleri Hakkında Kanunda deÄŸiÅŸiklik öngören Kanun Hükmünde Kararname, Resmi Gazete&39;nin 17.09.2011günlü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun Hükmünde Kararname ile 633 sayılı Kanunun ek 3&39;üncü maddesinde yer alan "Ä°lk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu “din kültürü ve ahlak bilgisi” dersleri dışında, Kur&39;an-ı Kerim ve mealini öğrenmek, hafızlık yapmak ve dini bilgiler almak isteyenlerden ilköğretimi bitirenler için Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığınca Kur&39;an kursları açılır. Bu kurslardaki din eÄŸitim ve öğretimi kiÅŸilerin kendi isteÄŸine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine baÄŸlıdır. Ayrıca ilköğretimin 5 inci sınıfını bitirenler için tatillerde ve Milli EÄŸitim Bakanlığının denetim ve gözetiminde yaz Kur&39;an kursları açılır.
“Cami Rehberi”
Yapılan deÄŸiÅŸikliÄŸe göre, tarihi önemi olan camilerde görevlendirilmek üzere derecelerine göre 250 kiÅŸilik “cami rehberi” kadrosu da oluÅŸturuldu.
“BaÅŸkanlık Müftüsü”
Değişikliğe göre, Başkanlığın yurt dışı faaliyetlerinde verimliliği artırmak, uluslararası düzeyde yapılacak şura toplantılarını organize etmek, yurt dışı din hizmetleri bölgelerini grup ve sınıf esasına göre düzenlemek ve bu bölgelerde görevlendirileceklerin niteliklerini belirlemeye yönelik çalışmalar yapmak, yurt dışı din hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesine katkı sağlayacak altyapıya ve dini tesislere ilişkin iş ve işlemleri yürütmek, yurt içinde ve yurt dışında inceleme ve araştırmalar yapmak ve Diyanet İşleri Başkanı tarafından verilen diğer görevleri yürütmek üzere 40 "başkanlık müftüsü" atanabilecek. Başkanlık müftüsünün taban ücreti 1.500 TL, tavan ücreti 1.725 TL olarak uygulanacak.
“BaÅŸkanlık Vaizi”
Din hizmetleri din hizmetlerinde etkinliği sağlamak amacıyla Başkanlık tarafından belirlenen yerlerde görevlendirilmek üzere "başkanlık vaizi" kadrosu kuruldu. Başkanlık vaizlerinin taban ücreti 1.550 TL, tavan ücreti 2 bin TL olarak belirlenecek.
“Dini Murakıplar”
Ayrıca, il ve ilçe müftülüklerine bağlı olarak taşra teşkilatında Başkanlıkça yürütülen hizmetlerin denetimiyle görevli ve en az dört yıllık lisans düzeyinde dini yüksek öğrenim mezunları murakıplar atanabilecek. Kanunun geçici 13 üncü maddesinin altıncı fıkrasında yer alan "Boşalan murakıp kadroları herhangi bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır" cümlesi de yürürlükten kaldırıldı.
“Din Hizmetleri Koordinatörü”
Yurt dışı din hizmetlerinin müşavirlik ve ataÅŸeliklerle karşılanamadığı yerlerde din hizmetleri koordinatörlükleri kurulabilecek ve buralara “din hizmetleri koordinatörü” atanabilecek. Din hizmetleri koordinatörlüklerinin kurulacağı yerler, bu kadroya atanacaklarda aranacak nitelikler, bunların seçimi, görev süreleri, bunlara yapılacak ödemeler ve bu fıkranın uygulanmasına iliÅŸkin diÄŸer usul ve esaslar ilgili Bakanın teklifi ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilecek. (Zaman Gündem-17.09.2011)
Fidel Castro dedi ki
KurtuluÅŸ Savaşı 1922 yılında sona erdiÄŸinde Mustafa Kemal, “asıl savaÅŸ ÅŸimdi baÅŸlıyor” demiÅŸti. Bu ikinci savaÅŸ ile “ülkemizin, çaÄŸdaÅŸlaÅŸması, kalkınması ve uygar ülkeler düzeyine çıkarılması” kastediliyordu. 29 Ekim 1923 günü Türkiye devletinin yönetimi biçimi; "Cumhuriyet" olarak, adı da "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" olarak belirlendi.
Cumhuriyet aydınlanmasının en önemli devrimlerinden biri, ulusumuzun o yıllara kadar kullanmakta olduÄŸu Arap alfabesinden 1.Kasım.1928 tarihinde kurtulmasıdır. Ãœlkemizde okuma-yazma oranının çok düşük olması nedeniyle, bütün yurttaÅŸların öğrenebilmesini ve tüm yurtta yaygınlaÅŸmasını saÄŸlamak için “Millet Mektepleri” açılır. Yeni alfabe bütün yurt genelinde öğrenilmeye baÅŸlanır.
Küba devletinin efsanevi önderi Fidel Castro Atatürk’ün yaptıklarını şöyle deÄŸerlendirir; “..Bizim ve tüm mazlum halkların esin kaynağıdır Devrimci Kemal Atatürk..SaÄŸdan sola doÄŸru yazılan Arap harfli ALFABE’yi bırakıp, soldan saÄŸa doÄŸru yazılan Latin harfli ABECE’ye geçilen Harf Devrimi baÅŸta olmak üzere, bir dizi ÇaÄŸdaÅŸ ve Aydınlanmacı Cumhuriyet Devrimlerini bu kadar kısa sürede biz asla baÅŸaramazdık.. Büyük bir deha ve komutan olan Kemal Atatürk’ün kıymetini bilin ve kendinize baÅŸka önder, yol ve yordam aramayınız...”
Yurttaşlık-Kulluk
Anlaşılan o ki, Cumhuriyet aydınlanmasıyla “yurttaÅŸ” kimliÄŸi kazanan halkımız, gerici iktidarlar döneminde yeniden “kul olma”ya zorlanmaktadır. Yurt dışından pompalanan programlarla, eÄŸlence sektöründen, eÄŸitim ve kültürel alanlara, oradan dinsel düşünceleri önceleyen programlarla yıllardır kandırılmak, bastırılmak, yönlendirmelerle saptırılmak istenilen halkımızın pek bir günahı olduÄŸu düşünülmemelidir..
Onun için okullarımıza seçmeli, yardımcı ders adı altında “Arapça” dersleri ile 1928’de yapılan Dil devrimi ile kaldırılan “Arap Alfabesi”ne yer açılmaya çalışılmaktadır. Onun için yine basından edindiÄŸimiz bilgiye göre “Okullardan Atatürk köşeleri” kaldırılma çalışmaları da baÅŸlatılacaktır. Atatürk’ün laiklik ilkesinin ve laik yaÅŸama anlayışının yok sayılarak Ä°lköğretim okulları, Kuran Kursları’na, ortaöğretim okulları de “Ä°mam-Hatip Liselerine” dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Neden oluyor bunlar: 1920’lerden baÅŸlatılan Atatürk düşmanlığı, gerici iktidarlar döneminde hep desteklenerek sürdürülmüş ve bu gün okul programlarına kadar yerleÅŸtirilmek istenmektedir. Çünkü “özgür ve bağımsız bir Türkiye” idealinin simgesi Atatürk’tür. Yeni kuÅŸaklar “Atatürk anlayışı” ile deÄŸil, emperyalizmin ve iÅŸbirlikçilerinin öngördüğü “dinsel düşünceye ve düzene yatkın kullar” olarak yetiÅŸtirilmelidir. Hesapları budur..
ETİKETLER : Yazdır