
APO NE İSTİYOR ?
29 Kasim 2025 22:00:42
Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün geçen Cuma günü yayınlanan yazısı güncel konulara ilişkin önemli bilgiler içeriyordu.
Yazının ana teması PKK ve Apo idi. Öztürk, Apo’yu yakından tanıyan iki emekli komutandan yaptığı atıflarla PKK liderinin kişilik profiline ilişkin önemli ipuçları veriyordu.
Komutanların verdiği bilgiye göre Apo, “çok konuşan” birisiydi. Komutan böyle bir tanımlama yapmıyordu gerçi, ama verdiği örneklere bakılırsa Apo, kompulsif bir kişilikti. Bu hastalığın tedavisi de yoktu.
Apo, ayrıca, sürekli olarak kendisini öven narsist bir kişilikti de sergiliyordu.
Komutana göre, süreç komisyonunu temsil eder heyetle yapılan üç saatlik görüşmenin 2.5 saati Apo monoloğu şeklinde geçmiş olmalıydı…
Aynı yazıda geçmişte görevi gereği Apo ile yakın teması olan bir komutan da PKK elebaşının Selahattin Demirtaş’a takıntılı olduğunu söylüyordu. Şöyle diyordu Komutan:
“Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği dönemde Selahattin Demirtaş’ın toplumda itibar görmesi nedeniyle onun devreye girmesi konusunda bir eğilim belirmişti. Demirtaş’ın böyle bir gücünün örgüt üzerinde olmadığını söylüyordu. Örgütün sadece kendisiyle çözülebileceğini Selahattin Demirtaş konusunda örgütüne talimatları da olmuştu. Hatta Demirtaş’la hükümetin muhatap olmamasını, onun devre dışı bırakılmasını veya hiçbir şekilde temas kurulmamasını istedi. Liderlik konusunda kendisinin dışındaki alternatiflerin bertaraf edilmesi yönünde talimatları olduğunu da duyuyorduk. Benimle yaptığı konuşmada da bunları dile getirmişti. Yani çözecekseniz ancak benimle çözersiniz diyordu.”
Apo’nun Demirtaş takıntısı bugün de sürüyor. Apo, sadece PKK üzerinde değil, Kürt siyasi hareketinin üzerinde de belirleyici etkisinin olduğu imajını yaratmak için özel bir çaba gösteriyor.
Aynı çabayı, Demirtaş ile arasının iyi olmadığı bilinen DEM yönetici kliği de gösteriyor. Apo’yu ısrarla Türkiye Kürtlerinin lideri olarak empoze etmeye çalışıyor.
Aslında bu doğru değil. DEM’e oy veren 6 milyon civarındaki seçmen arasında, “Demirtaş mı, yoksa Apo mu” şeklinde bir anket yapılsa Demirtaş açıkara önde çıkar. Apo’nun etkisi sadece Kandil üzerinde. O da Kandil yalnız ve çaresiz kaldığı için !
Apo gerçi Suriye PKK’sı üzerinde de etkisinin olduğunu söylüyor,ama bu “etki”, SDG’yi feshetmek gibi radikal bir etki değil, olsa olsa SDG yöneticilerinin Şara yönetimi ile uzlaşmasını isteyen manipülatif görece bir etki…
Bu konuda çok yazdığım için derinleşmek istemiyorum. Altını çizmek istediğim nokta, Apo’nun Demirtaş takıntısı !
Şöyle bir soru açılabilir burada:
Apo’nun açılım sürecinde hiç mi belirleyici etkisi yok ?
Apo’nun bu süreçteki rolü, yalnız ve çaresiz kalan Kandil’in en az hasarla tarih sahnesinden çekilmesi sürecini yönetmekten ibaret. Hepsi bu. Apo bunun dışında ne Kürt siyasetinin önderi ve ne de Kürt etnistinin “lider” bildiği bir kişi !
Türkiye Kürtlerinin tümü DEM’e oy vermiyor, ayrıca alevi de değil. Özellikle Doğu’da AKP’ye ve İslamcı öteki partilere oy veren Kürtler de var.
DEM çevresindeki alevi Kürtlerin ise Demirtaş’a sempatisi Apo’dan çok daha fazla… Bunu Apo da bildiği için DEM yönetiminin de çabasıyla kendisini Türkiye Kürtlerinin önderi olarak pazarlamaya çalışıyor. Esas amacı ise, affedilip İmralı’da bir başka konuta yerleşmek ve kompulsif dürtüsünü tatmin edeceği bir ortama sahip olmak…
Kürt etnistini Apo ile özdeşleştirmek Kürt kardeşlerimize hakaret olur !..
Apo bir toplu katliamcıdır !..
ETİKETLER : Yazdır







