KEMERLERİ SIKMA OPERASYONU…
18 Mart 2024 00:25:06
Türkiye yeni bir kemer sıkma sürecine giriyor. İlk belirtiler kredi kartı avans faizinin yükseltilmesi ile kredilerdeki sınırlamalar şeklinde kendisini gösterdi.
Süreç şöyle gelişecek gibi:
Ekonomi “şişiyor”; bir başka deyişle altüst oluyor. Termodinamik bir metaforla, kazan, baharı dışarıya değil içeriye vermeye başladı. Ekonomi sözlüğünde deflasyon da denilen kemerin sıkılması olayı bu koşullarda uygulanıyor ve amacı da şişmeyi stabil hale getirmek.
Ekonominin büyümesi normalde enflasyonun düşmesine, yaşam pahalığının azalmasına yolaçması gerekirken tam tersi oluyor!
Doğal olarak Ekonomiye güvensizlik doğuyor; iyi-kötü birikimi olan ahali liralarını dövize ve altına yöneltiyor; bu kez onların fiyatı yükseliyor.
Türkiye’de şu anki durum kısaca bu ! Maliye Bakanı Şimşek, sıkı para politikası ile parayı kısarak talebi düşürmeyi ve bu yolla döviz fiyatını/kurunu, ona koşut olarak fiyatları/enflasyonu indirmeyi umuyor.
Peki, sıkı para politikasının ya da kemerleri sıkma operasyonunun ucu kime dokunacak ? Kaynak nasıl ve nerden yaratılacak yahut ? Sorunun yanıtı bellidir: Emekçi halka kemer sıktırarak !
Bunun başlıca tezahürleri de şunlar olacak:
*Ücretlerin sınırlandırılması, gerekiyorsa durdurulması.
(Bu zaten yapılıyor. Asgari ücretin yıllık olarak saptanması, emekli aylıklarının minimize edilmesi, kredi kartları ile genelde kredilere sınırlandırma getirilmesi varolan uygulamalar….)
*Kamu harcamalarının büyük ölçüde durdurulması.
(Bu yapılamıyor; yahut, altdüzeydeki kamu yatırımlarına ( il ve ilçelerdeki yol, köprü, kamu binaları) kısıtlama getirmek şeklinde yapılıyor. Buna karşılık devlet, “itibardan tasarruf olmaz” zihniyetiyle bol bol para harcıyor…)
- Ekonomide büyümeyi (şişkinliği) durdurmak…
- Enflasyonu aşağı çekmek.
Kemerleri sıkma operasyonun çok belirgin bir ideolojik içeriği vardır. bu da karşımıza, halk taleplerini, gerçek amacını gizleyerek engellemek şeklinde çıkar.
Kemerleri sıkma politikası kapitalist ekonomilerin zulasından hiç eksilmeyen bir operasyonel enstrümandır. Ekonomi ne zaman çuvallayacak olsa, ilkten o aranır ve uygulamaya konulur.
Kemer sıkma politikasının 31 Mart seçiminden önce kendisini göstermesi, ekonominin ne hâle geldiğini de gösteriyor. Yok biraz olsa esneme payı bulunsaydı Erdoğan seçim öncesi emeklilerin ağzına bir parmak bal çalmaktan geri durmazdı…
Bir başka belirti de enflasyon yüzde 65 iken emekli ikramiyelerine yüzde 50 zam yapılmasıydı…
Bütün bunlardan çıkan sonuç, 1 Nisan’dan itibaren kemerlere bir delik daha attırılacak ! Yeni vergi ve harçlarla halkın geçim çıtası biraz daha düşürülecek…Buna karşılık memur ve işçiler ile emeklilerine verilecek yaz zamları minimize edilecek…
Soru şu:
Peki, operasyon öngördüğü halde kamu da kemer sıkacak mı ? Şimşek öyle söylüyor.
Maliye Bakanının bu konuda başarılı olmasını isterim; ama, sanıyorum bu konudaki kemer sıkma daha çok halka hizmet kamu yatırımlarına sınırlama getirilmesi şeklinde gerçekleşecek…
Yazıyı sonlandırırken dövize endeksli şu ironinin altını çizmekten geri durmayacağım: Şu sıralar doların ve altına olan talebin patlamasının nedeni gerçekte daha çok psikolojik. Halk liraya güvenmiyor. Buna karşılık Şimşek liraların elde tutulmasını istiyor. Ama öte yandan Merkez Bankası (yani Şimşek) yılsonu dolar beklentisini yüzde 40’larda gösteriyor.
İyi ama şu an 32 liraya satılan dolar yılsonunda 40’larda olacaksa, halk koşa koşa döviz bürolarına gitmez mi ?!..
ETİKETLER : Yazdır