ABD ORTADOĞU’DAN DEFOLUP GİTMELİDİR !
09 Agustos 2022 14:48:14
ABD, Türkiye’ye, Suriye’de yeni bir güvenlik kuşağı oluşturmasına izin vermiyor. İran ile Rusya da aynı görüşte. Rusya ile İran orada güçbela kurulan stratejik dengenin korunması amacıyla bize karşı çıkıyorlar; ABD ise, Ortadoğu’daki para-militer gücünü korumak için…PKK bunların başında geliyor…
Esad, İran ve Rusya’nın desteği ile ABD oyununu bozdu, Suriye’nin ikiye bölünmesini önledi, işbaşında kalmayı garantiledi.
ABD, Esad’ı devirip yerine Amerikancı bir yönetim getirmek istiyordu. Irak’ta, Libya’da, vb, olduğu gibi…Bu olmazsa, ülkeyi işgal edip ikiye bölecek, Esad’ı safdışı edecekti. Başaramadı. Suriye, ikinci Irak olmadı.
Buna karşılık ABD, PKK ve öteki paralı askerleriyle hâlâ Suriye’de tutunmak istiyor. PKK’nın oradaki uzantılarına kol kanat germesinin nedeni bu. Kobani’de, sınırımıza yakın bir bölgede, PKK’ya bir mini (garnizon) devlet kurdurmasının nedeni de bu. Türkiye’nin oraya müdahale etmesini istemiyor…
Rusya lideri Putin, Erdoğan’ın yaptığı açıklamaya göre, sınır güvenliği sorununu çözmek için “rejimle” (Esad’la) görüşülmesini istemiş.
Suriye olaylarının başından bu yana ısrarla yazdığım gibi, Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak Türkiye’nin çıkarınadır. Bölünmüş, Amerikancı bir yönetimin eline geçmiş bir Suriye, Türkiye için her zaman sorun olur ve öyle kalır. O zaman da yazıyordum: Türkiye, Suriye’de ABD’yi değil, “rejim”i muhatap almalıdır.
Türkiye’nin ABD’nin yanında Esad’a karşı askeri harekata girişmesi yanlıştı. Türkiye, haklı olarak sınır güvenliğini korumak için, esas ABD’ye karşı mücadele etmeliydi. Çünkü ABD Türkiye’yi de bölmek istiyor.
Artık bu yanlıştan dönülür mü ? Putin’in önerisi dikkate alınırsa bu mümkün. Sonuçta Suriye bağımsız bir ülke ve o ülkenin seçimle işbaşına gelmiş bir yönetimi var. O yönetimin de görevi, topraklarını kendi isteği dışında orada bulunan güçlerden arındırmak…
Erdoğan zaman zaman Suriye’yi işaret ederek, “kimsenin toprağında gözümüz yok” diyor. Doğrusu da bu. Bu doğrudan hareket edersek, güvenlik kuşağı sorununu kiminle çözmemiz gerekiyor öncelikle ? Esad rejimiyle !
Kaldı ki Türkiye’nin sadece sınır güvenliği sorunu yok. Ayrıca, Suriye’li mülteciler sorunu da var. Resmi rakamlara göre Türkiye’de 4 milyona yakın Suriye’li var. Ama Türkiye’deki mülteci sayısının, Asya, Ortadoğu ve Afrikalılarla birlikte, 9 milyona ulaştığını belirtenler de var.
Esad’la ilişki kurulmadan Suriye’lilerin ülkelerine dönmeleri nasıl sağlanacak ? Güvenlik kuşağı içindeki briket evlerle mi ? Olmaz ya, hadi bir an için oldu diyelim, sonsuza kadar oradaki briket evleri biz mi koruyacağız ? Bu yüzden sonsuza kadar o topraklarda kalıcı mı olacağız ?..
**
Son günlerde Suriyeliler sorunu AKP içinde de tartışılmaya başlandı. En son Aile ve Sosyal Hizmetler bakanı Derya Yanık, 2023’te Suriyelilerin gönderileceğini söyledi.
Erdoğan’sa bu konuda kararsız gibi: Bir göndereceğiz diyor, bir tersini söylüyor. Mülteci sorununu güncel politikanın gelgitlerine göre farklı biçimlerde kullanıyor…
Bu konuda muhalefet daha tutarlı gibi. Onlar, Suriyelilerin gönderileceğini söylüyorlar. Genel eğilimleri de Esad rejimiyle işbirliği yapmak şeklinde. Doğrusu da budur.
Güzelim ülkemizin güzelim insanları, derin bir yokluk ve yoksulluk içindeyken, ekmeğini milyonlarca mülteci ile paylaşmak zorunda !
Bugün karşımızdaki en somut gerçek şu:
Türkiye, bunca göçmeni taşıyamıyor.
Taşımak zorunda da değil ayrıca ! Çünkü Suriye’de artık savaş yok. ABD ve müttefikleri yenildi. ABD orada tutunsun diye hâlâ Esad rejimini görmezden gelmek, gerçekçi bir politika değildir.
ABD, Ortadoğu coğrafyasından da defolup gitmelidir ! O giderse ne PKK kalır oralarda ne de kafa kesici cihatçılar.
ETİKETLER : Yazdır