CÜNEYT ARKIN
29 Haziran 2022 22:44:51
Sanatın da tıpkı siyaset gibi sınıfsal bir karakteri vardır.
Sınıflarüstü siyaset de, sanat da olmaz.
Sanat da siyaset gibi bir üstyapı kurumudur; toplumsal altyapı tarafından belirlenir. Toplumsal sistem kapitalizm ise, iktidarda burjuvazi ve ortakları varsa, öteki üstyapı kurumları gibi sanat da onlar tarafından belirlenir.
Ancak sanat da, her şey gibi, kendi zıddını beraberinde taşır. Diyalektiğin temel yasasıdır bu.
**
Bizde Yeşilçam sokak sineması, işbirlikçi burjuva kültürünün bir dalı olarak doğdu. Amacı, geniş kitleleri, toplumsal gerçeklerden uzak tutmaktı.
Yeşilçam’ın romantik filmlerinin görevi buydu. Zengin kız fakir oğlan veya fakir kız zengin oğlan aşklarının sonunda “hapy end”le bitmesi, aslında bir sınfsal barış mesajıydı. Ama, zaman içinde diyalektik burada da işledi; işbirlikçi burjuva sanatı, sinemada da kendi zıddını yarattı. Gericiliğe ve soygun düzenine karşı toplumsal gerçekçi bir sinema doğdu. Toplumsal gerçekçi sinema akımı Yılmaz Güney’leri yarattı; Yılmaz Güney’ler onu ileriye taşıdı…
Bu çelişkili sürecin jönlerinden birisi olan Cüneyt Arkın’ı nereye koyabiliriz peki ?
Cüneyt Arkın, ilerici, Atatürkçü bir sanatçıydı. Yeşilçam, sinemanın her dalında kullandı onu. Komedi, aksiyon, dram, romantizm vb. Arkın, düşünsel formasyonuna aykırı filmlerde oynadı daha çok. Yeşilçam’ın patronları tarafından dibine kadar sömürüldü.
Sanat bezirganları sahneye bile çıkarttı onu. Sıkılacak suyu kalmayınca da emekli ettiler.
Cüneyt Arkın filmleri, mertliğin puştluğa, iyiliğin daima kötülüğe galip geldiği bir sosyal ve ahlâki tad bıraktı bize yine de. Bireysel bir duruştu bu, sınıfsal derinliği yoktu; ama, yine de toplumsal gerçekçi mesajlar da içeriyordu anlayana…
Kimi sanatçı vardır, düşünsel formasyonu ile örtüşen bir sanat serüveni olur; kimi sanatçı vardır, bu olanağı bulamaz ya da çok az bulur; ama yine de duruşu ile saygın bir sanatçı olmayı hak eder, öyle anılır.
Cüneyt Arkın onlardan birisiydi.
Şuna inanıyorum:
Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney gibi kendi filmlerini yapma olanağına sahip olsaydı, toplumsal gerçekçi sinemanın köşetaşlarından birisi olabilirdi.
Ama buna izin vermediler.
Ama ben yine de onu, yüreği ve beyni yaptığı filmlerin çok önünde bir sanatçı olarak anacığım hep.
ETİKETLER : Yazdır