
YAKUP YILMAZ DAVASI-3 MANİPÜLATÖR
08 Ekim 2024 12:37:08
Kurban seçilmemizin ardından aylar geçmiş, Yakup Yılmaz ve Tülay Bekar, kendi sosyal medya hesaplarında paylaşımlar yaparak; Şov’ları devam ediyordu.
Yakup Yılmaz, inandırıp, kandırabildiği bir avuç insanla birlikte sahil ve Ereğli sokaklarında ‘İşçi’nin yılmaz savunucusu’ pozlarıyla caka satıyordu.
Tanıdık-tanımadık herkesi ‘işçiyi savunurken, işimden oldum’, palavrasıyla yanına çekmeye çalışıyor, özellikle Türk Metal Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Odabaş’ı ve bizleri tu kaka gösteriyordu.
Bizse olan bitene şaşkınlıkla izliyor çünkü gerçekleri biliyorduk.
‘Çarkları bozulan’ Yılmaz ve ablası Bekar, Yakup Yılmaz’ın istifa sürecine bir kulp bulmak için, canla-başla uğraşıyordu.
Aslında bu çaba da gerçekleri gizleme çabasından başka bir şey değildi.
Yılmaz ve Bekar mahkeme salonuna kalabalık geliyorlardı.
Ben ise sadece avukatım Hasan Tuzcu ile katılıyordum.
35 yıllık amatör avukat Tülay Bekar, ısrarla ölüm döşeğindeki Türk Metal Sendikasının efsane başkanı Pevrul Kavlak’ın şahit olarak dinlenmesini talep ediyordu.
Halbuki kardeşi Yakup Yılmaz, aynı fikirde değildi.
Kavlak’ın şahit olarak dinlenmesi, Yılmaz’ın işine gelmiyordu.
Kendi beyanına göre, Yılmaz, iddia edilen ses kaydını dinlemediğini belirtiyor, Bekar ise dinlediğini kendine itiraf ettiğini söylüyordu.
Çelişkiler bununla da bitmiyordu.
Ablası Bekar tarafından usulsüz şekilde görevden alındığı iddia edilen ve mahkemeye taşınan olay sonrası Yakup Yılmaz’ın kendi isteğiyle istifa ettiği mahkemede ortaya çıkınca, Yakup Yılmaz konuyla ilgili komik bir savunma yapmıştı.
Yılmaz, ‘istifa dilekçem masamdan çalındı’, diyerek; olayı başka bir boyuta taşımıştı.
Bu nedenle abla-kardeş aralarında sık sık tartışıyordu.
Kontrol kaybedilmişti.
Bekar’ın talebinden 1 hafta sonra Efsane Başkan Kavlak gözlerini yumdu.
Bu seferde Bekar zaten herşeyin sorumlusu olduğunu iddia ettiği Yusuf Ziya Odabaş’ın dinlenmesini istedi.
Odabaş, bu isteği geri çevirmeyerek; Türk Metal Sendikası Kdz.Ereğli Şube Başkanı Altan Kalfa ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte mahkeme salonuna geldi.
O sıra Yılmaz ve arkadaşları gözden kayboldu.
Mahkeme salonunda buluştuk.
Tülay Bekar mahkeme ile alakası olmayan saçma sapan sorularla Odabaşı manipüle etmeye çalışıyordu.
Yargıç sık sık Bekar’ı konuya dönme konusunda uyarıda bulunsa da, Bekar ne yaptığını bilmez halde saldırgan bir tutumla adeta intikam almaya çalışıyordu.
Bekar, Yeni Ufuk Gazetesinden aldığı haber çıktılarını Odabaş’a soruyordu.
Yakup Yılmaz’ın görevden alındığını ‘İlk haber yapan Yeni Ufuk Gazetesi. Bu haberi kendisine siz mi yaptırdınız’ diye soru yöneltti.
Dersine iyi çalışmayan 35 yıllık avukat yine saçmalamıştı.
Mahkeme salonunda yapılan kısa bir araştırma sonrası haberi yapan ilk gazetenin Yeni Ufuk olmadığı, Yeni Ufuk’tan tam 30 dakika önce Zonguldak’ta bir yerel gazetenin haberi yaptığı ortaya çıktı.
Ardından Bekar, yine Odabaş’a Yeni Ufuk gazetesinin sendikaya abone yapılarak mükafatlandırdığı ile ilgili bir soru sordu.
Bekar; bu konuda da fena çuvallamıştı.
Çünkü Bekar’ın iddia ettiğinin aksine Yeni Ufuk Gazetesi’nin aboneliği Metin Ercan’ın şube başkanlığı döneminde kesilmiş, Yakup Yılmaz’ın göreve gelmesiyle yeniden aktifleştirilmişti.
Yani Yeni Ufuk Gazetesine abone olan Genel Merkezinde onayıyla bizzat kardeşi Yakup Yılmaz’dı.
Bekar, mahkeme sürecini tamamen manipülatif yönetmeye çalışıyordu. Bu soruların hiçbirinin davayla alakası yoktu.
Sarfettiği tüm sözler altı tamamen boş ve mahkemeyi kandırmaya yönelikti.
Resmen yazdıkları senaryoyla, Türk yargısıyla alay etmeye çalışıyordu.
Odabaş’ın ‘Yakup Yılmaz’ın istifa sürecinde ben bölgeden sorumlu değildim.’, sözleri aslında herşeyin özetiydi.
Tülay Bekar’ın mahkeme salonundaki tavırları, her dava akabinde meslektaşları tarafından eleştiriliyordu.
Ama Bekar’ın elinden gelen zaten buydu.
Yılmaz ise sadece seyirciydi.
Yedek kulübesinden endişeli gözlerle olayları seyrediyordu.
Acaba Yılmaz ablası Bekar’a güvenerek hata mı yapmıştı?
Ki, Bekar’dan savcılığın beraat istemi üzerine büyük itiraf gelecekti: “Hiçbir delilim yoktu”
Bir dahaki yazı: ‘ÇETE SUÇLAMASI’
ETİKETLER : Yazdır