BİLDİRİ, MONTRÖ ve ABD…
07 Nisan 2021 20:06:35
Emekli amiraller Bildirisinin ikinci gününde durum şöyleydi:
İktidar bildiriden “darbe” devşirmeye çalışıyor, muhalefet bildiri öncesinin gündemine (ekonomiye) dönülmesi için ter döküyordu.
İktidar, beklendiği gibi, bildiriyi CHP’ye kakalamaya çabalarken, CHP de işi kalenderliğe vurup, Kılıçdaroğlu’nun ağzıyla, “Bu numaraları kimse yemez” diyordu.
Bu karambolü yaratan neydi peki?
Bildiri !
İste ben bunun için önceki yazımda, bildirinin gereksiz/formalist bir çıkış olduğunu söylemiştim. Kaldı ki bildirinin içeriği de (Montrö ve Sarıklı Amiral) daha önce bu konuda vatansever aydınların/siyasetçilerin söylediklerine yeni bir şey eklemiyordu.
**
Muhalefetin Montrö’ye sahip çıkması son derece doğal. Çünkü Montrö Sözleşmesi Lozan’ın boşluklarını dolduran ve Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini tescil eden bir Sözleşme’dir.
Bahçeli bile ne dedi?
“Montrö kırmızı çizgimizdir.”
Erdoğan da, tepkiler üzerine, Montrö’den çekilmek gibi bir niyetlerinin olamadığını belirtip sözleşmeye sahip çıktı. Ancak, tüm sözleşmelerin gerektiğinde gözden geçirilebileceğini belirterek açık kapı da bıraktı.
Şimdi esas soruya geliyorum:
Motrö Sözleşmesi 1936 yılında imzalandı. Tam 84 yıl önce…84 yıldır Boğazlarımızın ve Türkiye’nin güvenliğini sağlayan sözleşme niçin zart diye gündeme sokuldu peki?
Esas tartışılması ve üzerinde derinleşilmesi gereken soru bu:
Tartışılıyor da zaten. İkil af da ben söyleyeceğim:
Karadeniz 7 bin yıl öncesi göldü, suyu da tatlıydı. Tatlı su canlıları yaşıyordu orada.
İki kıta, 7 bin yıl önce, bir takım jeolojik gelişmeler sonucu birbirinden ayrılmaya başladı, İstanbul Boğazı doğdu. Kıtaların ayrılma sürecinde Marmara’nın tuzlu suyu Karadeniz’e aktı; tatlı su canlılarının yeni koşullara adapte olanları yaşamlarını sürdürdü, ötekiler kayboldu.
Boğaz, öteki denizlerden Karadeniz’e ulaşmanın tek yolu haline geldi.
Hemen hemen bütün denizlerde borusunu öttüren, başta ABD olmak üzere emperyal devletler (kısaca Batı) Karadenizde’de söz sahibi olmak istiyor. Ancak, Montrö buna engel.
Örneğin ABD, Karadeniz’ı kıyısı olan Bulgaristan ve Polonya’da üsler kurdu, ama Montrö yüzünden deniz üssü kuramıyor.
ABD, niçin girmek istiyor Karadeniz’e ? Rusya’yı denizden de kuşatmak için ! Ortadoğu’ya rahatça bombalamak için bir de. Montrö’yü aşabilse, üzeri balistik füzelerle donatılmış yüksek tonajlı gemilerini Boğaz’dan geçirip Karadeniz’de deniz üsleri de kurabilecek. Bir daha da çıkmayacak oradan. Tezgahın içinde Ukrayna var…
Boğazlar’ı açtınız mı, Karadeniz Dingonun ahırına döner, Türkiye’nin güvenliği tehlikeye girer…
Buradan kalkarak Montrö’nün masaya yatırılması istemlerini Kanal İstanbul’a bağlayanlar yok değil. Uzmanlar, Kanal İstanbul ile Montrö’nün bir iç-bağı olmadığını, ancak yine de Montrö’nün tartışılmasına önayak olacağını söylüyorlar. “Kapı açılır” demeye getiriyorlar…
Ben de böyle düşünüyorum. İşin içinde ABD varsa, hinoğlu hinliğin de ucu açıktır daima.
Türkiye’yi yönetenler bu emperyalist tezgaha gelecek mi?
Şimdilik gelmeyecek gibi, ama yine de ucu açık!..
ETİKETLER : Yazdır