ŞENOL GÜNEŞ KORKAK !
26 Mart 2021 19:51:49
Arada bir futbol yazacağım demiştim, Türkiye-Hollanda eleme maçı denk düştü, bugün onu yazacağım:
Hollanda gibi geçmişi başarılarla dolu ve kendisine özgü bir futbol anlayışı (total) olan güçlü bir rakibi devirmemiz büyük başarıdır elbette. Bunun altını çiziyorum…
Ancak bu başarının bireysel performansa ve biraz da şansa dayalı bir başarı olduğunun da altını çizeceğim:
Milli takımımız Hollanda karşısına, Arupanın farklı liglerinde oynayan oyuncuların ağırlıkta olduğu bir kadroyla çıktı.
Avrupadaki beş büyük ligin oyun mantaliteleri birbirinden farklı özellikler taşır. Bu, milli maçlara da yansır. Özellikle de “dışarda” oynayan oyuncuların ağırlıkta olduğu bizim gibi takımlarda…
Sistem farklılıkları, milli takımlarda, bireysel performansın öne çıkmasına yolaçar. İyi bir hocanın değeri de burada ortaya çıkar. Farklı sistemlerden gelen oyuncuları uyumlu bir bütüne dönüştürmek bir sanattır. Bizim hocamız bu konuda çok başarılı değil.
Hollanda maçında bu ortaya çıktı:
Milli takımımız tam olarak ne oynuyordu, belli değildi.
Yatay mı oynuyordu, yoksa dikine mi oynuyordu, gelişigüzel mi ? Hepsi bir aradaydı.
Savunmadan başlayalım:
Çok iyi bir savunmamız var. Ancak, çağdaş futbolda çizgi değil, alan savunması vardır. Bizim takım özellikle ikinci yarıda ısrarla çizgi savunması yaptı. Niçin ? Güneş’in korkaklığı yüzünden !
Üç fark yapmışsın, Hollanda moralman çökmüş, sizin moral motivasyonunuz zirvede. Bu koşullarda galip takımın dördüncü gol için, alan savunmasını ihmal etmeden, gol araması gerekir.
Biz ne yaptık ? Topu Hollanda’ya verip geri çekildik, rakibin gelip gol atmasını bekledik ! Attılar da…
İstatistikler de bunu doğruluyor zaten. Biz topa sahip olmada yüzde 30’lardayız, 4-2mağlup ettiğimiz Hollanda yüzde 60’larda. Şut atmada, kornerlerde de keza…
Bir takım iki şekilde geriye yaslanır:
1) Bu, aşırı güç farkından doğar.
2) Yaslanırsın. Çekilme de taktiktir sonuçta.
Diyelim ki maçın son 20 dakikası oynanıyor, skor 1-1 veya sen 1-0 galipsin. karşındaki takım da güçlü bir takım. Bu durumda alan savunmasını bırakıp çizgi savunmasına geçebilirsin. Gol yememek için ceza sahası çizgisinde kümelenir, topu uzaklaştırmakla yetinirsin. Sprinter özelliğe sahip bir santraforun varsa (ki bizde Burak vardı) topu ona şişirip rahatlatıcı bir gol ararsın.
Ama, biz bunu 3-0 galipken nerdeyse 40 dakika yaptık ki görülmüş şey değildir !
İkisi duran toptan olmak üzere attığımız 4 gol, bireysel yaratıcılığa dayalı gollerdi, ilk golümüz de şans meleğinin dokunuşuyla geldi zaten.
Şenol Hoca yarın oynanacak Norveç maçında da korkaklığını sürdürürse, ilk maçtaki başarıyı yakalamamız zor olur. Tam tersi bol göllü bir yenilgi de alabiliriz. Hava toplarında çok başarılı forvetleri var çünkü…
Şenol Hoca’nın yapacağı şey, öncelikle alan savunmasında ısrar etmek ve kanatlardan mı yoksa ortadan/dikine mi oynananız konusunda oyuncularını kurgulamaktır. Gerisi oyuncuların bireysel performansına kalır.
Bence milli takımımız yatay değil, dikine oynamalıdır. Forvet ve ofansif ortasaha oyuncularımız buna yatkın çünkü…
Millilerimize Norveç maçı için başarı diliyorum.
ETİKETLER : Yazdır
Ne kadar haklısınız korkak futboldan nefret ediyorum aşağıdaki yorum yapan arkadaşlar nerede
Siz futbol yazmayın olur mu! Diğer konularda doğru yazdıklarımızdan da şüphe ettirmeyin bizi..
- s.
- 1