BORÇ TURNUSOLDUR !
01 Aralik 2020 00:28:01
Güzelim ülkemiz gırtlağına kadar borç içinde.
Hazine tamtakır, 40 milyar dolar da içeriye girmiş.
Dışarıdan döviz gelsin diye faiz arttırıyorlar, gele gele anasının gözü tefeciler geliyor. Yatırımcı yok. Olanların bazıları da tası tarağı çoktan topladı…
Faiz artışına rağmen döviz fiyatları yükseliyor, paramız pul olma yolunda…
Parasız kalan devlet ne yapar ?
Borç alır.
O yol da tıkalı. Eşek yükü faizle bile borçlanmak zor hale geldi.
Ülkeyi yönetenler ne yapıyor ?
Döviz açığını kapatmak için satıyor savıyor…
300 bin dolarlık bir satış için devlet töreni bile düzenlenir oldu ! Türk işadamı Katarlı bir firmaya AVM’sini sayıyor örneğin, imza töreninde devletrin başı da var. Katar’lı işadamı devlet güvencesi istiyor çünkü.
Geriye ne kalır bu durumda ?
Halkın vergi yükünü ağırlaştırmak.
Değişik yöntemlerle bu yapılıyor ve yapılacak da. Başka yolu yok…
Korona hepsinin üzerine tüy dikti.
Haliyle ahali borç batağında. Yaz aylarında piyasayı rahatlatmak için dağıttıkları ucuz kredilerin geri ödeme zamanı da geldi, kimsede ödeyecek güç yok. Esnaf evine ekmek götüremiyor. İcra dairelerinden koridorlara dosya fışkırıyor…
Borç yüzünden kendini yakanların, asanların, yüksek binalardan aşağı atlayanların haberleri, artık, 3. Sayfa haberi ! Olağanlaştı/rutinleşti…
Bu tür haberleri okurken içim sızlıyor.
Dalgacı basınımız, o borç intiharlarının altında yatan dramları es geçip klasik gerekçeler yapıştırıyor haberlerinin dibine:
Psikolojik sorunlar…
Bunalım…
Cinnet…
Oysa bu insanlar, borçlu yaşamayı içine sindiremeyen kocaman yürekli haysiyetli insanlar.
O intiharlar aslında birer protesto eylemi !
Cinnetin altında haysiyet yatıyor.
Borçlu çoğunluk ise, zaman içinde, borçla yaşam alışkanlığı edindi. Ama nasıl ? Kahrederek !
Bunlar da haysiyetli/namuslu insanlar. O kadar ki, eşinin gençkızlık çeyizindeki gümüş hamam tasını satıp borcunu ödeyenler var. Elde kalan son çeyrek altını borca yatıranlar. Av tüfeğini, aile mirası Hereke halısını satanlar…
Haysiyetli, namuslu insanlar bunlar…
Ödeyebilecek durumdayken, borcunu ödememek için kırk takla atan, haysiyetsiz, yüzsüz, cibilliyetsiz, üçkağıtçılar da var ama öte yandan…
İyi ki de varlar ! Çünkü onların varlığı; haysiyetli, namuslu, dürüst insanların varlığına ışık tutan bir işlev kazanıyor.
Kirliliğin temize olan ihtiyacı daha da yakıcı hale getirmesi olayıdır bu. Şer’den hayır hasıl olması olayı…
Bu çarpıcı ironiyi bizim buralarda da yaşamıyor muyuz ?..
00
Bizimkilerin ekonomik krize rağmen şatafattan vazgeçmemelerinin hem dünya ve hem de bizim tarihimizde örnekleri çok:
Lale Devri mesela…
Lale Devri de, reformist girişimlerin ipinin ucunun kaçmasıyla şekillenen bir devir değil miydi ?
Bir kez ipin ucu kaçmaya görsün. Ötesi gelir.
Kaçtı gibi…
ETİKETLER : Yazdır