GMİS NEDEN SUSUYOR?
23 Agustos 2024 12:58:18
Kuşkusuz geçtiğimiz haftanın en önemli olayı, AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan’ın şoförünün TTK işçisi olmasıydı.
Bu konuyu ilk kamuoyuna yansıtan, Yeni Ufuk’ta yazılarını keyifle okuduğunuz gazeteci Gamze Gayret oldu.
Gayret, Kanal Z ekranlarında konuyu masaya yatırdı.
Gayret’in tespitlerine göre; AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan, maaşını TTK’dan alan Gürol Alkan’ı şoförü olarak kullanıyordu.
İşe gitmeyen Alkan mesaisini Çağlayan’ın yanında dolduruyor.
Ay başında ise maaşını tıkır tıkır TTK’dan alıyordu.
Dolayısıyla kamu kaynakları bir anlamda siyasete peşkeş çekiliyordu.
Ben bu konuya başka bir pencereden bakmak istiyorum.
2021 yılında tüm ulusal ve yerel haber ajanslarına TTK’nın zarar ettiği haberi pompalandı.
TTK’yı özelleştirmek için medya algısı yapılmaya başlandı.
Halbuki TTK, zarar etmeye 2003 yılında yani AK Parti’nin başa geçtiği dönemde başlamıştı.
Öyle ki, zarar, 2003-2021 yılları arasında 12 milyar TL’yi aşarak pik yapmıştı.
Zararın temel kalemleri, muhtaç ailelere kömür yardımı yapılması, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul ve kurumlara ısınma amaçlı kömür dağıtımı yapılması ve bankamatik memurluğu şeklindeydi.
TTK, hükümetin baskısıyla ürettiği kömürü satmak yerine bağış yapıyor, eş-dost-akraba-yandaş ilişkilerinden dolayı işe gitmeyen ‘bankamatik memurluğu’ sektörü oluşuyordu.
Kendi kendini çeviremeyen TTK, dolayısıyla teknolojisine de yatırım yapamıyordu.
Buda iş kazalarını beraberinde getirdi.
2021 yılı itibariyle toplam 8 bin 848 çalışanı olan TTK'da sadece 2021 yılında 2 bin 960 yaralanma kazası meydana geldi.
Kazalardan kaçınmak isteyen işçilerin adı bu seferde ‘sahte rapor’ skandalına karıştı.
Kdz.Ereğli’de özel bir hastanede TTK işçilerine sahte rapor verilmesi gündeme bomba gibi düştü.
Bildiğim kadarıyla dava devam ediyor.
Hatalar silsilesi TTK’yı zarar ettirmeye devam ederken, bu seferde Çağlayan’ın şoför skandalı patlak verdi.
Hükümetin Zonguldak temsilcisinin hiç yakışık almayan tavrını bir kenara koyarsak, ‘TTK’nın kapatılmaması için mücadele verdiğini söyleyen, TTK’ya işçi aldırmak için binbir kulis yapan’ Genel Maden İşçileri Sendikası neden bu duruma göz yumuyor?.
TTK’nın zarar etmesindeki tüm engellerle mücadele etmesi gereken GMİS, neden sağıra yatıyor?.
GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, TTK’nın siyasetin oyuncağı haline gelmesi karşısında işbirliğinden başka, işçi üzerinden kazanacağı parayı hesaplamaktan başka ne yapıyor?
İşçinin hakkını nasıl ve ne şartlarda savunuyor?
Bu konuya geri döneceğim..
ETİKETLER : Yazdır