
YANİ ANAYASA SON DÖNEMEÇ !
29 Mart 2024 00:15:39
AKP seçimden sonra anayasa değişikliğini gündeme taşıyacak. Bunu zaten uzunca bir süredir seslendiriyorlar. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, seçimden hemen sonra anayasa değişikliği için partileri ziyarete başlayacağını söyledi geçende.
Anayasalar kutsal metinler değildir, yeri ve zamanı gelince onlara da dokunulabilir. Nitekim bizim anayasamız da 100 küsur yıl içinde zaman zaman değişikliklere uğradı…
İktidarın anayasa değişikliğini ısrarla gündeme taşımasının argümanı, onlara göre, “darbe anayasası”nı “sivilize etmek !
Oysa 1961 anayasasının değişe değişe sadece iskeleti kaldı. İlk 4 madde o iskeleti oluşturuyor.
AKP’nin de hefinde de o 4 madde var zaten. İskeleti de bir kenara atıp yeni bir anayasa yapmak istiyorlar.
Soru şu:
Anayasanın ilk 4 maddesini değiştirebilirler mi ?
Çok zor gözüküyor. Meclisteki tabanı geniş partilerin tümünü cumhuriyetin niteliğini değiştirecek bir pilatformda bir araya getirmek olası değil.
Kürtler AKP’nin teklifine sıcak bakabilirler belki, YRP ve öteki muhafazakar/islamcı partiler de. Ama başta CHP olmak üzere milliyetçi partilerin Türk vurgusunun ve lâikliği ortadan kaldıracak bir değişikliğe evet demeleri olacak şey değil.
Muhafazakarlar milliyetçi değildir. Milliyetçi MHP ile AKP’nin ortaklığı bu pencereden bakıldığında absürd ! Ama MHP’nin otoriter rejimlere sıcak yaklaşması ile iktidarın nimetlerini paylaşma pragmatizm: İlkesiz birlikteliklerinin sürmesini sağlıyor.
Soru şu:
Yarın AKP anayasanın ilk 4 maddesini değiştirmeyi öngören bir anayasa taslağı ile ortağının/ortaklarının karşısına çıksa, ayrıca dayatsa, ortaklık devam eder mi ?
Dedim ya zor ideolojik bakımdan görünüyor. Çünkü anayasadan soy vurgusu ile laiklik çıkartılırsa cumhuriyetin tasfiyesi anlamına gelir bu. Başta CHP olmak üzere hiçbir parti buna evet demez. Evet derse kendini inkar etmiş olur !
Peki AKP/Erdoğan anayasa değişikliğinde niçin ısrar ediyor ?
Bence bu çıkışı yapmak zorunda olduğu için ! Zorunda, çünkü islam, profilli bir cumhuriyet kurma vizyonu yıllar geçtikçe AKP ile Erdoğan’dan uzaklaşıyor. Bu, islamcı hareketin merkez partisi konumundaki AKP’nin vizyonunu yitirme eğrisi içine girdiği anlamına da geliyor. Deneyecekler bu yüzden ! Kefen giyme, kuzgun leşe edebiyatının artık final yapması gerekiyor.
Anayasa değişikliğinin seçimden sonra gündeme taşınmasının bir başka nedeni de, olası bir seçim yenilgisininin yolaçacağı dağılmayı, gündemi bir başka alana kaydırarak frenlemeye çalışma düşüncesinden kaynaklanıyor.
Bu da kartların artık iyice açılacağı anlamına geliyor. 2028’de Erdoğan seçime katılamaz veya katılıp yitirirse, AKP cumhuriyetin niteliğini değiştirme vizyonunun merkez partisi olmaktan çıkar ve dağılır. Kaldı ki önümüzde ki dört yıllık süreçte MHP’nin de ortaklıktan ayrılması olasılığı bir kenarda duruyor.
Hep yazıyorum:
Muhalefetin iktidarı sandıkta kazanmasının en kestirme yolu, cumhurbaşkanlığını kazanmaktır. Bunun için de AKP/Erdoğan’ın karşısına cumhuriyetin temel ilkelerine kıskançlıkla sahip çıkacak bir lider gerekiyor. O liderin ideolajik formasyonu toplumcu esintiler de taşırsa eğer pastanın çileği olur bu !
Peki o lider kim olabilir ?
İmamoğlu seçimi kazansa da kaybetse de 2028 cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın karşısına çıkacak en şanslı aday olacak gibi.
Şu koşulla ama:
Mevcut anayasa cumhurbaşkanını/başkanı, tüm ulusun başkanı şeklinde sunuyor. Ama, başkanın aynı zamanda parti genel başkanı olması, ulusal sorunlara yaklaşımında parti perspektifini öne çıkartıyor.
İmamoğlu önümüzdeki dört yıl içinde emekçi halkın lideri profiline sahip iter ve olur ve bunda ısrar ederse, halkın çoğunun umudu haline gelebilir.
Soru açacağım:
Peki İmamoğlu bir emekçi lider olabilir mi ?
Bu konuda ilkeli bir profil verirse olur. Eyyamcı bir profil verirse seçimi kazansa bile halkın kaderini değiştirecek bir başkan olamaz.
Erdoğan’ın/Başkanlığın geniş yetkileri, o koltuğa oturacak kişiye bir halk demokrasisi yaratma imkanını sunuyor.
Başkanlık mı parlamentarizm mi tartışmaları bugün için, somut durumu gözardı eden bir Bizantinizmdir !..
ETİKETLER : Yazdır