ASGARİ ÜCRET KOMEDİSİ
17 Kasim 2023 00:40:05
Maliye Bakanı Şimşek geçenlerde, enflasyonu ücret artışlarının tetiklediğini söyledi.
Bu sözler yakında başlayarak asgari ücret toplantıları ile Aralık’taki emekli zamlarına hükümetin nasıl yaklaşacağını gösteren bir ipucu niteliğinde.
Maliye Bakanlığının şu anki ivedi görevi enflasyonu indirmek. Şimşek, bu tezi ile enflasyon-ücret döngüsündeki zıtlığı değil örtüşmeyi öne çıkartıyor: Enflasyon artışını, ücret artışları ile özdeşleştiriyor.
Bu yaklaşım, bu kez de, hükümetin asgari ücret ile emekli zamlarını olabildiği kadar minimize edeceğini gösteriyor.
Oysa Maliye Bakanı Şimşek’in, “ücret artışları enflasyonu yükseltir” tezi, son analizde doğru değildir. Tam tersi, ücret artışları enflasyonu düşürür. Daha doğrusu enflasyonu negatif olarak etkilenenin yollarından birisi de ücretleri arttırmaktır.
Maliye Bakanının tezi; ücret artışı tüketimi, o talebi ve talep yükselmesi de fiyatları arttırır klasik formülüne dayanıyor.
Bu yaklaşım, eğer ücretlerin artışı ile maliyet artışı arasındaki çelişkili ilişkiyi atlarsanız doğrudur. Patronlar, ücret artışlarını, işçilik maliyeti arttı argümanıyla nihai ürünlerine yansıtırlar. Bu şekilde kâr marjlarını ya da artı-değer paylaşımındaki veya sosyal hasıla paylaşımındaki başat konumlarını korurlar. Bir başka deyişle kâr marjlarından özveride bulunmazlar. Çünkü sistem, “ben dümenime bakarım” felsefesi üzerine kurulmuştur.
Doğru ve adil olan ücret artışlarının oransal olarak kârdan düşürülmesidir. Bu yöntem kârlılığı azaltır, ama fiyat yükselmesini önler. Yani fiyatların yükselmesini önlemek için gerçekte ücretlerin yükseltilmesi, bir çözümdür. Bu da yetmez vergilerin demokratize edilmesi, emisyonun/para basımının azaltılması, vb. önlemlerde almak gerekir.
Bunlar yapılamadığı bizim gibi çift paralı ve borç batağındaki bir ülkede enflasyonun inip çıkması olayı, döviz fiyatlarının inip çıkmasına bağlanır. Bu da dış ticaret makasına…Dış ticaret açığı büyüdükçe döviz girdisi de azalır. Döviz arz ve talebini dengede tutmak için borç bulmak gibi başka yollar da vardır gerçi, ama esas sorun budur. Döviz arzının azalması döviz kurunu, o da fiyatları/enflasyonu arttırır.
Maliye Bakanı patronlara dönüp; “işçilik maliyetinin artışını aynı oranda nihai ürünlerinize yansıtmayın, kârdan fedakarlık yapın”diyemiyor, çünkü sistemin temel rajonu bu. Bu yüzden emekçilere dönüp; “Reel gelirlerinizden fedakarlık yapın diyor. Bunun pratikteki yansıması enflasyonun altındaki ücret artışları oluyor…
**
Yakında asgari ücret tiyatrosu başlayacak yine. Sarı sendikaların temsilcileri patronlarla anlaşıp asgari ücreti, enflasyonun altında saptayacaklar. Ücret rakam olarak artacak, ama reel/gerçek gelir ya da satınalma gücü olarak düşecek.
Ayrı şeyi emeklilere de yapacaklar…
İktidar bu katakulliye her zamanki gibi seyirci kalacak.
Bunun doğal sonucu olarak yoksulluk gitgide derinleşirken küçük bir azınlığın zenginleşmesi büyüyecek…
Ve sistem değişmeden bu böyle sürüp gidecek…
Siz, 2028’de de AKP’ye oy vermeyi sürdürün, emi !..
ETİKETLER : Yazdır