SANAT VE EDEBİYATTA YOZLAŞTIRILMA
21 Ekim 2023 00:57:43
Sanat ve edebiyatın temel işlevi, yaşamı eksen alan, insanın düşünme ve düş gücünü geliştiren,varsıllaştıran bir anlama ve öneme sahiptir.Ne var ki,bugün içinde bulunduğumuz ortam bunu sağlamaktan çok uzağa düşmüştür.
Öylesine ki, bu işlevini yapamadığı gibi yozlaşmaya ve yozlaştırılmaya da katkıda bulunmaktadır.Sıradan insanlara sanatçı kimliği verilerek, medya kanallarında reklamları yapılarak onlara sanatçı sanını kolayca verip parsayı toplamalarına olanak sağlanırken; ne yazık ki,gerçek sanatçılar görmezden gelinmektedir.
*
Sanat toplumu sorgular,edebiyat yaşamı hem sorgular,hem eşeler.Olaya böyle bir açıdan baktığımızda, sanatla bütünleşmeyen edebiyat,edebiyatla örtüşmeyen sanat işlevsel değildir kanısına varmak olanaklıdır. “Ne anlattığıma değil, nasıl anlattığıma (edebi değerine bakılmadan) yazarlığımın eleştirilmesi linçtir.”gibi bir yaklaşım hem edebi değildir,hem de haklılık içermez. Popüler kültür,sanat ve edebiyattaki popülerlik,ne yazık ki öz değerlerimizi kemirmekte;lümpen,sanal,postmodern adına ne derseniz deyin;çağın getirdiği bir kültürleşmeyi egemen kılmaya çalışmaktadır.Bunu kavramak için kâhin olmaya da gerek yoktur:Tüm medya kanallarının başardığı işlerden biri de budur.Bunu görmemek için kör olmak gerekir.
*
İktisat’taki kural sanatta da,edebiyatta da geçerli oluyor ne yazık ki:‘‘Kötü para iyi parayı kovar ’’!örneği yani.Kötü romancı,kötü şair,kötü yazar,kötü ressam iyilerini kovuyor; uzun zamandan beri böyle bir süreci yaşıyoruz.
*
Güzel diye,manken diye herkesi sunucu yapan(başarılı olanlara sözüm yok)... Cumhurbaşkanı’nın ne konuştuğunu anlamadığını itiraf edeni gazetesine köşe yazarı yapan... Ünlü adları yazarak şöhret olma peşinde koşanları pompalayıp onlara her olanağı tanıyan medya kanallarıyla... Gerçek yazarlara yüz çevirip onların kitaplarını basmayan (gerekçesi satmaz,para kazandırmaz olan) yayınevleriyle... Daha dünkü çocuk denecek kimi şair-yazar ve öykücüleri jüri üyesi yapan edebiyat anlayışıyla... Eleştiriyi ‘yaz beni yazayım seni yahut yaz benimkini yazdırayım seninkini’ye endeksleyen eleştirmenlik düzeniyle daha ne beklerdin mi dediniz? Ne beklenir ki aynen katılıyorum…
*
Gerek sanatçılar gerekse edebiyatçılar arasındaki kişisel tartışmalar; ne kadar düzeysizleşti değil mi? Kurumsal tartışmalarda, etkinlikler çerçevesinde yapılan tartışmalarda ortak noktalarda, bir buluşma ve uzlaşma görüyor musunuz? Sanatın, edebiyatın özünde (karşıtlık-muhalefet- aykırılık) vardır ve doğaldır.Böyledir diye de, her şeye karşı çıkarak sanat ve edebiyat alanındaki kavgaların yaşanması zorunlu mudur?
(Devamı var)
ETİKETLER : Yazdır